Çocuk ve şiddet

Bir tanesi bir evvelki gece soğuğun, rüzgarın içinde 4 saat süeryle 13 yaşındaki oğluna yeni çıkan bir video oyununu almak için bir mağazanın önünde kuyrukta beklediğini ve ne kadar yorgun olduğunu anlatıyordu. Tam “çocuğu için nelere katlanmış, bravo” diye düşünürken arkadaşının sorusu üzerine bu kadar ısrarla oğluna almak istediği oyunun ne olduğunu söyledi. Sinirimden en az bir mil yürümeyi göze alarak inmem gereken duraktan iki durak önce indim.

Bu ‘fedakar’ beyin çocuğu için almak istediği video oyunu yeni çıkan ve satış rekorları kıran aşırı şiddet dolu ve 18 yaş üzerindeki yaş grupları için satılan iğrenç bir oyun. Birkaç gündür medyada ateşli tartışmalara neden olmuştu.

Bu tür video oyunlarının ve Internetteki şiddet içeren materyallerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri üzerine çok fazla araştırma olmadığı söyleniyor. Yapılan araştırmalar ise bu olumsuz etkileri henüz kesin olarak isbat edememiş.

Internette çabucak yaptığım araştırma sonucu 2000 yılında Craig A. Anderson Ph D ve Karen E. Dill Ph D isimli iki Amerikalı psikoloğun video oyunları üzerine yaptığı önemli bir araştırmaya ulaştım. Araştırmacılara göre şiddet içeren video oyunları, interaktif türleri nedeniyle daha zararlıdırlar. Araştırmacılar, sürekli bu tür oyunlar oynamanın kişinin agresif düşünce, duygu ve davranışlarının fazlalaşabileceğini vurguluyorlar. Zaten agresif bir karaktere sahip olanların bu oyunlardan çok daha fazla etkilenebileceği de ayrıca araştırmacılar tarafından vurgulanıyor.

İngiltere Başbakanı Brown 2007 yılı sonlarında ünlü psikolog Dr. Tanya Bryon’u dijital teknolojinin çocuklar için getirdiği riskler üzerine bir rapor hazırlaması için görevledirmişti. Dr. Byron’un çok geniş kapsamlı raporu ailelerin bu konuda ne şekilde bilgilendirilebileciği üzerine de önemli öneriler içeriyor.

Dr. Byron çocukların beyin gelişimi üzerinde varolan bilgiler ışığında videolar için yaş sınırlaması olmasının büyük önem taşıdığını ve bu sınırlamaların aileler tarfından uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Akademisyenlere, özellikle araştırmacılara karşı büyük saygım var. Ama bu konularda söyledikleri bir deyimle ‘roket bilimi’ değil. Her aklı başında, bilinçli aile, çocuklarının yaşlarına uygun olmayan materyallerden olumsuz olarak etkilenebileceğinin bilincindedir. Bu olumsuz etkinin illa da araştırmalar sonucu kesin isbat edilmesini beklemek aptallık, ve büyük sorumsuzluktur.

Üstelik örneğin, cinsel şiddet suçlarından tutuklanan suçluların yaşamları incelendiğinde zaman zaman bu kişilerin evlerinde cinsel şiddet içeren birçok video, v.s. bulunduğunu hepimiz gazetelerden, televizyon haberlerinden izleriz.
Özellikle Amerika’da son yıllarda genç erkeklerin gerek okullarda gerek sokaklarda birçok kişiyi silahlı saldırı sonucu öldürdüğü haberlerini medyada izledik. Yine bu kişilerin evleri araştırıldığında sayısız şiddet dolu materyallerin bulunduğu da bilgimiz dahilindedir. Örneğin Eric Harris ve Dylan Klebold isimli iki Amerikalı öğrenci 1999 yılında okulları Columbine Okulunda önce 13 öğrenciyi sonra da kendilerini vurarak öldürmüşlerdi. Bu iki öğrenci devamlı aşırı şiddet içeren ‘Doom’ isimli video oyununu oynuyormuş. Birçoklarına göre bu trajik olay için bu oyundan ilham almışlar. Tabii bunun doğruluğu hiçbir zaman isbat edilemeyecek.

Tüm bu örnekleri verirken her şiddet videosu izleyen, İnternette uygunsuz materyallere ulaşan çocukların kriminal bir geleceği olacağını iddia etmiyorum. Ama aileler bu konuda dikkatli davranmazlarsa bunun büyük bir sorumsuzluk olacağının da altının çizilmesi gerekir.

Çocukların devamlı video oyunları oynamalarının, vakitlerinin büyük bir kısmını Internette geçirmelerinin başka olumsuz yan etkileri de var.

Yakın bir geçmişte Britanyalı çocukların okuma derecelerinde düşüş olmuş. Bazı uzmanlar bunu video oyunlarının çoğalan popülerliğine bağlıyorlar.
Her üç çocuktan biri araştırmacılara onsuz yaşayamayacakları şeyin bilgisayarları olduğunu söylemişler. Britanya’da 5 ile 16 yaş grubu çocukların günde altı saate kadar ekran başında oldukları kanıtlandı.

Childwise araştırma kurumunun yaptığı araştırma YouTube’ün en çok kullanılan Internet sitesi olduğunu gösterdi. 1800 çocukla geçen yıl yapılan araştırma ayrıca çocukların çoğunluğunun günde 2.7 saat televizyon seyrettiklerini, 1.5 saat İnternet kullandıklarını ve 1.3 saat bilgisayar oyunları oynadıklarını belirtiyor.

Çocukların ekran başında harcadıkları zaman onların okuma ile geçirdikleri zamanda olumsuz etki yapıyor (avaraj 0.6 saat). Araştırma, boş zamanlarında zevk için kitap okuyan çocukların oranında yüzde 5 düşüş olduğunu da belirtiyor (%80 den %75e).

Gördüğünüz gibi video oyunları oynamaya ve Internette aşırı zaman harcamak, çocukların eğitimini de olumsuz olarak etkiliyor. Tüm bunların dışında, zamanlarının büyük bir kısmını televizyon, bilgisayar önünde ve video oyunları oynamakla geçiren bir çocuk gittikçe iletişim beceresi zayıf, anti – sosyal bir kişiliğe bürünebilir..

Aileler sokaklardaki çeşit tehlikelere karşı çocuklarını korumaya uğraşırken belki de esas tehlikelerin burunlarının dibinde, evlerinde geliştiğinin bilincinde değiller.
Ailelerin İnternet kullanımı üzerine kendilerini geliştirmesi ve video oyunları yaş sınırlamalarını taviz vermeden uygulamaları gerekir.

Özellikle Christmas ve Yılbaşının yaklaştığı bir zamanda çocuklarımıza hediye seçerken lütfen daha bilinçli davranalım.

743990cookie-checkÇocuk ve şiddet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.