Çocuklarımız için nükleer oyunundan vazgeçin!

Mersin’in Gülnar ilçesinde Büyükeceli beldesinde yapımı planlanan Akkuyu nükleer santrali projesi için hazırlanan ÇED raporu askıya çıktı. Rusya ile yapılan protokol çerçevesinde Akkuyu NGS firması tarafından yapılması planlanan nükleer santrale ilişkin ÇED sürecinin ilgili yönetmeliğe, uluslar arası sözleşmelere aykırı biçimde ve hukuksuz yürütüldüğünü öne süren Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, konuyla ilgili yaptığı basın açıklamasında projenin geri çekilmesini istedi. Mersin Tabip Odası tarafından hazırlanan raporda ise nükleer santrale ilişkin ÇED raporunun radyasyonun sağlık üzerine etkileri konusunda yeterli bilgi içermediğinin altı çizildi.

‘HALKIN ÇOĞUNLUĞU TOPLANTILARA ALINMADI’

Mersin Nükleer Karşıtı Platform’un açıklamasında, Akkuyu nükleer santrali için yürütülen ÇED sürecinde 29 Mart 2012 tarihinde yapılmak istenen halkın katılımı toplantısının usule uygun gerçekleşmediğinin altı çizilerek “halkın katılımı toplantısı Nükleer Santralin gerçek etki bölgesinde yapılmamıştır. Nükleer santralle ilgili ÇED sürecinde yerel halk dışlanmış, toplantıya halkın çoğunluğu alınmamış, halkın tepkisi nedeni ile toplantı yapılmamıştır. Nükleer santralin etki alanındaki bu konuda ehil olan meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, belediyeler ÇED sürecine dâhil edilmemiştir” denildi.

DANIŞTAY ÇEVRE DÜZENİ PLANINI İPTAL ETTİ

Nükleer santralin olumsuz etkilemesi beklenen alanın tamamında halkın katılımı toplantısının yapılmamasının ve yapılan toplantılara halkın alınmamasının Anayasa’nın 56. maddesine aykırı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “nükleer santralin eklendiği 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı ekolojik dengeleri gözetilmemesi nedeni ile iptal edilmiş olup, Danıştay kararı ile iptal edilen Mersin-Karaman Çevre Düzeni Planının iptalinden sonra Akkuyu nükleer santral projesinin derhal durdurulması gerekmektedir” görüşüne yer verildi.

‘DEPREM KUŞAĞINDAKİ TÜRKİYE’DE NÜKLEER SANTRAL KURULAMAZ’

ÇED raporunda Ecemiş fay hattının Akkuyu nükleer santraline zarar vermeyeceğinin yazıldığına dikkat çekilen açıklamada, bilim insanlarının deprem konusundaki uyarılarına yer verilerek şöyle denildi: “Fukuşima felaketine neden olan depremden sonra dünyanın sayılı deprem uzmanları bugüne kadar deprem tahmini hesapları nokta kaynağı üzerine kurulan simülasyonlarda yapılıyordu, fakat Fukuşima felaketi depremi bugüne kadar bu konuda yapılan teori-hesap-tahminlerin hepsini çürüttüğünü ve Fukuşima santralindan yaklaşık 200 kilometre uzaklıkta meydana gelen nokta kaynak yerine Fukuşima sahilerine kadar ulaşan yırtılarak ilerleyen kaynaklardan meydana geldiğini kamuoyuna açıklamışlardır. İşletmeye alınmayan ve deprem bölgesinde olan Akkuyu nükleer santralinin neye göre depreme dayanıklı olacağına ilişkin soru işaretleri taşımaktadır. Deprem kuşağında olan ülkemizde nükleer santraller kurulamaz.”

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN NÜKLEER OYUNUNDAN VAZGEÇİLSİN

Mersin Tabip Odası tarafından hazırlanan raporda nükleer santralin sağlığa vereceği zararların aktarıldığına değinilen açıklamada, “biz Mersin halkı olarak yöremizde yapılması planlanan nükleer santrale karşıyız. Çocuklarımız, doğamız ve ülkemizin geleceği için bu tehlikeli nükleer oyununa ortak olmak istemiyoruz. Ülkemiz nükleer santrallere mahkûm değildir. Siyasi olarak dayatılan bu projenin ÇED sürecinde Mersin halkının haklı taleplerine kulak verilmeli ve ÇED raporu iptal edilerek projeden derhal vazgeçilmelidir” görüşüne yer verildi.

MERSİN TABİP ODASI: ‘ÇED RAPORUNDA RADYASYONA İLİŞKİN YETERLİ BİLGİ YOK’

Akkuyu Nükleer Santrali Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’nda yer alan santralin sağlık etkileri ile bilgilere ilişkin Mersin Tabip Odası’nın hazırladığı raporda ise ÇED raporunun radyasyonun sağlık üzerine olumsuz etkileri ve bölge sağlığına ilişkin yeterli bilgileri içermediğinin altı çiziliyor.

Başta Çernobil ve Fukuşima’daki kazaların sonuçları ile nükleer santrallerin normal çalışmaları esnasında çevreye dolayısıyla insan sağlığına olan etkilerinin eksik ve yanıltıcı olduğu vurgulanan Mersin Tabip Odası raporunda, özetle şu görüşlere yer veriliyor:

‘GÜVENLİK MUTLAK DEĞİL’

“Akkuyu Nükleer Santrali Çevre Etki Değerlendirme Raporu’nun III.7.3. Nükleer Güvenlik Bölümü’nde; ‘Hiçbir girişimde güvenlik mutlak değildir. Hayat süresince bir şekilde risk mevcuttur. Söz konusu güvenlik ilkeleri nükleer güç santrallarının mutlak bir biçimde risksiz olmasını garanti altına almaz, fakat güvenlik ilkeleri uygulandıklarında santralın son derece güvenli şekilde çalışması sağlanmış olacak ve toplumun kaliteli yaşam için ihtiyaç duyduğu enerji gereksiniminin karşılanmasında etkin olacaktır [23].’ denilmektedir.

‘AKKUYU’DA SAĞLIK AÇISINDAN BU BÜYÜK RİSK GÖZE ALINMAMALI’

Sorunun çözümü tam da bu noktada yer almaktadır. Kaliteli bir yaşam için önce enerji değil sağlık gereklidir. Geçmişte yaşanan nükleer santral kazaları ve normal çalışma koşulları sırasında çevreye yayılan radyasyonun ölümcül hastalıkların sıklığını arttırdığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Buna göre ‘Kaliteli bir yaşam için enerji mi yoksa yaşayabilmek için sağlıklı bir çevre mi?’ sorusunun cevabı herkes için ‘sağlık’ olacaktır. Böyle bir risk göze alınmamalıdır. Ayrıca Çernobil ve Fukuşima örneklerinde olduğu gibi herhangi bir kaza sonucunda oluşan ekonomik kayıp riskin maddi açıdan da göze alınmaması gerektiğinin kanıtıdır. Hastalıkların oluşmasını önlemek, hastalığı tedavi etmekten daha ekonomiktir prensibinden yola çıkarak ne Akkuyu’da ne de ülkemizin başka bir bölgesinde sağlık ve çevre açısından bu kadar büyük bir risk göze alınmamalıdır.”

1554670cookie-checkÇocuklarımız için nükleer oyunundan vazgeçin!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.