Bunun nasıl yapılacağı ve nasıl başarılı olunacağı üzerine sayısız kelimeler yazıldı. Bununla beraber, anne babalar, büyük anne babalar, teyzeler, amcalar, veya sadece arkadaşlar olsun tüm yetişkinlerin erişeceği bir yöntem vardır.
Çocukları anlamak ve eğitmekle karşı karşıya gelindiğinde çocuğun gözlerinin içine bakmamıza ihtiyacımız vardır. Bu küçük akıllardan ne geçtiğini bilmek zorundayız.
Çocukların, küçük insanlar olduğunu hatırlamak zorundayız. Onlara bu görüş açısından bakmakla bizim, başkaları tarafından nasıl göründüğümüzü anlamada bize yardım edecektir. Onlar, büyüklükte, otorite ve güçte daha büyük olduğu hayal edilen insanların dünyasına minicik getirildiler. Yeni yürümeye başlayan bir çocuk için, yetişkinler ya koruyan, rahat ettiren ve yardım eden yada mükemmel bir gözdağı olabilir.
Çocukların, küçük yetişkinler olmadığı, ve onları yetişkinler olarak görme hatasını yapmamamız gerektiği belirtilecek önemli diğer bir noktadır.
Çocukluk, hayatlarında en mutlu zamanlarından bir olmalıdır. Onları çocukluktan acele çıkarmak için veya onu tamamen onlara özlettirmeye neden olmak için vakit yoktur. Onların, zevk almalarını sağlayalım. Bir anne baba olarak, zaman içinde, iyi eğitilmiş yetişkinler olmaları için gereken moral prensiplerini içlerine inşa etme fırsatını ele geçirebilirsiniz.
Küçük çocuklarla ilgilenirken, bize gönderdikleri işaretleri yorumlayabilmemiz gerekmektedir. Örneğin, ağlamak, sinirli anne baba tarafından dayaklar atmak için asla bir davetiye olmamalıdır. Ağlama veya sızlanma, yeni doğan bebekler için ihtiyaçlarını ifade etmelerinin doğal bir yöntemidir. Annesinin dölyatağında himaye edilen çocuk, doğduğunda kendi görüş açısından kalpten bir ağlamayla her yönüyle vokal yapabilmelidir.
Çocukların kendi kendilerine çabalarını ifade etmelerini cesaretlendirmek iyidir. Kendi görüş açılarından sorunları açığa vurabilir, ve açık bir şekilde anlaşılan bir sorunu çözmek çok daha kolaydır.
Fakat, gerçekte olan, çocukların söylemlerinin büyük bir yüzdesinin ihmal edilmesidir. Bazı çocukların çevrelerini kapatmaları bile isteniyor. Anne babalar, bir çocuk yetiştirmenin kısa programının olmadığının farkına varmaları gerekmektedir. O, sabır, sevgi, anlayış ve bedel gerektirir.
Çocuk ihmali, çocuğa kötü muamele ve çocuk eksikliği zorlayıcı neden değildir. Onlar, insanoğlu olarak, bizim tercihlerimizdir. Çocuklar, kendi anne babalarını, kendi rengini, kendi ailelerinin gelirini veya kendi çevrelerini seçmiyor. Kendi yaşama, muvaffak olma, eğitilme, sağlık, sığınma, temiz su ve yeteri kadar yemek yeme şansları, doğum günü piyangosuna bağlı olmamalıdır.
Bunlar, iyi, şefkatli ve duyarlı herhangi bir milletin her çocuğa sağlayacağı temel insan haklarıdır.
Çocukların ihtiyaçları, sulh döneminde veya karışıklık zamanlarında karşılanması gerekir. Onların ihtiyaçları, ekonomi büyüse de veya çökse de karşılanmalıdır. Çocukların ne sesleri ne de oyları vardır. Sizinkilerden başka. Her çocuk emniyetli, sağlıklı ve eğitimli olana kadar bugün ve her gün lütfen sesinizi yükseltin.
İhtiyacını hissettiğimiz birçok şey bekleyebilir, fakat bir çocuk bekleyemez. İçinde oldukları zamanda kemikleri şekil alıyor, kanları yapılıyor ve akılları gelişiyor.
İkinci dünya savaşının olduğu günlerde Winston Churchill, “Herhangi bir toplum için, sütü bebeklere vermekten daha hoş bir yatırım yoktur.” demişti.
Hepimiz, hükümetimizin, emziren annelerin bebeklerini 6 aylık olana kadar onlara meme vermelerini sağlayacak olan bir beslenme programı için $1.2B bütçeden ayırdığını biliyoruz.
Diğer şeyler arasında, bu program, genç çocuklar ve hamile anneler için mikro beslenme sağlayacaktır.
Bu yüzden, Guyana’da sağlık güvencesi vardır, fakat bizim çocuklarımız, kendi kendilerine bu güvenceye erişemeyeceğini hatırlamamız gerekir. Hükümet tarafından onlar için yapılan erzaktan çocuklarının gerektiği kadar yararlanmasını sağlamak, anne baba ve vasilerinin sorumluluğundadır. Çocuklarımızın, sağlıkta, kaliteli okul öncesi, devlet okullarını ve her yönden gelişmelerini sağlayacak okul sonrası programlarını gerektiği kadar sağlayacak anne babalara ihtiyaçları vardır.
Ve onlara “Yarın” diyemeyiz.
Hatırlayın, onların yarını ŞİMDİ !
( Ms Anoopwattie Veeren eski bir müdürdür ve Kadınların İlerleme Organizasyonu (WPO)’nun önde olan bir üyesidir. )
* İngilizce Matematik Öğretmeni Y.Müh. Naim Uygun tarafından İngilizce’den çevrilmiştir.
Web sitesi: http://www.pekiyi.150m.com E-mail: [email protected]