Biz göçmenler için tatil demek “aile ziyareti” demektir. Aile ziyareti demek de uçak… Uçak demek ise ciddi bir bütçe…
Her geçen gün yaşam kolaşlaşacağına garip bir şekilde zorlaştırılıyor. Örneğin 1970’lerin gazetelerinden anladığımızca THY yurt dışında çalışan işçilere indirim yapıyormuş… Çok değil geçen yıl Başbakan Ahmet Davutoğlu da THY’de aile indirimi sözü vermişti ama oyları kapınca unuttu, sonra da koltuğu kaptırdı…
Geçen hafta “uçaklarda güvenlik” bahanesiyle getirilen zorlukları yazmış, hatta uçaklardaki güvenlik boşluğuna dikkati çekmiştim. Bu hafta da Kuzey Kıbrıs’tan kalkan ve Türkiye’de uçak değiştirtilen mağdur yolcuların sorunuyla ilgili olumsuz bir gelişmeyi aktarmak, yetkililerin dikkatini çekmek istiyorum.
Ulaştırma Bakanı Chris Grayling bu uygulamanın İngiliz hükümetince “teröre karşı” alınan önlemlerin bir sonucu olduğunu söylemişti. Bakanın Pegasus’a gönderilen resmi yazısında da Ercan Havalimanı’nın tanınmadığı için böyle bir yol izlediği belirtiliyordu. Bu bağlamda İngiliz yetkililere söz anlatmak zor. Argümanınız güçlü ve mantıklı olmalı. İngiliz bakan mantığında haklı. “Türkiye dışında dünyanın tanımadığı bir havalimanı güvenli değil” diyor. Burada Türkiye’nin ve Türkiye’deki havayolu şirketlerinin devreye girip, “Bizim güvenliğini kabul ettiğimiz bizim garantimiz ve güvencemizde sayılır. Ayrıca size uçacak yolcular tanımadığınız Ercan’dan değil, tanıdığınız Türkiye havalimanlarından geliyor” demesi gerekir… Peki dediler mi? Sektörden bir dostuma göre tam tersini yapıp yasağı koyulaştırmışlar…
Geçenlerde telefon eden dostum bu konuda çok dertliydi. Söze önce tablet yasağından başladı: “Türkiye ve 5 Ortadoğu ülkesinden AB ülkelerine kabinde tablet yasağı var ama tersi uçuşlarda AB’den bu ülkelere yasak söz konusu değil…
Gelelim KKTC’den kalkan uçaklarda aktarmalı yolcuların Türkiye’de uçak değiştirip tekrar güvenlikten geçirilmesine… İngiltere Ercan Havalimanını tanımadığı için böyle bir yol izlediğini açıkca belirtti. Peki Pegasus’un İngiltere’den Ercan’a giderken yolcularını Türkiye’de tekrar uçaktan indirip güvenlikten geçirip Ercan’a göndermesine ne demeli?”
Bizde adettir, vur denilince öldürürüz. Pegasus gerçekten böyle yapıyorsa çok ayıp ediyor ve kendi ayağına sıkıyor… Oysa bir kaç yıl öncesine kadar Pegasus dinamik bir şirket görünümündeydi. Metal yorgunluğu çabuk başlamış demek ki… Yazık!
***
Britanya Alevi Federasyonu (BAF) tarafından yeni bir tasarımla yaptırılan Madımak Anıtı 17 Haziran Cumartesi öğleyin anma konuşmaları ve semahla açıldı. Bu tarihi törene BAF ve cemevleri yöneticilerinin yanısıra 7’nci Alevi Festivali’ne katılmak için Londra’da bulunan Türkiye’den Avrupa’daki 16 Alevi kuruluşu temsilcisi, dedeler ve Londra’daki toplum üyeleri de katıldı.
Sivas Madımak’ta 1993’de Alevi katliamı sonrasında 1997’de Leyla Aslan’ın da önderlik ettiği Bağımsız Kadın Harekatı tarafından Hackney Belediyesi’nin izniyle “Stoke Newington Common Park Rectory Rd N16” adresine dikilen 5 çınar dikilmiş ve küçük bir de anıt yerleştirilmişti. Oysa İAKM-Cemevi 1993’de kurulmasına karşın bu anıtın farkına (İsrafil Erbil ve ekibinin yönetime gelmesiyle) 2010’da vardı.
Tarihi açılışta çok önemli bir eksik vardı. Böylesi bir anıtı düşünen, belediyeden gerekli izinleri alan, bütçe yaratıp anıt yaptıran Leyla Aslan ve Bağımsız Kadın Harekatı üyeleri de açılışta onurlandırılmalıydı. “Bu işin telafisini İAKM-Cemevi yapmalı“ diye düşünüyorum. Gerçi başkanı telefonlara çıkamayacak, mesajları da yanıtlayamayacak kadar çok meşgul ya…