Ölümüne enerji üretiminde Türkiye dünya dördüncüsü oldu!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Ucuz maliyeti yüzünden termik santrallerde kullanılan linyit üretiminde Türkiye dünyada dördüncü, Avrupa’da ise ikinci sıraya yerleşti…

Polonya’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler 24. İklim Değişikliği Konferansı (COP24) 14 Aralık’ta sona erecek. Dünyanın dört bir yanından Polonya’ya gelen katılımcılar enerjiden sağlığa, üretimden tüketime bir çok başlıkta iklim değişikliğinin nedenlerini sorgulayarak gezegenin geleceği adına uyarılarda bulunuyor. Merkezi Brüksel’de bulunan Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), ikinci haftasına giren iklim değişikliği konferansı kapsamında çarpıcı bir rapor yayınladı. HEAL’in yaptığı araştırmaya göre Türkiye’nin dünyada en çok linyit tüketen dördüncü ülke olduğu ortaya çıktı. HEAL’in raporuna göre Türkiye’de 2016 yılında 70,2 milyon ton linyit üretildi ve üretilen linyitin yarısından fazlası kömürlü termik santrallerde kullanıldı. Türkiye’de işletmedeki 27 kömürlü termik santralin 11’inde linyit kullanılıyor, başka bir deyişle 19,9 GW kömürlü termik santral kapasitesinin yüzde 52’si linyit kömürüne dayanıyor. Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), halk sağlığının korunması ve hava kirliliğinin önlenmesi için bütün termik santrallerin kapatılması ve Türkiye’nin linyit tüketiminden vazgeçmesi çağrısında bulundu.

Polonya’nın Katowice kentinde devam eden Birleşmiş Milletler 24. İklim Değişikliği Konferansı (COP24) kapsamında bir rapor yayınlayan Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL-Health and Environment Alliance), linyit kömürüyle çalışan termik santrallerin neden olduğu ölümcül tabloyu gözler önüne serdi.

TÜRKİYE 11 TERMİK SANTRALDE LİNYİT KULLANIYOR

“Linyit kömürü: Sağlık etkileri ve sağlık sektöründen tavsiyeler” başlığını taşıyan rapora göre, Türkiye’de 2016 yılında 70,2 milyon ton linyit üretildi ve üretilen linyitin yarısından fazlası kömürlü termik santrallerde kullanıldı. Türkiye’de işletmedeki 27 kömürlü termik santralin 11’inde linyit kullanılıyor, başka bir deyişle 19,9 GW kömürlü termik santral kapasitesinin yüzde 52’si linyit kömürüne dayanıyor. Ülke, bu linyit üretimiyle dünyada dördüncü, Avrupa’da ise ikinci sıraya oturuyor.

AVRUPA’YA ‘LİNYİT VE KÖMÜRDEN VAZGEÇİN’ ÇAĞRISI

Türkiye ile beraber Avrupa’daki diğer ülkeleri de inceleyen rapora göre, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa’daki ülkeler dünyadaki linyitin yüzde 50’sini üretip tüketiyor ve Avrupa’daki kömürlü termik santrallerin yüzde 40’ı linyitle çalışıyor. Avrupa Birliği’nin en büyük, en kirli ve insan sağlığına en zararlı termik santrali Polonya’daki Belchatow santrali de yine linyit kullanıyor. Avrupa ülkelerine, yüksek linyit üretim ve tüketim modellerini terk etmeleri ve acilen linyit de dahil tüm yeni kömürlü termik santral projelerinden vazgeçmeleri için çağrı yapılıyor.

‘LİNYİT ÖZELİNDE HAZIRLANAN RAPOR ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA’

İklim değişikliğinin en temel nedenlerinden olan kömürün sağlığa etkilerinin altını çizen Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) üyesi Doç. Dr. Çiğdem Çağlayan, “HEAL’in linyit özelinde hazırladığı yeni rapor, kömür kullanımının sağlık etkileri konusunda politika yapıcılara güçlü kanıtlar sunan önemli bir çalışma” dedi.

‘TERMİK SANTRALLER YILDA 3 BİN ERKEN ÖLÜME NEDEN OLUYOR’

Bugüne kadar yapılmış birçok araştırmada kömürlü termik santrallerin mevcut olduğu bölgelerde astım, kanser, KOAH gibi hastalıklarda artışa neden olduğu yadsınamaz bir biçimde ortaya konulduğuna dikkat çeken Çağlayan, ayrıca Türkiye’deki kömürlü termik santrallerin, yarattıkları hava kirliliği sebebiyle yılda yaklaşık 3 bin erken ölüme sebep olduğunun tahmin edildiğini söyledi.

‘AYNI ELEKTRİĞİ ÜRETMEK İÇİN ÜÇ KAT FAZLA LİNYİT KULLANILDI’

HEAL Türkiye Danışmanı Funda Gacal ise temiz kömür diye bir şeyin olmadığının altını çizerek, “Zonguldak’ta taş kömürünün nasıl bir hava kirliliğine sebep olduğunu görüyoruz. Resmi rakamlar, hava kirliliğinin hem Türkiye’nin hem Dünya Sağlık Örgütü’nün limitlerinin çok üstünde olduğunu ortaya koyuyor. Yeni raporumuz, Türkiye’de aynı miktarda elektrik üretmek için taş kömüründen üç kat daha fazla linyit kullanıldığını ortaya koydu. Bunun daha fazla kirlilik ve olumsuz sağlık etkisi anlamına geldiğini tahmin etmek zor değil” diye konuştu.

LİNYİTİN İKLİM ÜZERİNDE YIKICI ETKİLERİ VAR

Türkiye hem sayı hem de kapasite bakımından Avrupa ülkeleri arasında en fazla yeni kömürlü termik santral planlayan ülke olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz Cumartesi COP24 kapsamında düzenlenen İklim ve Sağlık Zirvesi hakkında konuşan Gacal “Linyit özelindeki veriler, linyitin iklim üzerinde son derece yıkıcı bir etkisi olduğunun altını çiziyor. Ancak buna rağmen Avrupa’da ve Türkiye’de 2010’dan bu yana linyit üretiminde belirgin düşüş gözlenmedi, bu da iklim değişikliği mücadelesine gölge düşürüyor. Gerçek anlamda insan sağlığını korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek için enerji sistemimizi acilen dönüştürmemiz gerekiyor. Ancak ne yazık ki binlerce politikacının bir araya geldiği iklim zirvelerinde insan ve diğer canlıların sağlığının ana konu olmadığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

HALK SAĞLIĞINI KORUMAK İÇİN TÜRKİYE’YE GÖREV DÜŞÜYOR

Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu Üyesi Halk Sağlığı Uzmanı Gamze Varol ise “Geçtiğimiz hafta Dünya Sağlık Örgütü’nün COP24 kapsamında duyurduğu yeni rapor incelendiğinde görülüyor ki, iklim değişikliği ile mücadele etmenin sağlık faydaları maliyetinden çok daha yüksek; iki katı kadar. HEAL’in bu raporu da benzer bulguları bize sunuyor. Buradan Türkiye’ye, halk sağlığını korumak ve geliştirmek amacıyla, başta enerji üretim modellerinde değişiklik yapmak olmak üzere çok görev düşüyor” dedi.

ELEKTRİK ÜRETMEK İÇİN LİNYİT YAKMAK EN KÖTÜ TERCİH

Taş kömürü ile karşılaştırıldığında sülfür ve kül içeriği daha yüksek olduğu belirtilen linyitin enerji değeri ise daha düşük. Kömürlü termik santrallerde linyit kullanımı daha fazla hava kirliliğine neden oluyor. Türkiye’deki fosil yakıtlı termik santrallerin çevresel yaşam döngüleri özelinde yapılan çalışmalarda linyit yakmanın en kötü tercih olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’de linyit yakıtlı termik santrallerin neden olduğu erken ölüm oranlarına da yer verilen raporda, tarımsal sit ilan edilen Eskişehir Alpu Ovası’nda kurulmak istenen yeni termik santrale ilişkin ayrıntılar da yer aldı. Türkiye’nin taş kömürü ve linyit başta olmak üzere tüm fosil yakıtlardan vazgeçmesi çağrısında bulunulan raporda, mevcut duruma ilişkin şu bilgilere yer verildi:

MUĞLA’DA 45 YILDA 45 BİN ERKEN ÖLÜM

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Kömürlü Termik Santralleri: Türkiye Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy kömürlü termik santralleri Muğla’da işletmede olan ve sırasıyla 685 MW, 685 MW ve 457 MW kurulu gücünde santrallerdir. Her ne kadar bu üç kömürlü termik santralin emeklilik yaşları yaklaşmış olsa da, 2014’teki özelleştirmenin ardından, bu santrallerin 2019 yılı için rehabilitasyon planları mevcuttur. 1983’den bu yana bu üç kömürlü termik santralden kaynaklanan hava kirliliğine bağlı olarak 45.000 erken ölüm vakasının meydana geldiği tahmin edilmektedir. Planlanan rehabilitasyonla birlikte önümüzdeki 10 yıl için 5.270 erken ölüme neden olabilecekleri öngörülmektedir.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK LİNYİT MADENİ KAHRAMANMARAŞ’TA

Afşin-Elbistan Kömürlü Termik Santrali: Afşin Elbistan Linyit Madeni, Türkiye’de işletilen en büyük linyit madenidir ve Türkiye’nin linyit rezervinin en az yüzde 46’sının burada bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu açık ocak linyit madeni Türkiye’nin en büyük kapasiteli kömürlü termik santralleri olan Afşin Elbistan A (1,5 GW) ve Afşin Elbistan B (1,6 GW) Linyit Yakıtlı Termik Santral’lerine yakıt temin etmektedir.

SOMA’DA 301 İŞÇİ CAN VERDİ: EN FAZLA İŞ CİNAYETİ KÖMÜR VE LİNYİT SEKTÖRÜNDE

Soma B Kömürlü Termik Santrali ve Soma Linyit Madeni: Soma B Kömürlü Termik Santrali 990 MW kurulu güce sahiptir ve Afşin Elbistan A ve B’den sonra Türkiye’nin en büyük linyit yakıtlı termik santralidir. Ancak bundan daha önemlisi, 13 Mayıs 2014’te termik santrale yakıt sağlayan ve 18.000 hektarlık bir sahayı kapsayan Soma Linyit Kömür Madeni’nde dünyanın en kötü maden felaketlerinden birinin yaşanmış olmasıdır. Kazada hayatını kaybeden madenci sayısı 301 olarak tahmin edilmektedir. Türkiye Kömür İşletmeleri’ne ait bir kamu işletmesiyken Soma B Kömürlü Termik Santrali’ni beslemeye başlayan maden, sonradan özelleştirilmiştir ve özelleştirilmesi kazanın başlıca sebebi olarak görülmektedir. Maden kazasına rağmen hala işletmede olan Soma Linyit Madeni, Soma B Kömürlü Termik Santrali’ni beslemektedir. Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği’ne (TMMOB) göre, kömür ve linyit sektörü Türkiye’de en çok iş kazası yaşanan sektördür.

ÇANAKKALE’DEKİ TEHLİKE ÇAN’I ÇALMAYA DEVAM EDİYOR

Çan-1 Kömürlü Termik Santrali: 330 MW kurulu gücündeki Çan-1 Linyit Yakıtlı Termik Santrali, Çanakkale’nin Çan ilçesinde yer almaktadır. Çanakkale, en fazla kömürlü termik santral planlanan illerden de biridir. Çan-1 Linyit Yakıtlı Termik Santrali, kurulu güç bakımından Türkiye’nin en büyük santrallerinden biri olmasa da özellikle bölgede çıkarılan linyitin yüksek toz ve sülfür içeriğine bağlı olarak, santralin bulunduğu ilçedeki yüksek hava kirliliği ve SO2 emisyonları endişe vericidir. Her ne kadar Çevreve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından çıkarılan linyitin evlere satışını yasaklayarak hava kalitesini iyileştirmeyi hedeflese de, 29 Temmuz 2018’de linyit yakıtlı Çan-2 Kömürlü Termik Santrali ilçedeki ikinci kömürlü termik santral olarak işletmeye alınmıştır. Ayrıca, çok kısa süre önce, 5 Kasım 2018’de Çan-1 Linyit Yakıtlı Termik Santrali’nde meydana gelen patlama bir işçinin yaralanmasına ve bir işçinin ölüme neden olmuştur.

ESKİŞEHİR ALPU: TARIM ARAZİSİNDE TERMİK SANTRAL

Alpu Eskişehir Kömürlü Termik Santrali: Türkiye Eskişehir Alpu Linyit Havzası Türkiye’nin elektrik üretimi için kullanılabilecek en büyük 3. linyit rezervi olarak tanımlanmaktadır. Eskişehir’de 315 MW kurulu gücündeki Yunus Emre Linyit Yakıtlı Termik Santrali’nin inşaatı tamamlanmış ve test aşamasındayken, Alpu Linyit Yakıtlı Termik Santrali de planlama aşamasındadır.Yereldeki siyasi aktörler, karar vericiler, sağlık uzmanları ve sivil toplum örgütleri planlanan kömürlü termik santrallere ve linyit madenine itirazlarını birçok kez dile getirmişlerdir. 2018’de yapılan bir çalışmaya göre eğer Alpu Santrali yapılır ve işletmeye geçerse, santral çalışacağı tahmini 35 yılda 3.200 erken ölüme yol açacaktır. Ayrıca Eskişehir’de linyit madeni ve kömürlü termik santralin planlandığı alan, tarımsal potansiyeli nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun “büyük ova” yani “tarımsal sit” ilan ettiği Alpu Ovası’nın içindedir.

 

2253850cookie-checkÖlümüne enerji üretiminde Türkiye dünya dördüncüsü oldu!
Önceki haberTükiye hangi kaba dökülüyor?
Sonraki haberCengiz’in termik santraline mahkemeden iptal kararı!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.