On line demokrasi önergesi !

Bu nalıncı keseri seçim sistemi ile mutlak iradenin meclise ne kadar yansıdığı zaten şüpheli iken, bir de o yandan yansımışı sınırlandırıp, törpüleyip, iç çekişmelere teşne zeminler yaratırsan, o meclisten sizi yönetmesini beklemek şöyle dursun, ülkenin ileriye taşınmasını ummak ne kadar gerçekçi olur? Meclisin manevi şahsiyetine de yazık, bildik bileli, ümitle, vekillerden güzellikler bekleyen halka da! Dünya’ya devamlı sitcom malzemesi vermemiz de cabası…
Biz, bizi temsilen geleceğimizi dizayn edecek vekiller seçmiyoruz. Biz, halk ile akıl yürütme arasında, aracı, saptırıcı, oyalayıcı, hepbanacı, paravan, çıkarcı, tampon ve kendine demokrat engeller seçiyoruz daha çok. Bütünleştirici, uzlaştırıcı, akil, total kaliteli, pratik zekalı, yaratıcı, çözüm üretici, ülkeye odaklı vekillerden kaç tane düşüyor ki kilometre kareye?
O zaman, asırlardır zaman kaybedip geri saflara düşmüş bu güzelim ülkeye, daha fazla zaman kaybettirmektense, gelin demokrasiyi gerçek sahibine, yani halka direk teslim etmeyi deneyelim. Halk, ülke yönetiminde alınacak kararları direk oylasın on line olarak… Gülmeyin, dinleyin, olmayacak iş değil, hatta ileri dünyalarda eninde sonunda olacak olan bu… Dünya insanı yönetilmeye daha ne kadar dayanabilecek ki?
O zaman bir otorite korkusu olmayacağı için, kul edici dominant tesirler kalkar ortadan. İktidar edici para gücünün yarattığı siklet farkı adaletsizliği kalkar ortadan… Biz seçim ringinde, sentetik katkılı suni mega-doping enerjileri yüklenmiş, laboratuarlarda trilyonlar harcanarak bilimsel metodlarla kasları mekanik ve digital robot teknolojisi ile çiplendirilip geliştirilmiş ağır siklet boksörün karşısına, parasızlıktan doğru beslenememiş, eldivenleri bol gelen, sinek siklet boksörü çıkarıyoruz… Ferrari edinmiş mağdur adamı, 3 vitesli Anadol mağrurluğu ile kapıştırıyoruz.
Devlet gücü-hükümet işbirliği ile, muhalefetin müzmin muhalefet kalmaya mahkum edilmesi adaletsizliğine dur demeli aklı selim… Biattan, korkudan hatta yağdan tasarruf edip özgür kaldığımızda, belki aklımızı başımıza toplar, kendi kaderimizi o zaman kendimiz çizmeyi öğreniriz…
Yoğun kavşağa dalgacı trafik polisini koyuyoruz, kavşak kilitleniyor. Oysa kavşakları işler kılıp yolları serbest bıraksak, halkımız, itiş kakış da olsa yolunu bulur. Şimdiki kaoslu, güdümlü, çıkmaz durum-komedilerinden iyidir…
Demokrasi, ancak direkt katılım modülü eklenerek demokratikleştirilebilir. “Direkt demokrasi” kavramı, iletişim teknolojisinin verdiği avantajlarla denenebilir ve rayına oturtulabilir belki. Toplumsal inisiyatifin gelişmesine faydası olsa yeter. Denemediğimiz kalmadı, bir de bunu deneyelim detaylandırararak…
“Nasıl yani?” diye soracaksınız? Kabaca anlatayım… Diyelim, internet üzerinden ortaya atılan bir önerge için, seçmenin % 30’u internette kuru imza toplayabilirse, önemli güncel kararlar o an direk olarak internet üzerinden halkın nabzına sunulabilir. Oylayan katılım oranı, diyelim, minimum % 60 olursa, sonuca itibar edilir. California’da bu konuda pilot uygulamalar yapılıyor. Venüs ve Jüpiter bunu telepatik olarak yapıyor olabilir !!!
“Dünyalılar’ın çoğu hacker, girerler birbirlerinin adreslerine, hile hurda karar çıkartırlar, kendilerini bile seçtirirler. Bu Dünyalı’ya güvenilir mi? Senin internet demokrasisi, olur töhmet demokrasisi…“ diyeceksiniz…
“ Şimdi farklı mı sanki? “ diye cevaplayabiliriz bu sorunuzu… Koyarsın şifreleri oylama sitesine, şifreli demokrasi olur. Şifre deyince aklınıza YGS sınavları gelmesin. Dediğim şu; herkesin parmak izi, kendi şifresi olur mesela…
“ Yahu millet birbirinin parmağını keser be! “ diyeceksiniz… “ Gider, kestikleri parmakları basıp, oylama yaparlar… Çöplerde de milyonlarca damgalı oy pusulası yerine kesik parmak yığınları bulunur o zaman…” da diyeceksiniz…
Onun da çözümü var. Parmak izi ile ses şifresi birlikte uygulanır, hatta üstüne saç kılından DNA onayı bile alınır, … Oy atmak için parmağı basan, bir de uyy diye ses çıkarır, saçını ekrana sürter, ancak o zaman açılır oylama sitesi, bir kereye mahsus olmak üzere…
Bir toplumun kendi kaderini belirleyeceği kararları, hiç kimseyi vekil tayin etmeden ve kimseye güvenmek zorunda kalmaksızın, direk kendi oyuyla, yani en demokratik olarak, anında alması ancak bu yolla mümkün olur. İletişim ve güvenlik teknolojileri artık bir oylamayı global çapta ve anında yapabilmeyi sağlıyor. Yönetici sınıfın egosunu da ancak bu düşürür ve herkesi eşit kılar. Düşünsenize, milletvekili diye bir şey kalmayacak, yönetici sınıfı olmayacak… Demokrasi ise sapına kadar demokrasi… halkımız böyle çılgın projelere yatkın, ne yapsak şimdikinden iyi olur zaten…
Ama, bir icra heyeti olacak. Ancak bunlar, halkın bu yöntemle aldığı kararları sadece icra etmekle yükümlü olacaklar. Yani bu heyet üyeleri, halkın hizmetlileri olacaklar… Halkın hizmet ettiği, havalara soktuğu, sonra da el açıp minnet ettiği çobanlar olmayacaklar… Bu yöntemle seçilecek 100 kişilik bir komite ise halk adına, sadece icracı yönetimi denetleme görevinde olacak, halka rapor üretecek… Sistem oturunca buna da gerek yok…
Siyasal partiler lider sultasında oldukları için, milletvekillerinde bireysel karar özgürlüğü de olmuyor mevcut sistemde… Al bi demokrasi zaafiyeti daha… Oysa “direk demokrasi” sisteminde, ülkedeki herkes eşit birey olur o zaman. Yönetimler, direk halk iradesiyle alınan kararları doğru icra etmezlerse, onları hizaya sokma gücü de yine halkın elinde olur aynı yöntemle. 1 saat içinde oylanarak, bir icracıyı veya toptan icra komitesini o an azledebilme gücü de halkın olur. Al sana işte, halkın kendi kendini yönetme sistemi… İşte budur… Ne faydasını gördük hesapta bizi temsil eden vekillerin şimdiye kadar?
Hangisi demokrasidir? Eski, demode, köhnemiş, kronik sorunları, müzmin çekişmeleri bünyesinde barındırıp, yürütmenin, yasamayı, yargıyı, savunmayı yürütüp, kuvvetler ayrılığı ilkesini biçerek, sadece kendi yönetici sınıfına hizmet eden, kendi sponsoru olarak yarattığı yandaşını zengin eden ve bu güçle kurduğu sistemle var olan, bundan beslenip, nemalanıp, nemalandıran model mi demokrasidir? Yoksa şimdi aktardığım, halkın doğrudan karar organı olacağı model mi?
İcracılar, sadece memur olacaklar o zaman… Hangi görüşten olursa olsun, siyasi ayrıcalıkları olan bir muhteris lider olmayacak başımızda. 1215 yılında, İngiltere Kralı 1. John, kendi yetkilerini kısıtlattığı Manga Carta ile bunu yapmak istedi, bugüne kadar yazılı olmayan bu anayasanın temayülleri ile yönetildi Britanya, demokrasinin temelidir bu, ama internet olmadığı için tam uygulanamadı…
Böyle olursa, en azından, halkı yanıltacak, aldatacak, halktan aldığı gücü halkın üzerinde kullanacak, demokrasiyi dini istismar aracı olarak kullanarak, ceplerini dolduracak temsilciler ortadan kalkar… Başarısızlığını halka yükleyecek kimse de kalmaz ortada…
En önemlisi Amerika hükümranlığındakiler gibi kukla hükümetler olmaz yerkürede bir daha… Ve maaşlı tarafgirler, iç ajanlar, ülke satıcısı gazeteciler barınamazlar böyle bir sistemde..
Bu evrimi, dünyaya yeni bir model sunarak biz başlatalım. Şöyle başlayalım direk oylamaya, aşağıdaki mail adresime “ uyar…uymaz ve saçmalama” diye 3 seçenekten birini yazıp yollayın. Eğer % 50‘nin üzerinde “ uyar “ çıkarsa, halkın iradesi onaylıyor demektir bu sistemi…
Önce bunu becerelim de sonra halk forumlarını 3G ile konferans şeklinde de yaparız…
Parmak uçlarında hayat olmazsa, beyin ne işe yarar? Beyin kıvrımlarına kan gitmezse kalp ne işe yarar. O zaman kalpten cevval fikir ilavelerinizi de bekliyoruz halk olarak…
Düşünün bir kere… O zaman böyle uzun yazılara da gerek kalmayacak…

755930cookie-checkOn line demokrasi önergesi !

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.