¨Ooo, Hi!¨ yahut ¨Merhaba, nasıl gidiyor araba….¨

21 Aralık günü, dünyanın en kısa gündüzü yaşanan saatlerinden sonra, Kıyamet tehlikesini atlatır atlatmaz, yüzümüzde bir rahatlık belirdi.

Bugün 22 Aralık’tır, artık korkacak bir şey kalmadı; bir sonraki icat edilmiş Kıyamet’e kadar hasırı kilimi serebilir, yan gelip yatabilirsiniz…

Her ne kadar Amerikan Uzay Bilim Kuruluşu NASA ve dahi Beyaz Saray’daki siyahî Obama, korkulacak bir şey yok, dediyse de, bizler ¨Kötü haber geliyor, sulfato’yu hazır da tut!¨ misali ne olur ne olmaz diyorduk…

Osmanlı Mecellesi’nde bir deyiş vardı, Zırva Tevil Kaldırmaz derlerdi.
Yani saçmalanmış şeyin düzeltilecek yanı olmazmış…

Tramvay Vardacısı gibi önüne gelene dünyanın sonu geliyor, kıyamet günü yaklaştı diye elense çekmenin, demek ki bir lezzeti vardı. Günlerdir Amerikan basını magazin haberi gibi işleyip durdu, bu işin cılkı ve sonra foyası çıkana kadar anlattı.

Kuzey Amerika’da, Kanada ve ABD’de Kıyamet Günü niye gelmedi, diye üzüntü çekenlere bugün rast gelmek mümkündür; siz onlara merhaba deyin…

Hayata merhaba!

Vâfir üzüntüler çekmeye, hayat-ta, gerek yok; o, o kadar kısa ki, hatta kısalığının tarifi bile yok…
Bu kısalık içinde insanın insana en güzel seslenişi, elbette, Merhaba’dır.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şâkir Bey
, dilinden düşmeyen o merhabayı, bilirsiniz, üst üste iki defa tekrarlarmış. Mektuplarında imza atıp veda etmeden evvel de bir kez Merhaba demeden satırını kapatmazmış; Azra Erhat‘a yazdığı mektuplardan biliyoruz…

Sadece Halikarnas Balıkçısı mı, nice edebiyatçı, sanatçının merhabası boldur…

Bazı filmler vardır, bazı romanlar vardır; tekrar tekrar okunup seyredilmesi bıkkınlık vermez, aksine iştahı artırır.

Amerikalı romancı, senarist, hikâye yazarı Truman Capote’nin Tiffany’de Kahvaltı başlıklı romanı, romandan uyarlanmış ve Hollywood’un Türkân Şoray‘ı sayabileceğim Audrey Hepburn‘un başrolüyle sinema tarihine yerleşen hikâyeyi anımsıyor musunuz?
1958’de romanını yazmış Capote, 1961’de filme çekilmiş, aynı yıl Oscar Ödüllerine aday olmuş, lakin sırası değil diye vermemişler; olsun, fark etmez, filmin ve asıl romanın değerini azaltmaz bu…

Fakat, Pembe Panter filmlerinin o meşhur film müziğini yapan Henry Mancini, Tiffany’de Kahvaltı filmi müziğiyle Oscar’ı almış… Ünlü bir şarkıdır, Moon River- Ay Nehri… Meraklısı, hatırlayamayanı yahut hiç bilmeyeni için youtube’dan bu film müziğine ulaşmak mümkündür; nay nay na na na nay diye söyleniyor.

Tiffany’de Kahvaltı- Breakfast at Tiffany’s’in New York sosyetesinde gece gülü olmuş, ama kaldırıma düşmemiş, bu düşmemişliğiyle sosyeteden zengin bir koca arayan Teksaslı Holly Golightly‘nin [Audrey Hepburn] romantik komedi tadında öyküsünü izleriz; ben hem izler, hem romanını sık sık oradan buradan okurum.

Holly’nin, bilmem dikkatinizi çekti mi, film boyunca ¨Aaaa, merhaba¨ diyen, biriyle karşılaşınca birden şaşırmış da durumu toparlıyor gibi umarsız tavrı beni hep meşgul ede gelmiştir.
Teksaslı kovboy kocasını terk edip Manhattan sosyetesine karışan Holly’nin bu Ooooo Hi deyişinde, ben hep ¨Merhaba, nasıl gidiyor araba¨ diye bir tekerleme tadı bulmaktayım…
Holly’nin ¨Ooo, Hi¨ deyişinde hayata tutunamamış değil, tersine hayatla dalga geçen bir dudak bükülüşü, yüzünde bir tebessüm vardır; o tebessüm kısa sürede ağlamaya dönüşür.
Zaten bütün kahkahaların, en azından gülümselerin ardından göz yaşı gelir; ağlamıyor olunsa bile…

Holly’nin dilinden düşmeyen ¨Oooo, Hi¨, -hani madem kendi dilimizde yazıyoruz bunu, seslenişi O hay diye okunacaktır, bilirsiniz!- nedendir dilime tekrar yapıştı ve son günlerde önüme çıkana O Hay diyorum, bundan sarfedilmiş kelime lezzeti duyuyorum.
Yeni yıla yaklaşırken, hatta muhtemeldir ki bu yazı birkaç gün daha yılbaşı ertesinde ortalıkta sürünüp okunmaz hâle geleceği zamanlarda, hepinize ¨Oooo, Hi¨ diyorum…
Yeni yıl demek, dünyanın 365 gün ve falanca saat, filanca dakika, feşmekân saniye evvel bulunduğu yere dönüp gelmesi demektir; hepsi bu!
Dünya döndü, aynı yere geliyor bu yılbaşında…
Biz de yazmaya devam ediyoruz, ABD’den, Kanada’dan; Açık Gazete ekibi olarak İngiltere’den, Meksika’dan, İspanya’dan, Kıbrıs’tan, AB ülkelerinden…
Kuşdilinde makaleler yazacak hâlimiz yok, buradan dünya ahvalini aktarıyoruz.
Bir de size buradan Oooo, Hi çekiyoruz… O HAY!
Merhaba, merhaba…

1592940cookie-check¨Ooo, Hi!¨ yahut ¨Merhaba, nasıl gidiyor araba….¨

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.