Orhan Pamuk’un mahkeme çıkışında, olup bitenleri tv ekranlarından izledik… Ertesi günü ulusal basına da göz attığımda Orhan Pamuk karşıtlarının hiç de az olmadığını gördüm. Şiddeti teşvik etmediği sürece insanların istediklerini düşünmeleri ve düşündüklerini de ifade edebilmeleri hukuk devletinin güvencesindedir…. İşimize gelsin ya da gelmesin herkes istediğini söyleyebilmeli… Orhan Pamuk’a en azından böyle yaklaşılması gerekirdi ama yazara mahkeme çıkışında yapılan organize ve sistemli saldırıdan dolayı bir Türk vatandaşı olarak utandım…
Yazara saldırıya benim gibi değil de dış dünyaya imaj kaygısından karşı çıkanlar da yok değildi hani… Biz demokrasiyi AB ya da dışdünya için değil kendimiz için istiyoruz. Yazarken, çizerken ve yorumlarken bu hassas çizgiye dikkat edilmesi gerekmez mi?
Ertesi sabah İngiltere’de yayınlanan gazetelere göz atarken, Orhan Pamuk’a yapılan haksız karşıçıkımın İngiliz basınına da yansıdığını gördüm. Almanya krizde olduğu için İngiltere turizminden umut bekleniyor. Ne yazık ki İngiliz turistlerde de beklenen atak bir türlü gerçekleşmedi. Şimdi tüketici bilinci yükselmiş bir ülkede böyle vahşi görüntülerde sıradan İngiliz’in Türkiye tercihini tekrar gözden geçireceğinden emin olabilirsiniz…
Orhan Pamuk’un kitaplarını İngilizce’ye çeviren ve dava için istanbul’a giden Maureen Freely, The Independent’teki yazısında duruşmaya ilişkin gözlemlerini aktarırken polisin Orhan Pamuk aleyhine gösteriye neden izin verdiğini sorduğunu belirtiyor ve yanıtını da kendisi veriyor:
“Bu sadece bir güvenlik zaafı ya da hükümet veya yargının kendi ayağına ateş etme vakası değil, Orhan Pamuk ve destekçilerini özellikle de duruşmayı izlemeye gelen Avrupalı parlamenterleri korkutmaya yönelik planlı bir girişimdi. Dünya medyasının önünde Türkiye’nin eski tarz otoriter bir rejim durumuna düşmesi bir rastlantı değil. Çünkü bazı güçlü çevreler, Türkiye’nin böyle kalmasını istiyorlar.”
Freely son derece haklı… Televizyonda gördüğümce protestocular İngilizce küfürleri bir gece önceden öğrendiklerine göre ve bu İngilizce seslenişin adresi de İngilizce bilenler olduğuna göre…
Benim hayıflandığım bir başka nokta ise Orhan Pamuk’a yapılan saldırıyla AK Parti’nin ekmeğine yağ sürülmesi. Her zaman takiyye yaptıklarından hiç kuşku duymadığım iktidar partisinin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ”10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajda insan hakları ihlallerine rastlanılması durumunda, konunun öncelikle ve ivedilikle yetkili idari ve adli makamlara gönderilmesi için gerekli tedbirlerin alındığını belirtmemiş miydi? Yani insan haklaır denilince dayak ya da başörtüsü anlayan bir zihniyet iktidarda.
Aksu’nun 57 yaşındaki İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 22’nci Maddesindeki “Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır” ya da 23’ncü Maddesi’ndeki “Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır” ya da 24’ncü maddesindeki “Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma süresinin makul ölçüde sınırlandırılmasına ve belirli dönemlerde ücretli izne çıkmaya hakkı vardır” maddelerinden haberdar olduğunu sanmıyorum…
Olsaydı, “Biz polise söyledik, insan haklarıyla ilgili gerekli önlemleri alacaklar…” diye bir demeç vermezdi…
Şimdi takiyyeci AK Parti, Orhan Pamuk’a saldırı olayına samimi olmayan bir karşı çıkışla demokrasi havarisi kesildi. Yalnız yurtiçinde değil, AB’nin gözünde de puan aldı.
Orhan Pamuk’u taşıyan minübüsün önüne “ülkesimi savunuyorum” diye atlayan genç ülkesine o kadar zarar verdi ki… Yazarın söyledikleri saldırı yerine karşı eleştiriyle yanıtlanmalıydı…
Değerlerimizin kıymetini bilmiyoruz. Uluslararası düzeyede kabül gören Türkiye’yi tek başına koskoca turizm bakanlığından daha çok dünyaya tanıtan değerli yazarımıza sahip çıkmamız gerekir.
Yeni bir Nazım Hikmet çilesi, Sebahattin Ali vak’ası yaratmayalım…
__________________
* Akşahin: BABİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı ve İngiltere Temsilcisi, Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi
