Çorum’u bırak Fatsa’ya bak

Bu gün yaşadığımızın özeti bu başlık. Fatsa operasyonunu bu cümleyle başlatmıştı zamanın Başbakanı Demirel. Çorum’da ne oluyordu o zaman ? Faşist çeteler katliam yapıyordu. Fatsa’da ise devrimci bir belediye başkanı seçilmiş, Türkiye’nin hiç alışık olmadığı bir belediyeciliği hayata geçiriyordu.
Daha sonra neler olduğunu o günleri yaşamamış yeni kuşak için yazayım; Fatsa’ya girildi, Başkan Terzi Fikri tutuklandı, 12 Eylül geldi ve Fatsa Belediye Başkanı 12 Eylül rejiminin işkencehanelerinde can verdi. Çorum mu ? O, bu gün hala adı Maraş’tan sonra anılan ve failleri hala ‘’ meçhul sayılan ‘’ bir katliam.
Politikacının en sevmediğim huyu, polisi gözü kapalı savunmasıdır. Bu gün yaşadıklarımız ve özellikle Burhan Kuzu’nun geçmişe, 68’lilere gönderme yaparak yaptığı benzetmeler düşündürücüydü. Elbette herkes her yere girip özgürce konuşabilmeli, bu ayrı konu ama ortam bu derece gerginken, SBF gibi köklü bir muhalefet geleneği olan bir okula, yüzlerce sivil polis eşliğinde ( bütün uyarılara rağmen ) gelmek, öğrenci psikolojisinden hiçbir şey anlamadığınızı gösterir ancak. Bakın o yumurtaları atan öğrencilerin elinde ne vardı. Bir gün önce İstanbul’da yüzü gözü polis tarafından parçalanmış arkadaşlarının fotoğrafı.
Bir gün önce bir genç kız polis şiddetine maruz kalıp, çocuk düşürüyor ve koca koca profesörler yumurta atan öğrenciyi şiddet kullanmakla suçluyor. Bu mudur öğrenci psikolojisinden anlamak?Dün, Çorum’u bırak Fatsa’ya bak diyen kafadan ne farkı var bu kafanın ? Medya ise ertesi gün, kızın zaten öğrenci olmadığını yazıyor, ne fark eder yahu. O kız gerçek bir terörist olsa ne fark eder ?
Peki ya, yere düşmüş bir kıza tekme atan polisin yaptığını polisimizin eğitimsizliğiyle açıklamaya çalışanlara ne demeli ? Bunun eğitimle ne ilgisi var, en cahil insan bile yapmaz bunu, düpedüz nefret bu? Bu kadar mı kör vicdanlarınız ? Yakın geçmişten alabildiğiniz bütün ders bu mu? (Bu anlamda Bülent Arınç’ı yürekten kutlamak gerek.)
Televizyonda yere düşmüş genç kızlara vahşice tekmeler savuran polisi görüp, sizden açıklama isteyen 8,9,10 yaşlarındaki çocuğunuza ya da torununuza açıklamaya çalışın bunları beyler, bakalım nasıl bir tepki alacaksınız ?
Ama korkarım bu kafa, tekmeyi atan polisi değil, bunları gösteren medyayı suçlar yine.
Kim ne derse desin bu ülkenin öğrenci gençliği, (hatasıyla sevabıyla) ülkesinin vicdanı oldu hep. Bakın Deniz Gezmiş ne demişti ; Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği. Bundan 40 yıl önce demişti bunu üstelik. Hem de son nefesinde.
Bu gün oturup İmralı ile görüşenler, 68 kuşağını suçlayacaklarına, neden 40 yıl geciktiklerini düşünmeliler. Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya için söyledikleri ancak bu şekilde daha bir anlam kazanabilir. Yoksa bu girdikleri yol, yol değil.