Ama televizyonlarda oy verme işlemi süresiz olarak devam ediyor…
“Helin mi kalsın yoksa Didem mi?” En doğru cevabı siz vereceksiniz. Parmaklar çalışsın hiç durmadan.
“Haftanın sirk yıldızı kim olacak?” Cevap, bir cep telefonu mesajı ötenizde…
“Türkiye’nin alaturka popstarı kim seçilecek veya hangi ünlü daha iyi dansediyor?” Bunu tabii ki siz belirleyeceksiniz, Nasıl mı? Elbette oylarınızla…
“Haydi, hep birlikte Türkiye’nin yeni yıldızını seçiyorsunuz. En beğendiğiniz adayın adını yazın, bilmemne hatlı telefonundan bilmemne numaraya mesaj çekin.” Aman ihmal etmeyin! Yoksa bir yıldız adayını, umutlarından ve hayallerinden edebilirsiniz!
Oyunu gönder, seçtiğin adayın yerinde kalmasını sağla, için huzur dolsun, adayını başa yarıştırmanın haklı gururunu yaşa…
Şu anda muhtelif televizyon kanallarında duymaya alıştığımız cümleler bunlar. Şark Söylemek Lazım, Popstar Alaturka, Ünlüler Sirki, Bak Kim Dans Ediyor ?, BirDilek Tut… Herkes oy bekliyor. Hayatları, gelecekleri buna bağlı…
Birkaç yıl öncesine dönersek:
“Ay sorma, bugün bir huzurluyum, bir huzurluyum! Ölsem de gam yemem. Güray’ı haftanın prensi yaptık ya, gerisi boş! Bi de Rügzan’la evlenirse, gözüm açık gitmez valla! Caner’le Tülin’i evlendiremedik ama, bunları kesin başgöz etçez. İçerde olmazsa dışarda! Zaten oğlan da kız da çok tokgözlü. Çok beğeniyorum ikisini de. Önemli olan para ve ödüller değil, aşk deyip durmuyorlar mı, çok takdir ediyorum doğrusu”…
Oyunu kullanarak iç huzuruna ermiş, mesajıyla yarışmacıyı desteklemiş insanların haleti ruhiyesi eskiden böyle özetlenebilirdi belki!
Şimdiyse ünlüler yarışıyor artık. Ünsüzleri ünlüye dönüştürme çabasından çoktan vazgeçtik. Bu bir bebek doğurmaktansa, bir kurumdan, doğmuş bebeği evlat edinmeye benziyor. Hazıra konmak yani…
Peki biz? Bizim hayallerimiz, pardon paralarımız?
Ben de kendime bir hat açtırıp, oy isteyeceğim! Kırmızı gömleğimi mi giyeyim, sarı bluzumu mu? Haydi sevgili oy verme tutkunları. Benim için de çalıştırın şu parmakları. Valla büyük bir dertten kurtarmış olacaksınız garibanı. Sevaba girersiniz.
Sonra yazın tatile Bodrum’a mı gitsem, Kemer’e mi oylamam var. Yoksa tatil hayalimi bir adım ileriye götürüp Paris’e mi, Londra’ya mı uzansam?
Arabamın modelini yenileyeceğim. Opel Astra mı alayım yoksa VW Golf mü?
Akşama yemeğe taze fasulye mi pişirsem, zeytinyağlı barbunya mı?
Bu liste uzar gider…
Bir oy, alt tarafı üç mesaj! Nedir ki? Neredeyse bir ekmek parası valla! Ama sevgili seyirciler bir oy yetmez. Desteklediğiniz adaya bir oy (para) az gelir, vız gelir.
Damlaya damlaya göl olur ama, yetmez…Siz çok oy gönderin ve işi garantiye alın…Seçilsin adayınız, ersin başınız göğe…
Bence mesaj çok açık:
Ne bu sizce, bu ne?
“Oy sana dolanayım, oy oy Emine!”
