Gerek siyasi partiler ve gerekse seçim yasaları hakkında 1982 yılından beri yazıyorum.
Bu iki yasayı çıkartan 1980 darbecileri, siyasilerin burnunu sürtmek, halkı siyasetten soğutmak ve
parti sayısını 2.5 (yazı ile iki buçuk) a indirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Başardılar da…
Siyasi Partiler yasasıyla genel başkanları “padişah” mertebesine çıkardılar.
Seçim Yasasıyla barajı yüksek tutarak küçük partilerin demokraside rol almasının önünü kestiler.
Aradan 31 yıl yıl geçmiş.
Geride kalan 20 yıl boyunca iktidara gelenler, Özal’dan Ecevit’e, Demirel’den Erdal İnönü’ye,
Çiller’den Erbakan’a kadar hiç bir siyasi lider tarafından bu yasalara el sürülmedi.
11 yıl boyunca da AKP el sürmemişti.
Şimdi her ki yasanın en kritik maddeleri tartışmaya açılıyor.
Bu bile aşama.
Ama hala iktidar partisinin küçük partilere karşı acımasız davrandığı da ortada.
Yüzde 3 oranında oy alan partilere devlet yardımı yapılacakmış.
Mış…
Ne kadar olur belli değil.
Ama iktidar ve ana muhalefet partileri parsanın çoğunu alacakları şimdiden belli.
Ben demokratikleşme paketinde yer alan iki yasanın sil baştan ele alınmasını beklerdim.
Nitekim Seçim ve Siyasi Partiler Yasa’larında değişecek çok madde var.
Saymaya bile gerek yok.
Sil baştan yapmak daha kolay.
Ama iktidar siyasete soyunanların, yeni insanların, genç heveslilerin ağzına bir parmak bal çalmayı yeterli gördü.
Tabii önerilen kadarıyla değişikliklerin hemen yapılabileceği de şüpheli.
Malum muhalefet partileriyle anlaşmak-uzlaşmak gerek.
Bekleyeceğiz.
Herhalde bir 31 yıl daha beklemeyiz !!!
Öyle olacaksa yeni yasaları görme şansımız hiç olmaz…
