Çiçek, Türkiye’nin son 3-4 yıldır yapısal ve kurumsal olarak birçok tedbir aldığını ifade ederek, ”Türkiye, 3-4 sene evvelki Türkiye değildir. Türkiye’de hiç kimsenin paniğe kapılmasına, telaş etmesine, kötümser bir havaya kapılmasına bize göre gerek yoktur. Türkiye’de bağımsız bir Merkez Bankası vardır, bu politikaları kararlılıkla sürdüren… Konuyu zaten yakinen takip ediyorlar” diye konuştu.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında 3 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantı ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Çiçek, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, dolar fiyatının düşmesi için yeni önlem düşünülüp düşünülmediği sorusu üzerine Çiçek, ”Aslında bu dış kaynaklı ama bir yönüyle de psikolojik bir durum. İnsanlar yersiz bir şekilde kendilerini panik havasına kaptırıyorlar” dedi.
Devletin ekonomiyle ilgili birimlerinin toplantılar yaptığını ifade eden Çiçek, ”Türkiye serbest piyasa ekonomisini, dalgalı kur sistemini benimsemiş bir ülke olarak alması gereken tedbirler neyse alıyor, almaya da devam ediyor” dedi.
TBB: EKONOMİ KONTROLLÜ YAVAŞLAMALI
TBB, piyasalarda son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin ekonomide kontrollü bir yavaşlama politikası izlenmesi gerektiğini bildirdi.
TBB Yönetim Kurulu üyeleri, piyasalardaki gelişmelere ilişkin değerelendirme yapmak üzere biraraya geldi. 2.5 saat süren toplantının ardından ortak bir yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, sermaye çıkışının yaşandığı ülkelerin piyasalarındaki hareketler ve piyasaların tepkilerinin bu ülkelere ilişkin risk algılanmasının yeniden belirlenmesine neden olduğu, bazı ülkelerden çıkışın diğerlerine göre daha hızlı ve etkilerinin de çok daha şiddetli olduğu vurgulandı.
Sürecin gelişmiş ülkelerde enflasyonist beklentiler yeniden iyileşinceye dek sürmesinin ve bu süreçte ekonomik büyümenin yavaşlamasının beklendiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
”Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında tasarruf açığının GSMH’ye oranı en yüksek ülkeler arasındadır. Yeni dönemde tasarruf açığının dolayısıyla cari işlemler açığının küçültülmesi önem kazanmıştır. Bunun için iç talebin kontrollü olarak yavaşlatılması gerekmektedir. Kısa dönemde asıl önemli konu piyasalarda istikrarın sağlanmasıdır. Merkez Bankası’nın rezervleri oldukça güçlüdür. Sermaye çıkışının neden olduğu talep karşılanabilecek düzeydedir.”
Açıklamada, Merkez Bankası’nın kısa vadeli faiz oranlarını artırmasıyla orta dönemde enflasyon beklentisinin yeniden olumluya dönüşmesi için güçlü bir mesaj verildiği kaydedilerek, şu noktalara dikkat çekildi:
”Fakat bu mesaj piyasalardaki istikrarsızlık nedeniyle tam olarak algılanamamaktadır. Bu nedenle piyasalardaki belirsizliğin azaltılması ve ekonomik birimlerin kararlarının sağlıklı olması için kısa sürede para piyasalarında istikrarın sağlanması öncelikli hedef olmalıdır. Döviz piyasalarında oynaklığın azaltılması amacıyla Merkez Bankası tarafından uygulamaya konulan kararlar yerindedir ve kararlılıkla sürdürülmelidir.
