TAK’ın aktardığına göre; POLİTİS gazetesi “Diyalog ile Satranç” başlığıyla verdiği haberde, Papadopulos’un dünkü önerisinin “imaj yaratmaya yönelik taktik” olduğunu yazdı. Gazete, Papadopulos’un bu çağrıyla, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Türk tarafına yönelik Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü onaylama sürecinin önüne geçmeye çalıştığını da vurguladı.
Gazete, geçtiğimiz pazartesi günü “öze ve günlük konulara ilişkin konularda görüşmelerin başlamaması durumunda Talat ile yapacağı görüşmenin üretken olmayacağını” söyleyen Papadopulos’un, dün, 8 Temmuz anlaşmasının derhal hayata geçirilmesi ve diyalogun bir hafta sonrasında Talat ile baş başa görüşmesinin mümkün olabileceğini söylemesinin çelişki olduğuna da dikkat çekti.
Konuyla ilgili iki tarafta yapılan açıklamalara yer veren ALİTHİA ise, Papadopulos, Dışişleri Bakanı Yorgos Lillikas ve Talat’ın dün yaptıkları konuyla ilgili açıklamaların “patlayıcı etki” yarattığını yazdı.
PAPADOPULOS NE DEMİŞTİ
POLİTİS ve diğer gazetelere göre Papadopulos’un dünkü açıklamasının tam metni şöyle:
“8 Temmuz anlaşmasının hayata geçirilmesini hedefleyen iki toplum lider temsilcileri arasındaki görüşmelerde son günlerde olumlu gelişmeler ortaya çıktı. Görüşmelerde zorluk yaratan sorunlar başarıyla göğüslendi. Hangi teknik komitelerin ve çalışma gruplarının oluşturulacağı konusunda karşılıklı anlayış bulunmaktadır. Ayrıca her çalışma grubunun hangi konuyu ele alacağı da belirlenmiştir. Teknik komiteler, anlaşmaya varıldığı şekliyle halkın günlük yaşamını etkileyen konuları ele alacak. Bununla birlikte teknik komiteler ve çalışma gruplarının kuruluş zamanı ve yöntemine yönelik karşılıklı anlayış da bulunmaktadır. Gambari’nin mektubunda yer alan öneriler, 8 Temmuz anlaşmasının hayata geçirilmesi ve sürecin başlayabilmesi için doğru bir zemini teşkil etmektedir. Anlaşma, gerektiği düzeyde iki toplum liderinin görüşmesinin de dâhil olduğu tüm konularda görüşmeleri öngören bütünlüklü bir müzakere çerçevesini de yaratmaktadır. 8 Temmuz’un ilkeler dizisinde belirlenen hedef, BM Güvenlik Konseyi kararlarında belirlenen siyasi eşitliğe saygı duyulmasıyla, iki toplumlu, iki bölgeli federal bir çözümün sağlanmasıdır. Kıbrıs Türk toplum lideri Mehmet Ali Talat’a, Gambari’nin mektubunda belirtilen öneriler ve temsilcilerimiz düzeyinde sağlanan uzlaşma temelinde 8 Temmuz anlaşmasını derhal hayata geçirmemiz için çağrı yapıyorum. Anlaşılmış hedeflere hizmet eden görüşmelerden başka iki lider arasında görüşme yapılması amaca hizmet etmez. Bu teze bağlı olarak, ilk çalışma gruplarının ve teknik komitelerin çalışmaya başlamasının ardından bir hafta sonra Kıbrıs Türk toplum lideri Mehmet Ali Talat’a görüşmeyi öneriyorum. 8 Temmuz sürecinin en kısa zamanda başlayacağına ve 8 Temmuz 2006’da anlaşmaya varılan ilkeler temelinde Kıbrıs sorununun çözüm dinamiğinin yaratılacağına da inanıyorum.”
RUM TARAFININ ÖNERİLERİ
POLİTİS, iki toplum arasındaki diyalog sürecinde mülk konusunun “diken” olduğunu da yazdı.
Rum tarafının mülkiyet konusunun günlük konuların ele alınacağı teknik komitelerde ele alınması talebine karşın, Türk tarafının ise bu konunun Kıbrıs sorununun özüne ilişkin müzakerelerde ele alınmasında ısrar ettiğini vurgulayan gazete, Rum Başkanlık Diplomatik Büro Şefi Tasos Conis’in 9 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Raşit Pertev’e sunduğu önerilere yer verdi.
Habere göre Rum Yönetimi, 7 teknik komite ve 7 çalışma grubunun kurulmasını, teknik komiteler için sadece başlıklar konusunda anlaşmaya varılmasını, yetkilerin yazılı olarak belirlenmesini, her iki tarafın bir teknik komite bir de çalışma grubu seçmesini ve ilk aşamada toplam 4 komite kurulmasını önerdi.
