Patara’da suç işleniyor!

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Patara antik kentindeki ‘400 villa’ tartışması sürüyor. Üç ayrı koruma statüsü bulunan antik kentte, 2008 yılında hazırlanan koruma amaçlı imar planında yapımına onay verilen 400 dolayındaki villaların bir kısmının inşaatı sürerken, gelişmeye tepki gösteren sivil toplum örgütleri Patara’da suç işlendiğini öne sürdü.

‘KANITLAR ULAŞINCA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz ile Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Münip Ermiş, arkeolog-yazar Nermin Bayçın ve TTKD Kaş Sorumlusu Munise Ozan Orhan’la birlikte Ansan Sanat Galerisi’nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Münip Ermiş, anayasa ve yasaların güvencesi altındaki Patara’ya konut inşa etmeye çalışanlar ile buna izin veren kamu kurumlarının yöneticilerinin de suç işlemiş olacağını belirterek, “Bu suça karışanlar 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası ile yargılanabilecek. Suçun oluştuğuna dair kanıtların elimize ulaşması halinde cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.

PATARA MECLİSİ REKLÂM MALZEMESİ YAPILIYOR

Patara Antik Kenti’nin ranta kurban gittiğini ve 400 lüks villanın yapılacağını savunan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şube Başkanı Hediye Gündüz ise buradaki bir binanın tarihteki ilk demokratik meclis olduğu öne sürülerek, inşa edilmek istenen villaların yüksek fiyattan satışı için reklâm yapıldığını iddia etti. Reklam malzemesi yaratılması amacıyla bilimin de bilim dışı yöntemlerle kullanıldığını ileri süren Gündüz, rant kaygılarıyla bazı kişilerin bölgede sessiz sedasız arsa topladığını savundu.

PATARA ALLİANOİ OLMASIN!

Gündüz, tarihe saygı, geleceği koruma, üreme alanları bu bölgede bulunan nesli tükenmekte olan caretta caretta türü deniz kaplumbağalarını koruma ve küresel ısınmaya karşı vicdani sorumluluk duygusuyla Patara’da yaşananlara itiraz ettiklerini belirterek, mücadele için sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ‘Patara Bizim Grubu’nu oluşturacaklarını bildirdi. Grup için hazırlıkları sürdürdüklerini söyleyen Gündüz, şöyle konuştu: “Gözümüz kulağımız Patara’dadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin sit alanları koruma konusunda zafiyeti var. Patara, Allianoi’nin (Yortanlı Barajı göleti içinde kalacak olan antik kent) kaderine terk edilmesin. Toplum vicdanını harekete geçmeye davet ediyoruz.”

193 KİLOMETREKARELİKÖÇK ALANI TEHDİT ALTINDA

TTKD Kaş Sorumlusu Munise Ozan Orhan da Patara’nın 1990 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edildiğini hatırlatarak, Eşen Çayı’nın suladığı 193 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip Patara ve çevresinin ekolojik, doğal, tarihi ve kültürel değerleri hakkında bilgiler verdi. Orhan, yapılaşmayla tüm bu değerlerin tehdit altında olduğunu vurguladı.

GERÇEKDIŞI ÖNEMSETME ÇABASI

Basın toplantısına yazılı açıklamalarıyla destek veren Prof. Dr. Sencer Şahin ve Araştırmacı Yazar Giray Ercenk de Patara’daki villa tartışmasıyla ilgili görüşlerini aktardılar. Akdeniz Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer Şahin, açıklamasında Patara çevresinde yaratılan bu günkü arsa spekülasyonlarının temelinde, antik Patara kentine yüklenen, ama gerçekle en küçük ilişkisi olmayan bir önemsetme çabasının yattığını öne sürdü. Şahin, “dünyanın demokratik ilk parlamento binası Patara’da yapılmış; demokrasi burada doğmuş, binanın yeri de tespit edilmiş, Amerikan Kongre binası da Patara’daki bu parlamento binasının bir kopyasıymış, bu keşfin dünyaya ilan edilmesi gerekiyormuş” şeklindeki bu önemsetme çabası üzerine TBMM’nin harekete geçerek dünyanın ilk parlamento binası denen yapıya sahip çıktığını, ardından da restorasyonunu üstlenerek 2011 yılında dünya parlamenterlerini Patara’ya davet ederek bu keşfin dünyaya ilan edilmesini programına aldığını vurguladı.

DEMOKRASİNİN SEFİLLEŞTİĞİ KENTTİ

Patara’ya yüklenmek istenen tarihi önemin ardından ören yerine bakan ve özellikle restore edilmiş binayı gören noktalardaki arazilerin müthiş şekilde rant yaptığını öne süren Şahin “bugün gelinen sonuç ise ortada; yüzlerce villa Patara yamaçlarını dolduracak!” ifadelerini kullanan Şahin, açıklamasında ayrıca şu görüşlere yer verdi: “işin bilimsel açıdan aslına bakıldığında, Patara antik kenti bırakınız demokrasinin doğduğu yer olmayı, tam tersine demokrasinin sefilleştiği bir kenttir. Çünkü başkentlik yaptığı Likya eyaleti üçüncü sınıf bir Roma valisinin emir kuluydu. Bu valinin ‘olur’u alınmadan hiçbir karar yürürlüğe konamazdı. Tarihin ilk parlamento binası olarak kamu parasıyla restore edilen bina yıkıntısı ise bir odeion’du (konser salonu.) Likya Federal Devleti’nin meclisi, yılda sadece bir kez tiyatroda toplanırdı. Bunların hepsinin kanıtı ya da yazılı belgesi var. Ama kamu parasıyla restore edilen binanın parlamento binası, ya da meclis binası olduğuna ilişkin tek bir kanıt, tek bir belge yok. Öyle ise durup dururken Patara’ya neden böyle uydurma bir tarihi önem yüklendi? İşte bu sorunun cevabını bugün arsa spekülasyonu yapan patronların geçmişteki planlarında aramak gerekir. Daha da elim olanı işin siyasi boyutudur. Roma İmparatorluğu gibi emperyalist bir devletin üçüncü sınıf bir valisinin yönetimine verilmiş Likya Federal Devleti ile tam bağımsız olduğuna inanmak istediğimiz TBMM ile arasında paralellik kurulmuş olmasıdır.”

PATARA DÜNYA ÖLÇEĞİNDE DEĞERLİ BİR ÖRNEK

Anadolu Akdeniz’inin önemli liman kenti olan Patara’nın, coğrafyanın üretimi, sosyolojiyi, inancı ve tarihi belirlediğine ilişkin savın doğruluğunu belgeleyen dünya ölçeğinde çok değerli bir örnek olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Giray Ercenk ise, açıklamasında Kaş ve Kalkan yöresi bugün, yabancıların mülk almak için yarıştığı bir bölge durumunda olduğuna dikkat çekti.

HALK DIŞARI, ZADEGÂN İÇERİ!

Bölgedeki yoksul halkın, ata yurdu mülklerini yok pahasına sattığına değinen Ercenk, “Patara çevresindeki yapılaşmaya karşı çıkmanın bugün bir vatan borcu olduğunun altını çizdiği açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Patara’nın arkeolojik ve doğal sit alanı bağlamında korunması için, Antalya’da, Kaş’ta faaliyet gösteren; çevreye ve tarihe duyarlı Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile birlikte zor üretim ve yaşam koşulları içinde olmasına karşın duyarlı yöre halkının, koruma adına birlikte sergiledikleri özverili uğraş hatırlardadır. Patara’nın bugünkü duruma gelmesinde bu iki kesimin katkısının yadsınmaz. Bin yıldan buyana, yörenin sıcağına, bataklığına, sivrisineğine katlanan Gelemiş halkının, turizmle birlikte değer kazanan Patara çevresinden uzaklaştırılması için verilen onca kavganın, suçlamaların, mahkemelerin ardından; ancak zenginin zadegânın alabileceği 400 adet Villa yapmak neyin nesi, anlamak mümkün değil. Patara düze çıktıktan sonra, taliplileri arttı. Antik Kente nazır mülk sahibi olma bir yana, yakın olmak bile büyük ayrıcalık şimdilerde. Halk dışarı, zengin zadegân içeri.Gönül isterdi ki; yörenin bin yıldır sahibi olan halkın, kabul edilebilir makul taleplerine bile, arkasına STK’ları alarak karşı çıkarken adeta aslan kesilenlerin; kentin, sit alanı içinde olup olmadığı tam belli olmayan yakın bir yerinde 400 villa yapımına sessiz kalmalarını anlayan varsa beri gelsin.”

Basın toplantısının ardından “Patara Bizim” adıyla örgütlenerek Patara’daki yapılaşmaya karşı mücadele etme kararı alan sivil toplum örgütleri, kurulacak olan ‘Patara Bizim Grubu’nda, TTKD, Çağdaş Hukukçular Derneği, Yurtsever Cephe, Alevi Kültür Derneği Antalya Şubeleri ve yerel derneklerin temsil edileceğini açıkladılar.

FOTOĞRAFLAR

Avukat Münip Ermiş (ortada)

Basın toplantısından

Patara Antik Kenti’ne bakan bu yamaçlarda villalar boy gösterecek

Patara çarpık yapılaşmayla boğuşurken şimdi de 400 villa tartışmasının odağında

Patara’daki vilaların bir kısmının inşaat çalışmaları sürüyor

1519320cookie-checkPatara’da suç işleniyor!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.