PKK-Avrupa’nın süreç yorumu

PKK’nın Avrupa’daki yöneticilerinden Zübeyir Aydar, çözüm sürecine ilişkin konuştu.

Radikal gazetesinden Murat Yetkin’in Belçika’nın başkenti Brüksel’de görüştüğü Aydar, kasımdan önce çekilme dahil tüm aşamaların bitmesi gerektiğini söyleyerek, “Bu işi 2013 sonuna kadar bitirmeliyiz” dedi.

PKK’nın en etkili isimlerinden, Oslo sürecine katılmış, örgütün Avrupa kanadı yöneticilerinden olan KCK Yürütme Konseyi üyesi Aydar’ın, Yetkin’e yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

Tüm çabamız geri dönüş olmaması için. O nedenle hepimiz bu kadar hassas davranıyoruz… İsteriz ki hükümet de biz de gemileri yakma noktasına gelsin. Kendimizden yana kaygımız yok. Bu sorunu çözmek istiyoruz…

Birkaç gün önce Erdoğan, ‘Bu işi 2013 sonuna dek bitirmemiz gerekir’ dedi. Çünkü 2014 yerel seçim süreci başlıyor. Gönlümden geçen, bütçe görüşmeleri başlamadan tüm aşamaların kat edilmiş olmasıdır. Çekilme, demokratik anayasa, yasal düzenlemeler, geri dönüş ve normalleşme aşamalarını tamamlayabilmemiz lazım…

“SİZİN KAYGINIZ NEDİR?”

(Hükümetin de kaygıları var; ‘silahlar bırakılsın çözüm gelir’ diyorlar. Sizin kaygınız nedir?”)

Çözüm derken, Kürtlerin kendi kimliği, kültürü, dili ile siyaset yapma yolu açık olacak mı? bunu soruyoruz?

(BDP var, şu an siyaset yolu açık değil mi?)

Hayır, bu yol tam açık değil; Anayasa’da, yasalarda Kürtlük yasaktır. Başbakan ‘asimilasyonu kaldırdık’ diyor, ama yasalardaki varlığı devam ediyor. Bir dilde, kültürde ‘asimilasyon kalktı’ demek için anadilde eğitim olmalı, o dilde kamu hizmeti verilip alınmalı.

“MİSAK-I MİLLİ’Yİ VURGULUYORUZ”

(Çözüm deyince herhalde sadece anadilde eğitim anlamıyorsunuz; başka ne anlıyorsunuz?)

Misak-ı Milli’yi özellikle vurguluyoruz… Yeni bir savaş istemiyoruz. Sınır değişmeden de Misak-ı Milli’yi yeniden tanımlamak mümkün. Türklerle Kürtler arasında demokratik bir ittifaktan söz ediyoruz. Belçika örneğini vereyim. Hollanda dilini konuşan bölgeden Hollanda’ya gittiğinde sınır bir formalitedir. O sınırın iki yanındakiler günlük hayatlarında birlikte yaşar, ticaret yapar, bir fark yoktur zaten; varsın sınır kalsın.

“YÖNETİM ŞEKLİ TATIŞILIR”

(Sanki bir federasyon iması mı var sözlerinizde?)

Bu tartışarak bulunabilir. Yönetim şekli tartışarak bulunur. Öcalan daha önce AB’nin kökenindeki kömür ve çelik birliği örneğini vermişti. Biz de Fırat ve Dicle Havzası Su Birliği oluşturabiliriz Türkler, Kürtler ve Araplar olarak. Demokratik ittifakla bölgeye bir model sunmuş oluruz. Bunun Türkiye’ye Ortadoğu’ya siyasi katkısı, istikrardır, ekonomik, kültürel yansımaları olur; çözüm Türkiye’nin sınırlarını aşar derken bunu da söylüyoruz. Ama diyoruz ki, Kürtlerin varlık, güvenlik ve özgürlüğü garantiye alınsın, siyaset yolu tam açılsın.

“BÜTÜN YETKİ ÖCALAN’DA”

(Ne demek istediğinizi biraz daha açar mısınız?)

PKK ve KCK dahil, herkes için legal alanda siyaset yapma önündeki engeller kalksın istiyoruz. Bu, cezai kovuşturma olmadan, herkese siyaset yapma hakkı demektir. Bizim tarafta bütün yetki Öcalan’dadır. Ona adamları sınır dışına çektir, silahları bıraktır, başka her şeyi yaptırıp İmralı’da öylece tutmak doğru bir şey midir? 30 yıllık mağduriyetlerin son bulmasını istiyoruz. Bütün olumsuz sonuçların ortadan kalkması lazım… Bir helalleşmeden bahsedersek, bu herkes için geçerli olmalıdır, iki taraflıdır.

“KARŞILIKLI HELALLEŞME DİYELİM”

(Bir genel af mı istediğiniz?)

Karşılıklı helalleşme diyelim. Bir örnek vereyim: Geçenlerde İngiltere Kraliçesi, İrlanda hareketinin önde gelenlerinden Martin MacGuiness’in elini sıktı diye olay oldu. Üstelik diğeri cezaevinde değil, İrlanda kabinesinde bakan olmuş haldeyken, kaç yıl sonra… Dünyada da oluyor böyle şeyler. Sorunu çözmek istiyorsak, sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldıralım.

1377350cookie-checkPKK-Avrupa’nın süreç yorumu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.