İlk olay Belarus’da tekrarı yapılan seçimler sırasında meydana geldi. Belarus’taki secimlere gözlemci olarak katıldıklarını söyleyen “Polonya Devlet Televizyonu Muhabiri Smialowski” (burada adı tam olarak belirtilmemiş) , Newsweek Muhabiri Michal Kacewicz ve Adam Tuchlinki, adlı 3 Polonyalı gazeteci, Belarus polisinin yaptığı kimlik kontrölleri sırasında, Belarus Dışişleri Bakanlığı adına düzenlenmiş sahte yaka kartı taşıdikları ortaya çıkmış ve gözaltına alınmışlardı. Gözaltına alınan Polonyalı gazeteciler, yapılan sorgulamalarının ardından serbest bırakıldılar.
Ikinci olay Küba’nin başkenti Havana’da yaşandı. Havana polisi, Küba muhalefet partisinin yerel kongresine gözlemci olarak katılacaklarını söyleyen altı Polonyalı gazeteciyi gözaltına almıştı.
Havana polisi, gözaltına alınan gazetecilerden beşini önce serbest bırakmış ardından da gazetecileri Brüksel’e giden bir uçakla sınırdışı etmisti. Sorgulaması süren diğer gazeteci de sorgulama tamamlandıktan sonra ülkesine geri gönderilmisti.
Polonyalı gazetecilerin gözaltına alınması Polonya Dışişleri Bakanlığı’nı ve Kübali yetkililer arasinda diplomatik krize neden olmustu.
Üçüncü ve “şimdilik” sonuncu olan bu olayda Rusya’nın Kuzey Caucasus eyaletinde meydana geldi. Kuzey Caucasus’daki Rus taburunun bulunduğu askeri bölgede izinsiz çekim yapan Polonyalı Televizyon Muhabirleri, (kaç kişi oldukları belirtilmemiş) Rusya Federasyonu Güvenlik Servisi yetkilileri tarafından gözaltına alındılar.
Kuzey Ossetia’nın başkenti Vladikavkaz’da gözetim altında tutulan Polonyalı gazeteciler, Rusya Federasyonu Güvenlik Servisi tarafından 8 saat sorgulandılar.
Rus Güvenlik Servisi yetkilileri, gözaltına alınan gazetecilere ait fotoğraf makinası ve video’ya el konuldugunu açıklamıslardı.
Şimdi adama sormazlar mı, Küba nere, Polonya nere?
Polonyalı gazetecilerin Kuba’daki bir muhalefet partisinin kongresine gözlemci olarak katılmak istemeleri bana çok komik geldi doğrusu.
Siz hiç Türkiye’den bir gazetecinin Zimbave’deki bir muhalefet partisinin kongresine gözlemci olarak katıldığını duydunuz mu?
Eminim duymamışsınızdır.
Polonyalı gazeteciler gözlem yapmayı çok seviyorlar galiba… Arada sırada askeri bölgeleri de gözlemliyerek gözleme yetilerini geliştiriyorlar her halde…
Şimdi benim aklıma başka bir hikaye geldi.
Bundan tam 6 ay önce kısa adı SDP olan (Stowarzyszenie Dziennikarzy Polskch) Polonya Gazeteciler Cemiyetine üye olmak için başvuruda bulunmuştum.
Cemiyet yetkilileri, gayet ılımlı bir yaklaşımla üyelik başvurusunda bulunmamda bir sakınca görmediklerini açıklamışlardı. Bende gerekli olan üyelik formunu doldurduktan sonra yanılmıyorsam 7 (PLD) Polonya parasını zarfin icine koyarak cemiyetin adresine postalamıştım.
Cemiyet sekreteri Bayan Dorota, bana üyeliğim ile ilgili kararın Şubat ayında toplanacak genel kurul tarafindan verileceğini bir mail aracılığıyla iletmişti .
Aradan gecen beş aylık bir süre sonunda tekrar Bayan Dorota’ya ulaşarak derdimi anlattım.
Bayan Dorota, üyelik başvurumun hala beklemede olduğunu ve SDP’nin tüzük değişikliğine gideceğini söyledi.
Bende: ” Nee!.. Tüzük değişikliği mi ?” diye saşkınlığımı dile getirmiştim.
SDP’ye üyelik başvurusunda bulunan ilk yabancı gazeteci olduğumu biliyordum ama koca cemiyetin benim üyelik başvurum nedeniyle tüzük değişikliğine gideceği hiç aklıma gelmemişti doğrusu.
Aslında aklıma gelen bir şey var ama söylesem mi?..
Siz meraklanmaya devam ederken bende yazima her zaman ki gibi bir fikrayla son vereyim…
***
AJAN
Amerika ile eski SSCB arasindaki soguk savaşın en hareketli yılları… Amerika, Rusya’dan istihbarat almak icin oraya bir gizli ajan gondermeye karar veriyor. Ajan icin yuzlerce aday arasindan en iyi ozelliklere sahip bir gazeteci seciliyor. Ajan yapılan tüm testlerden mükemmel sonuçlar alıyor, Rusçası mükemmel, hatta yerel şiveleri dahi çok iyi derecede konuşabiliyor, her türlü silahı başarıyla kullanabiliyor, diplomatik yetenekleri olağanüstü…
Seçilen ajan haftalar süren çok zorlu egitimlere tabi tutuluyor ve göreve hazırlanıyor. En sonunda görev zamanı geliyor ve gazeteci ajan, Rus Hava sahasına gece gizlice giren küçük bir uçaktan parşütle atlayarak görevin olduğu şehire yakın köylerden birinin civarına bırakılıyor. Yere başarıyla ve sessizce inen ajan, paraşüt ve donanımı kamufle ediyor ve yanında getirdiği yerel giysileri giyerek civar köye doğru yola çıkıyor. Sabaha karşı havanın aydınlanmasıyla köye yaklaşan ajan, tarlasına gitmek için yola çıkan bir köylüye rastlıyor ve ona yanaşarak yerel aksanla ve mükemmel bir Rusça ile gideceği şehre nasıl vasıta bulabileceğini soruyor.
Köylü cevap veriyor: – Amerikalı mısın?
Şoka giren ve hayretler icinde kalan ajan cevap veriyor:
– Onu da nereden cıkardın?
Köylünün cevabı:
– Bizim buralarda pek zenciye rastlanmaz da!
