POLONYA’DAN… Polonyalılar ve AB Anayasası

Kamu düşüncesi araştırma merkezi PENTOR tarafından hazırlanan kamuoyu yoklaması, Polonyalıların Avrupa Birliği Anayasası’na olan yaklaşımlarını araştırmakla kalmayıp bu görüşün motivasyonlarını ve hangi şartlara bağlı olduğunu da incelemesiyle, genelde yapılmakta olan kamuoyu araştırmalarından bir hayli farklı.

Polonyalıların Avrupa Birliği Anayasası’na yönelik tutumlarını, önemli ölçüde, Avrupa Birliği’nden olan beklentileri belirlemekte. Bu yüzden de anketin, Polonyalılar Avrupa Birliği’ni bir çıkarlar birliği olarak mı görüyorlar, üyeliğe ilişkin endişe ve beklentileri nelerdir, Avrupa Birliği’nin dünyadaki rolü ne olmalı ve Polonya’nın bu örgüt içindeki geleceğini nasıl görüyorlar gibi soruların sorulduğu ilk bölümü, oldukça önemli görülüyor.

Polonya’da, hem de diğer üye ülkelerde yürütülen geniş ölçekli bilgilendirme kampanyasının yanı sıra, AB’nin geleceğine dair, AB Anayasası’nın ele alınacak tek konu olmadığı belli, ama konulardan biri olacağı çok daha interaktif bir toplumsal tartışmaya gerek duyuluyor.

Polonyalıların Avrupa’yı ve Avrupa Birliği’ni nasıl gördüklerine ilişkin olarak anketin ilk bölümünde sorulmuş sorulara alınan yanıtlar şöyle:

– Polonyalılar, Birliği Avrupa ülkelerinin çıkarlarının birliği olarak mı görüyorlar, sorusuna araştırmaya katılanların %53’ü olumlu yanıt verdi, (%7 kesinlikle evet, %53 genel olarak evet). Ortak noktalarda buluşmaya en yatkın grup orta ya da yüksek öğrenim görmüş, yüksek gelir gruplarından, ayrıca siyasetle ilgilenen ve Avrupa Birliğini destekleyen gençler oldu. Araştırmaya katılanların %22’si, Avrupa ülkelerini ayırmaktan daha çok birleştirdiğini söyleyerek Avrupa’yı kaynaşmış bir birlik olarak görüyor. Ancak sonraki %22’i, benzerlikler kadar farklılıklar da görerek Avrupa’nın farklılıkları olan bir birlik olduğunu düşünüyor. Araştırmaya katılanlar için, güvenlik siyasetiyle (terörizmle mücadeleyle) bağlantılı siyasi ve (ekonomik krizler, dünya ekonomisinde rekabet gerekliliği, ABD’ye ve Asya ülkelerine karşı bir denge oluşturmak gibi) iktisadi çıkarlar, üye ülkeleri birleştiren unsurlar. Kültür ve din gibi faktörler, son sırada sayılıyor.

– Polonyalıların Avrupa Birliği’nden beklentileri nedir, sorusuna en çok (%51) AB’ne bağlı ülkelerdeki yaşam seviyesinin eşit hale getirilmesi yanıtı verildi. Bunu barışın sürekliliğinin korunması (%43); iş piyasasının, üye ülke vatandaşlarının istedikleri ülkede çalışabilecekleri bir şekilde düzenlenmesi (%43); eğitim eşitliğinin sağlanması (%43) gibi yanıtlar izliyor. En önemsiz amaçlar olaraksa Birliğin dünyadaki siyasi rolünün arttırılması için mücadele, ortak bir dış siyaset izlenmesi, bilimsel gelişme yönünde çalışmalar yapılması gibi amaçlar sayıldı. Bundan çıkan sonuç; Polonyalıların, AB’ni yerel çıkarlar prizmasından bakarak gördüğü, kendilerini üyeliğin getirdiği yararlardan faydalanmaya kurgulayıp hazırladıkları ve Polonya’nın ekonomik ve sosyal sorunlarının çözümünde Birlikten yardım bekledikleri sonucudur. Bunu yaparken, Birliğin bütününün başarısıyla ayrı ayrı üye ülkelerin Birliğe getirdikleri yararlar arasındaki bağlantıları görmüyorlar.

– Polonyalılar Avrupa Birliği’nin faaliyetini nasıl değerlendiriyorlar, bunu bir külfet mi yoksa daha çok bir yarar olarak mı görüyorlar, şeklindeki üçüncü soruya verilen yanıtlardan, anket katılımcılarının, Birliğe karşı olumlu bir tutumları olmasına karşın, hala bazı endişeleri olduğu sonucu çıkıyor. En önemli gördükleri tehlikeler arasında güçlü devletlerin güçsüz devletleri kullanması, “beyin drenajı” 2 (ki eğitim şanslarının eşit hale getirilmesinin AB’nin başlıca hedefleri arasında daha önce sayılmış olduğu düşünüldüğünde, bu noktada bir çelişki ortaya çıkıyor), bürokrasinin artması, Birlik içinde anlaşmazlıkların yaşanması, yerel çıkarlar için gelişimin yavaşlatılması sayılıyor. Birlik içinde karar mekanizmasının yavaşlaması, ayrıca üye ülkelerin bağımsızlıklarını yitirebilecekleri gibi endişeler, Polonyalıları en az düşündüren şeyler.

– Anket katılımcılarının görüşüne göre, Birliğe bağlı olmanın en büyük getirisi (hem fiziksel hem de sosyal anlamda) güvenlik duygusu ve ülke ekonomisini kalkındırabilme şansı. Talep edilen eğitimde eşitlikle bağlantılı getiriler üçüncü sırada yer alıyorlar. Kendilerine soru yöneltilenlerden toplam %69’u, Polonya’nın Birliğe üyeliği sayesinde bireysel gelişme olanaklarının arttığı görüşünü dile getiriyor. Dolayısıyla üyeliğin getirileri, beslenen korkulardan daha önemli. ketin ikinci bölümü, Polonyalıların Avrupa Birliği Anayasası’na bakışlarıyla ilgili. Yapılan araştırmadan aşağıdaki sonuçları çıkarmak mümkün:

– Avrupa Birliği Anayasası, Polonya kamuoyunca iyi bilinen bir belge değil – kendisine soru yöneltilen her dört kişiden biri (yani %28’i), bu belgeye dair hiçbir bilgisi olmadığını belirtti.


– Belgenin değerlendirilmesi konusunda kesinleşmiş bir tutum olmadığı görülüyor – Anayasa konusunda “evet”, “hayır” ve “bir fikrim yok” yanıtlarını verenlerin yüzdeleri aynı. Bu durum, “Nice yahut ölüm” sloganının Polonyalıların bilincinde hala güncelliğini koruyor oluşundan ve anayasa konusunda hükümetin mevcut tutumunu anlamamalarından kaynaklanıyor olabilir.

Kaynak: (Polonya Büyükelçiliği)

– Polonyalılar, anayasayı yenilik getiren bir belge olarak görmüyorlar. Avrupa Birliği Anayasası’nın bazı düzenlemeleri derleyen bir belge olduğu ve ille de nihai anlam taşıyan bir belge olmadığı yönünde bir görüş hakim. Araştırmaya katılanların %45’i, belgenin Polonya’nın Avrupa Birliği’ndeki konumunun değişmesine etki yapacağı görüşünde; %50’yi aşkın bir kesim ise belgenin onaylanmasının, Polonya’daki sıradan insanların yaşamı için önemli sonuçları olmayacağını düşünüyor.

– Yine de, kendisine soru yöneltilenlerin yarıdan fazlası, anayasanın pratikte bazı yararlar (ör. karar alma mekanizmasında iyileşme, üye ülkelerde özgürlüğün ve eşitliğin garantiye alınması gibi) getireceği düşüncesinde.

– Sosyologlara göre, Polonyalılar, anayasa konusundaki kendi görüşlerini bütünleşme idealine yönelik genel tutumla özleştirerek onu ideolojik kategorilerde değerlendiriyorlar. Anayasanın kabul edilmesi yönünde ileri sürülen gerekçelerden, anket katılımcılarına en fazla hitap edenler; Birliğin diğer ülkeleriyle birlik duygusunu ve dayanışma gerekliliğini vurgulayan ve ayrıca konformizme (Ç.N. uymacılığa) ve muhtemel bir izalasyon durumunda kalmaktan duyulan korkuya gönderme yapan gerekçeler. İkna edicilikleri en az olan gerekçelerse, anayasanın AB’nin işleyişine getireceği yeniliklere gönderme yapan, esasa yönelik gerekçeler oluyor.

Anayasaya yönelik bu “duygusal” yaklaşım, anayasanın kabulüne karşı ileri sürülen gerekçelerin en isabetli olanlarının bir tasnifi yapıldığında da kendini gösteriyor: Hristiyanlık değerlerine gönderme yapılmaması; üye ülkelerin ve onların demokratik yolla seçilmiş iktidarlarının, Birliğin merkez kurumlarının güçlenmesi pahasına bir zafiyete uğrayabilecek olmaları; bürokrasinin fazlalaşması. Ankete katılanlardan %60’ı, ileri sürülen bu gerekçelere karşı net bir tutum benimseyemiyor.

 

651910cookie-checkPOLONYA’DAN… Polonyalılar ve AB Anayasası

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.