Quenn’i sahiplenmek

Biriktirdiğim gazete kağıtlarını bırakmak için gitmiştim Yedikule’deki hayvan barınağına. Orda tanıdım onu. İlk görüşte sevdim. Gülen yüzü içimi ısıttı. Gülen köpekler vardır bilirisiniz, gülerek yaklaşırlar size. Tertemiz duygularla iletişim kurmak isterler sizinle. İletişimin ilk kuralıdır ya gülmek, sanki bu kuralı bilir gibidirler. İlk tanışmanız o yüzden güzel geçer. Korkunuz varsa çabucak atarsınız, başını okşarsınız, o da size yüzünü sürer. Böylece ilk temas sorunsuz bir şekilde gerçekleşir.

İşte bizde de tam böyle oldu.

Queen, kulübesinden gülerek baktı bize. Hemen iki ayağının üzerine kalktı, arka ayaklarını kullanamıyordu zaten. Serçe gibi olduğu yerde zıpladı, kafesten çıkarılmayı bekledi. Yerinde duramıyordu. Ağzı kulaklarında zıp zıp zıplıyordu. Bakıcısı Hasan Bey kucağına alıp çıkardı onu. Başını okşadı, yarım kalmış vücudunu taradı. Zira arka ayakları gelişmediği için kendini kaşıyamıyordu Queen. Hasan Bey günde üç dört kez kez tarayarak kaşıyordu kraliçeyi.

Adı gibi bir kraliçe Queen. Bembeyaz. Yanılmıyorsam Rus finosu. Henüz 1,5 yaşında. Bir yıl önce trafik kazası geçirmiş, beli kırılmış. Beli kırık bir şekilde getirilmiş hayvan barınağına. Veterinerler uyutmak istemişler, “buna hiçbir şey yapılamaz” demişler. Öyle bir bakmış ki gözlerine Queen. Kıyamamışlar uyutmaya.

Tam beş ay yatmış, yerinden kalkmamış Queen. Onu o kadar çok sevmişler, o kadar çok okşamışlar ki, sonunda hayata tutunmaya karar vermiş… Hayata tutunmaya ve onu seven bu insanlara sevgisini göstermeye… Başarmış da… Şimdi iki ayağının üzerinde tıpkı bir serçe gibi zıplıyor. Hasan Beyi o kadar çok seviyor ki, o nereye giderse peşinden gidiyor. Ona sevgisini, minnetini göstermek istiyor. Bunun için çırpınıyor, zıplıyor, yatıp yuvarlanıyor. Sahibi onu bir kez okşasın diye ne yapacağını bilemiyor.

Bütün köpekler gibi aslında, ama Queen’in biraz daha fazlası var. O belki de ilk sahibi tarafından bırakılmış bir köpek. Sokak köpeği olamayacak kadar narin bir hayvan. Belli ki bir zamanlar evde yaşıyormuş. Trafik kazası geçirdikten sonra sokak köpeği gibi buraya bırakmışlar onu. Bu yüzden uzun sürmüş travması.

Kazada beli kırılmış Queen’in. Vücudunun belden aşağısı tutmuyor. Arka bacaklarını kullanamıyor. Bağırsaklarında da sorun var. Bu yüzden özel ilgilenilmeli onunla. Kabız olmaması için zaman zaman masaj yapılmalı karnına.

Hasan Bey bunları gocunmadan yapıyor. Elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor. Ama yine de ona özel ilgi gösterecek, onu çok sevecek bir sahibe ve sıcak bir yuvaya ihtiyacı var Queen’in.

Köpeklerin bizden 10 ricası vardır, bilirsiniz. İnsanların kalemi onların ağzından yazmıştır bu 10 ricayı. Köpekler der ki; “Benim hayatım 10 ile 15 yıl sürer. Senden her ayrılışım bana acı verir. Beni almadan önce bunu iyice düşün.”

Yine derler ki: “Bana senin benden istediklerini anlayacağım bir süre ver ve benim içimde güven duygusu uyandır. Çünkü ben bununla yaşarım”.

Bir başka ricası da şudur: “Her zor anımda yanımda ol, ‘benim içim kaldırmaz’ veya ‘ben görmeden olsun’ deme. Çünkü benim için her şey seninle birlikte daha kolay ve gerekirse senin için ölürüm.”

Bu üç ricayı Queen söylüyor sanki.

Eğer kaza geçirdikten sonra ‘benim içim kaldırmaz, ben görmeden olsun’ diye bu barınağa bırakıldıysa, o zaten hastalığından çok ayrılık acısıyla beş ay yatmış demektir.

Sahibinden her ayrılmak bir çocuğun annesi tarafından sokağa terk edilmesi gibi büyük bir acıdır bir köpek için.

Şimdi eğer yeni bir sahibi olacaksa “Ben 10 – 15 sene yaşayabilirim. Bana bu kadar zaman bakabilecek misin?” diye soruyor Queen. “Köpek bakmak zaten zordur, bir de benim gibi bakıma muhtaç bir köpeği bakmak daha zordur.” diye eklemeden edemiyor. “Beni almaya karar verirken, beni bir daha bırakmamak üzere al lütfen” diye ricacı oluyor.

Son olarak da “Eğer beni alırsan bana birkaç ay süre ver. Bu süre daha uzun da olabilir. Senin benden istediklerini anlayacağım kadar bana zaman tanı. ‘Olmayacak, yapamayacağım’ demeden önce bana bu zamanı ver lütfen” diyor Queen.

Hepsi bu kadar.

Aslında olmayacak şeyler istemiyor.

Ama yine de “ona yuva bulmak mümkün mü acaba” diye endişelenmiyor değilim.

Biliyorsunuz hayvan barınaklarından sahiplendirme yapılıyor. Tam adı Fatih Belediyesi Yedikule Sokak Hayvanları Barındırma ve Rehabilitasyon Merkezi olan bu barınaktan da şehir dışına olmamak koşuluyla sahiplendirme yapılıyor. Çünkü köpekler sahiplendirildikten sonra düzenli aralıklarla kontrol ediliyor.

Barınak her gün saat 10.30 – 15.00 arası ziyaret edilebilir.

Eğer köpek sahiplenmek için gidecekseniz saat 12.00 gibi gitmeniz tavsiye ediliyor. Sahiplendirmeye gelirken isminize kayıtlı adresinizi gösteren ikametgah, su, telefon, elektrik faturası gibi belgelerle gitmelisiniz. Ayrıca kimlik fotokopiniz de yanınızda olsun.

Sahiplendirmeler ihtiyaç malzemesi karşılığında yapılıyor. Mama, makarna, ilaç vs gibi…

Trafik mağduru hayvanların masrafını sigorta karşılasın

Queen gibi trafik mağduru o kadar çok hayvan var ki. Onları çoğu zaman cadde kenarlarında kaderlerine terk edilmiş bir şekilde görüyoruz. Bu tabloya kayıtsız kalamayan hayvan severler var elbette. Ama onlar da tedavi masraflarını nasıl karşılayacaklarını düşünüyorlar.

Birkaç yıl önce e-mail aracılığıyla bir geyik dolaşıyordu ortalıkta. Bu mailde kedi ve köpeklerin geçirdikleri kazalarda kazayı yapan aracın sigortasının tedavi masraflarını karşılayacağı yazıyordu. Hayvan severler tabi çok heyecanlandılar ve bu maili tanıdıkları herkese forward ettiler.

Sonra bu konunun gerçek olmadığı anlaşıldı. Çünkü resmi olarak doğrulanmadı bu bilgi.

Şimdi hayvan severler olarak bu söylentinin bir şehir efsanesi olarak kalmamasını ve gerçekleşmesini bekliyoruz.

Queen’i sahiplenmek isteyenler için:
Fatih Belediyesi Yedikule Sokak Hayvanları Barındırma ve Rehabilitasyon Merkezİ:
Adres: Yedikule sahil yolu, Eski havagazı deposu, Surdibi
Telefon: 0212 633 58 57
.

670210cookie-checkQuenn’i sahiplenmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.