İngiltere, Fransa, Almanya, ABD, Rusya ve Çin temsilcileri, İran’ın en üst düzey müzakerecisi ile 1 Ekim’de bir araya gelecek.
Anlaşma AB’nin dış politikadan sorumlu komisyon üyesi Javier Solana ile İran’ın nükleer konulardaki baş müzakerecisi Said Celili arasındaki telefon görüşmesi ardından ilan edildi.
Ancak müzakerelerin nerede yapılacağı açıklanmadı.
Bu randevu, bazılarının nükleer silah üretmeyi hedeflediğinden kaygı duydukları İran’ın nükleer programına ilişkin yeni bir görüşme sürecinin başlangıcı anlamına geliyor.
Uzlaşmacı tutum
Brüksel’den Dominic Hughes’un aktardığına göre önümüzdeki ay yapılacak olan yeni görüşmeler bu konuda uzun süren bir sessizliği takip ediyor.
Altı ülke ve İranlı müzakereciler arasında İran’ın nükleer programı konusunda bir yılı aşkın bir süredir hiç üst düzey bir temas olmamıştı.
Ancak ABD’de işbaşına gelen Barack Obama yönetimi, İran konusunda daha uzlaşmacı bir yaklaşım sergilemişti.
BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ve Almanya’dan oluşan altı ülke, geçen hafta İran’a yeni bir görüşme süreci başlatılması teklifinde bulundu.
ABD, gelinen aşamayı “önemli bir ilk adım” diye nitelerken bu yeni görüşmelerin bir sonuca ulaşması beklentisi çok da yüksek değil.
Tahran’ın doğrudan nükleer faaliyetleri konusunu konuşup konuşmayacağı bilinmiyor.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad Pazar günü yaptığı açıklamada ülkesinin dünya meselelerini diğer uluslararası güçlerle tartışmaya hazır olduğunu, ama nükleer faaliyetlerinin müzakereye açık olmadığını söylemişti.
Ayrıca bu müzakerelerin İran ile görüş ayrılıklarını daha da açık şekilde ortaya koyabileceği yolunda kaygılar bulunuyor.
Avrupa Birliği dönem başkanı İsveç’in Dışişleri Bakanı da nükleer programını bağımsız bir şekilde sürdürmek isteyen İran ve bu programın nükleer silah geliştirmeyi amaçladığını düşünen diğer ülkeler arasında hala ciddi görüş ayrılıkları bulunduğunu söyledi.
İran daima nükleer faaliyetlerinin barışçıl amaçlı olduğunu savunageldi.
ABD ve bazı Batılı ülkeler ise Tahran’ın nükleer silah üretmeyi hedeflediğini savunuyor. (BBC)
