Hague, İran’ın silahlara kavuşması durumunda diğer bölge ülkelerinin de nükleer silah üretmek için sıraya gireceğini belirtti.
Bu durumun, 1940’larda nükleer silahların ilk ortaya çıkışından sonra tekrar yaygınlaştığı en ciddi dönemi tetiklemesinden korkuluyor.
Daily Telegraph gazetesine verdiği mülakatta Hague, İran’a askeri müdahaleden yana olmadığını kaydetti.
İngiltere Dışişleri Bakanı, Batılı ülkelerin ekonomik yaptırımlar ve baskı politikasına koşut müzakerelere de devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Cuma günü ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton İran’la nükleer programına ilişkin görüşmelerin yeniden başlayabileceğinden temkinli bir iyimserlikle bahsetmişti.
Tesislerinin enerji ve tıbbi araştırma amacyla kurulduğunu söyleyen İran yönetimi, nükleer faaliyetlerinin silah üretimini hedeflediği suçlamasını redddiyor.
Tahran yakın zaman önce ilk kez bir reaktörde kendi geliştirdiği nükleer yakıtı kullandığını ilan etti.
Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın katıldığı bir törenle dünya kamuoyuna yapılan açıklamada ayrıca, bir nükleer tesiste ‘yeni nesil’ uranyum zenginleştirme santrifüjünün devreye sokulduğu duyuruldu. .
Bundan daha önce Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran’ın Kum kentindeki nükleer tesisinde uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirdiğini açıklamıştı.
İran’a ülke dışından nükleer yakıt sağlanmasına yönelik görüşmelerin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, İran kendi yakıtını üretme kararı aldı.
BBC Tahran muhabiri, İran’ın kendi nükleer teknolojisini geliştirebileceği ve nükleer programını hedef alan ambargoların sonuçsuz kalacağı mesajını verdiğini belirtiyor.
