Rant için Türkiye’de olmayan bir bakanlığa taahhütname yazdılar!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Isparta’nın Sütçüler ilçesindeki mermer ocağı projesine 150 kilometre mesafedeki Gönen ilçesinin bilgileri eklenirken, rant için yüzlerce bitki ve hayvan türü de yok sayıldı. Projeyle ilgili hazırlanan dosyada ayrıca Türkiye’de olmayan bir bakanlığa da taahhütname yazıldı…
Tarihi ve doğal miras hiçe sayılarak mermer ocağı yıkımına açılan Isparta Yukarı Köprüçay Havzası’ndaki projede ikinci ÇED skandalı. Sütçüler ilçesine bağlı Çukurca köyünde jeopark niteliğindeki bölgede mermer ocağı açmak isteyen firmanın projesine ÇED Gerekli Değildir kararı verildi. Ancak tarihi Roma yolları, endemik bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanı olan bölge için hazırlanan ÇED dosyasına, Çukurca köyüne yaklaşık 150 kilometre mesafedeki Gönen ilçesinin arazi gözlem bilgileri eklendi. ÇED dosyasına bu haliyle onay veren Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne tepki gösteren Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu, “Türkiye’nin ve bölgemizin tarihi ve doğası işte böylesi kopyala yapıştır projelerle yok ediliyor. Bu Kabul edilemez skandallarla dolu proje onay veren yetkilileri bir an önce açıklama yapmaya davet ediyor, haklarında yasal işlem başlatacağımızı duyuruyoruz” açıklaması yaptı.

Türkiye’nin önemli korunan alanlarından biri olan Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın kuzeyinde yer alan Çukurca köyü, Yukarı Köprüçay Havzası olarak anılan bölgedeki küçük yerleşimlerden biri. Köprüçay’ın bitişiğindeki köy, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Geçmişte bölgedeki Roma garnizonları arasındaki ulaşımı sağlayan tarihi yolların kalıntılarına da ev sahipliği yapan bölge, son bir kaç yıldır mermer ocaklarının hedefinde. Türkiye’nin en uzun ikinci kültür rotası olan St. Paul Yolu’nun üzerinde bulunan Çukurca köyü de vahşi madenciliğe açılmak istenen köylerden biri.

DOĞA VE TARİH MİRASININ KALBİNDE RANT İÇİN BİTMEYEN ISRAR

Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM), Köprülü Kaynon Milli Pakrı’nın tampon bölgesi sayılan Çukurca köyünde 100 hektarlık arazide mermer ocağı ruhsatı verdi. Konglomera adı verilen kayalık oluşumlarla jeopark niteliğinde olan bölgede 12 haktarlık alanda mermer çıkarmak için geçtiğimiz yıl ilgili kurumlara başvuran firmanın hazırladığı proje tanıtım dosyasını yetkililer uygun buldu ancak yöre halkı ve sivil toplum örgütleri ruhsat sahasında tarihi kalıntılar ve endemik canlı türlerinin bulunduğunu belirterek girişime karşı çıktı.

FİRMANIN ‘ARKEOLOJİK KALINTI YOK’ DEDİĞİ ARAZİ SİT İLAN EDİLDİ

Ancak mermer ocağıyla ilgili hazırlanan ÇED Başvuru Dosyası’nda, söz konusu arazide yapılan incelemede mimari ve arkeolojik yapı kalıntısına rastlanmadığı öne sürülmüştü. Bunun ardından Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu uzmanları köylülerin gösterdiği arazide inceleme yaptı. Yapılan incelemenin ardından tespit edilen kültür varlıklarının bulunduğu alan, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 24 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen toplantıda 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edildi. Koruma Bölge Kurulu’nun 6109 sayılı kararında, söz konusu arazide her türlü madencilik faaliyetinin yapılamayacağı, arazinin hiçbir şekilde tahrip edilemeyeceği belirtildi.

FİRMA BİR KEZ DAHA BAŞVURDU, ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ KARARI VERİLDİ

Bu gelişmenin ardından Numan Tekkanat adındaki mermer firması sahibi, yeni bir ÇED başvurusu daha hazırladı. 2024 yılına kadar geçerlilik süresi bulunan ruhsat sahasında mermer çıkarmaya kararlı olan Tekkanat, aynı saha için hazırladığı ‘ÇED Dosyası’ ile Kasım 2018’de Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurdu. Tekkanat’ın başvurusunu hızlıca işleme koyan il müdürlüğü ise 23 Kasım 2018 tarihinde projeyle ilgili ‘ÇED Gerekli Değildir Kararı’ verildiğini duyurdu.

ÇED RAPORUNDA GÖNEN’İN TÜR BİLGİLERİNİ KULLANDILAR

Ancak Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdiği proje için hazırlanan tanıtım dosyasını inceleyen yöre halkı, projenin bölgedeki canlı yapamına yönelik olumsuz etkisinin incelendiği arazi gözleminin Çukurca köyü yerine Isparta’nın Gönen ilçesinde yapıldığını tespit etti.

‘GÖNEN’DE YAPILAN ÇALIŞMADA KORUNACAK TÜR BULUNMADI’

Isparta merkezli ‘Denizler Çevre Mad. Müh. İnş. San. Ldt.’ adlı firma tarafından hazırlanan mermer ocağıyla ilgili hazırlanan 259 sayfalık Proje Tanıtım Dosyasının 49. Sayfasında şu ifadelere yer verilmesi dikkat çekiyor: Genel olarak çalışma alanı ile ilgili fauna açısından; Gönen İlçesi geneli düşünülerek yapılan literatür çalışmasında yukarıda belirtilen türler tespit edilmiştir. Bu çalışmaların dışında 20/02/1984 tarih ve 18318 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe giren ‘Bern Sözleşmesi’ uyarınca kesin korumaya alınan türler bulunmamaktadır.”

‘BU SKANDAL KABUL EDİLEMEZ’

ÇED dosyasında projeyle ilgili literatür taraması yapıldığı belirtilen Isparta’nın Gönen ilçesi, mermer ocağı açılmak istenen Çukurca köyüne yaklaşık 150 kilometre mesafede bulunuyor. ÇED dosyasını hazırlayan şirketin kopyala yapıştır yöntemiyle Göden’deki bir projenin Sütçüler ilçesi Çukurca köyünde açılmak istenen mermer ocağının dosyasına eklediğini dile getiren yöre köylüleri, bu büyük skandalın kabul edilemez olduğunu dile getirdi.

TÜRKİYE’DE OLMAYAN BİR BAKANLIĞIA TAAHHÜTNAME YAZDILAR

Tepki çeken ÇED dosyasına konulan bir başka belgede ise Tarım ve Orman Bakanlığı’nın adının, ‘T.C. Orman ve Tarım İşleri Bakanlığı’ olarak yazıldığı görülüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Mili Parklar IV. Bölge Müdürlüğü’nün talebi üzerine mermer ocağı işletmesi sırasında doğaya zarar verilmeyeceğine ilişkin hazırlanan Noter taahhütnamesinde bakanlığın adının bile doğru olarak yazılmaması proje dosyasıyla ilgili bir başka skandal olaraık değerlendirildi.

‘İLGİLİLER HAKKINDA YASAL İŞLEM BAŞLATACAĞIZ’

Konuyla ilgili Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu’nca yapılan açıklamada, “Türkiye’nin ve bölgemizin tarihi ve doğası işte böylesi kopyala yapıştır projelerle yok ediliyor. Bu Kabul edilemez skandallarla dolu proje onay veren yetkilileri bir an önce açıklama yapmaya davet ediyor, bu konuda ihmali görülen ilgililerin haklarında yasal işlem başlatacağımızı duyuruyoruz” ifadelerine yer verildi.

BÖLGEDE NESLİ TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLER YAŞIYOR

Mermer ocağı açılmak istenen arazi çevresinde Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine yapılan incelemede ise farklı kıtalara ait üç ayrı bitki coğrafyasından türlerin bir arada yaşayabildiği ortaya çıktı. Yalnızca mermer ocağı ruhsatı verilen alan ve çevresinde 32’si endemik 221 bitki taksonu tespit edildi. Nesli tehlike altındaki kızıl akbaba, kaya kartalı, Anadolu sıvasıcı ve dağ keçisi gibi canlı türlerine de ev sahipliği yapan Çukurca ve çevresindeki zengin doğal yaşam, yalnızca 12 yıllık mermer ocağı işletmesi uğruna göz göre göre yok edilecek.

300 BİN METREKÜP MALZEMENİN YÜZDE 90’I DOĞAYA DÖKÜLECEK

Mermer ocağıyla ilgili ÇED Gerekli Değildir Kararı verilen alan, 99,23 hektarlık ruhsat sahasının 7 bin 430 metrekarelik kısmını kapsıyor. Tamamı orman arazisi niteliğinde bulunan ruhsat sahasında daha sonra kapasite artırımına gidilerek ocak sahası genişletilebilecek. Isparta çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün ÇED Gerekli Değildir Kararı verdiği mermer ocağı projesiyle yılda yaklaşık 15 bin metreküp mermer bloğu üretimi gerçekleştirilmesi planlanıyor. Ancak toplamda işlenecek olan 300 bin metreküp malzemenin 285 binlik kısmı pasa, yani moloz olarak doğaya dökülecek.

2250600cookie-checkRant için Türkiye’de olmayan bir bakanlığa taahhütname yazdılar!
Önceki haberAKP’nin kışlalara ‘el koyma’ planı
Sonraki haberİslam Konferansı’nda domuz eti ikramı tartışma yarattı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.