Rantın rantı… ters orantı…

Eğer bu kitaplarını maliyetine satsalar, toplumu bilgilendirme amaçlı olarak bir şeylere hizmet ettikleri kabul edilebilir… ama yüksek fiyatlarla satıldığı zaman, durumdan bir nevi rant çıkarma amaçlı olarak görüyorum… Bunun adına ranttan rant çıkarmak denmez mi o zaman?
Birileri bir icraatlar yapsın ve o yaptıkları, ülkenin ve halkın menfaatine zarar versin de, ondan nemalanayım diye bekleyen onlarca güzide yazarımız var bu ülkede… İş yapacak bir konu olduğunda pırtlak gibi kitapları çıkıyor satışa, içerikleri birbirinin kopyası olan… Hangi ulvi amaca hizmet ederse etsin, bunu bir kirlilik ve durumu istismar olarak da irdelemek lazım. Ama bunu, halkın bir yerlere koyduğu yazarlar da yapınca biraz halka ayıp oluyor…
Örneğin, bir siyasinin yaptıklarından rant çıkaran bir yazarın, o siyasinin bulunduğu mevkii kullanıp kendisine bundan rant çıkarmasından ne farkı var? Hele köşe yazdığın sütunları bu kitabının reklamı veya tanıtımı için kullanıyorsan, o sapına kadar doğru eleştirdiğin siyasetçilerin mevkisel durumlarından rant üretme niyatinden ne farkın kalır? İkisi de mevkii suistimal… İkisi de fırsatçılık, ikisi de halkın ona bir şeyler vermen için sana bahşettiği konumu ve payeyi kişisel çıkarlar için kullanman anlamına gelmez mi?
İçinde araştırmaya dayalı bir emek olup da, hiç söylenmemiş yeni bir takım tezler ortaya atabiliyorsan ve ürettiğin tez çarpıcı anlamda eğitsel ve toplumsal sonuçlar üretebiliyorsa, ya da içinde araştırmaya dayalı yeni bir haber niteliği varsa, o zaman nispeten kabul edilebilir ama, bilinenleri toparlayıp, kendi bilindik yorumlarını ekleyip satıyorsan, eleştirdiğin siyasetçileri, aynı onların kılığına bürünerek kullanıyorsun anlamına gelir bu…
Medyamızda bu tip kolektif çalışan timler var. Birbirlerinin kitaplarını methediyorlar. Hani aynı ülkeden olan futbolcular, birbirlerini abartırlar ya! onun gibi… Eleştirilen siyasetçinin de, bu eleştiriden nemalanan yazarın da istismar ettiği hedef kitle aynı… Halk…
Kitabının içine bir yaratıcılık katıyorsan, ne bileyim Neyzenvari bir hiciv sanatı koyup, keyifle okunur boyuta taşıyabiliyorsan bir edebiyat sanatı haline çevirebiliyorsan, ya da yeni bir kitle kazandırabiliyorsan görüşünün sahtına… amenna… Ama bilinenleri kronolojik sıraya sokup, allayıp, pullayıp, ambalajlayıp, kendinin veya eşinin dostunun sütunlarında tanıtarak, karlı fiyatlarla satışa sunuyorsan insanları biraz enayi yerine koyuyorsun anlamına geliyor. Tıpkı o eleştirdiğin siyasi gibi…
Onlar koyunun derisini yüzüyor, sen kırpık kürkünü yoluyorsun. Onlar pirzolalarını yiyor, sen kelle paça çorbasını içiyorsun…
Siyasi görüş birliğine sığınarak, ve bu görüş birliğinden kendine çıkar sağlayarak, insanların anlık tepkilerinden ve zafiyetlerinden yararlanmanın, kendi görüşünden insanlara bilindik şeyleri satmanın bir edebi değeri olmadığı gibi, körler ile sağırların birbirini ağırlaması ötesinde bir faydası da yok.
Birbirlerinin karşı görüşlerine bir nebze bile hakim olmayan, hatta dinlemeyen bir toplumda… Laikçi bir yazarın Gezi ruhunu istismar etmesiyle, antilaik bir yazarın hükümetin ruhunu istismar ederek, yandaşlıktan prim kazanması arasında bir fark yok.

764660cookie-checkRantın rantı… ters orantı…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.