Sadece bin üçyüz kişinin yaşadığı küçük Nelson kasabasında, kent yönetim meclisi referandum kararı almış, geçtiğimiz hafta kasaba meclisinde yapılan oylama sonucu çoğunluk, ¨Silahsız bu iş olmaz, bizi silahlarımızdan ayrımayın, silahlara veda edemeyiz!¨ diye oy kullanmıştı.
İkinci Anayasa diye adlandırılan Amerika’ya ait bir anayasal düzenleme üzerine herkesin silahlanmasına izin verilmesi şu sıralarda kontrol altına alınmak isteniyor.
Obama yönetimi kısa sürede ABD’nin silah tutkusuna bir son vermek için çaba harcarken, Nelson kasabası tersine bir karar çıkardı. Ancak kararın federal yasalar açısından geçerliliği bulunmuyor, sadece Washington’a karşı sembolik bir cevap yerine geçiyor. Siyasî dedikodulara bakılırsa, zaten her evinde birer ikişer silahı bulunan Nelson’a bu kararı aldırması zor olmayacaktı, ayrıca alınan kararın arkasınsa Silah Lobileri bulunuyordu.
Nelson meclis üyesi Bayan Jackie Jaksonna, ¨Bize zarar vermeye niyetli kim varsa, onlara karşı silahlanmak en doğal hakkımızdır! Evime baskın yapacak adamı alnından vururum vallahi…¨ diye alınan kararı kısaca özetlerken, kasabanın tek polisi olan ve böylece hem kendisinin âmiri hem de memuru bulunan polis Heatle Mitchel, ¨Günde 8 saat çalışıyorum, canımdan bezdim, kasabanın güvenliğinden tek başıma sorumluyum, eğer evlerde silah olursa bana daha az iş düşer, hırsız mı geldi çeker vurursun zibidiyi!¨ biçiminde yorum yaptı. Polis şefi ve memuru Mitchel’ın mesaisi bitince civardaki büyük kent Cherokee’den bir polis aracı gelip Nelson’a göz kulak oluyor.
Nelson kasabasında bu kararın alınması Washington’da sivrisinek saz etkisi yarattı, gülüp geçilen bir komik haber diye ele alındı. Fakat ABD halkının silaha olan düşkünlüğünü göstermesi bakımından ilgi çekici bir haber olarak basın arşivine geçti.
