Dışişleri Bakanlığı kaynakları, bugün basında yer alan, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn'in "Vize Kolaylığı Anlaşması"na ilişkin açıklamalarının gerçeği tam olarak yansıtmadığını ve kamuoyunu yanıltıcı nitelik taşıdığını belirtti.
AA muhabirinin görüştüğü kaynaklar, 1976 yılında Batı ülkelerinin, yasa dışı göç ve iltica talepleri gerekçesini ileri sürerek Türkiye ile mevcut vize muafiyet anlaşmalarını feshetmeleri ve diğer AB ülkelerinin de aynı uygulamayı benimsemelerinden sonra Türkiye'nin, gerek ikili düzeyde gerek AB nezdinde vize meselesini her platformda ana gündem maddesi olarak her düzeyde dile getirdiğini, Türk vatandaşları için bu uygulamanın kaldırılmasını talep ettiğini ve etmeyi de sürdürdüğünü vurguladı.
Kaynaklar, AB ile Gümrük Birliği'ni gerçekleştirmiş ve artık "müzakereci ülke" konumundaki bir ülke olarak, ayrıca Türkiye-AB Ortaklık Hukukundan doğan müktesep haklar çerçevesinde Türk vatandaşlarına daha esnek ve kolay bir vize prosedürü uygulanmasının da benzer şekilde talep edildiğini kaydetti.
Ancak aynı kaynaklar, Türkiye'nin bu yaklaşımına karşı AB'nin, Türkiye'yi müzakereci ülke konumunun dışında tutan bir koşul öne sürerek, Türkiye'ye sadece ciddi mali külfet değil, ondan da fazla ve önemli olarak sosyal külfet getirecek olan, haklar ve mükellefiyetler dengesi gözetilmeyen, AB'de izinsiz ikamet eden kişilerin Türkiye'ye iadesini öngören bir "Geri Kabul Anlaşması" imzasını vize kolaylığı anlaşmasının ön şartı olarak sunduğunu bildirdi.
FOTOĞRAF: AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn
