Üretmek güzeldir…

Emek değmezse bir şeyin üzerine, alın teri değmezse tatsız tuzsuz yemeğe benzer hayatımızdaki her şey…

Emek üretime dairdir; ortada bir emek varsa üretim de vardır; üreten insan düşünen, tasarlayan, kurgulayan, alternatif sunabilen insandır; …

Üreten insan yaşadığının farkında olan insandır; daha önce olmayan bir şeyi dünyaya katabilen, ürettikçe yaşamı kendisi ve başkaları için daha anlamlı, daha görünür kılabilen insandır…

Bir sandalye ustasının ağaçlarladır bütün işi…

Bir ağacın kokusu, teması, şekil alması, elle dokunulur, üzerine oturulur bir sandalyeye dönüşmesi, bütün bu süreçler avuçlarının arasında gerçekleşir.

O tahtanın kalıbını çizerken, yontarken, inceltirken, işlerken karnı acıkır, boynu tutulur, alın teri gömleğini ıslatır; keyifle içtiği yorgunluk çayının tadı tahta kokusuna karışır.

Eşinin, sevdiklerinin hayali yonttuğu tahtaya yansır yalnızlığının yoldaşı olur; akşam eve götüreceği ekmek, çocuklarının coşkuyla boynuna sarılacağı anın hayaliyle dudaklarına konan gülücük emeğinin karşılığı, hayata dair mutluluğu olur; sandalyesi ruh kazanır, dillenir, şekillenir, renk alır, hayat bulur; ne kadar emek o kadar sandalyesi olur…

Bir ressamsanız ne kadar çok çizilebilecek nesne ve varlık olduğunu düşünsenize dünyada…

Kullanabileceğiz renk seçeneklerini, çizme özgürlüğünüzü… Sınırsızlığını, sonsuzluğunu hayal gücünüzün….

Tek başına bu duygu bile inanılmaz baş döndürücü bir heyecan verebilir size; üretmek yaşamı sürprizlerle dolu bir panayıra dönüştürebilir sizin için; her tabloda en çocuksu en masum sevinçlerinizi yaşatabilirsiniz bu panayırda…

Bir müzisyenseniz daha önce hiç kimsenin kulağına konmayan bir tınıyı bulmaya çalışırsınız; daha önce hiç duyulmamış hiç söylenmemiş, bir araya getirilmemiş notaları aramaya koyulursunuz…

Öyle bir tınının, öyle bir ses birliğinin peşindedir ki, hem dinleyicisine o melodiyi ilk kez işitiyormuş duygusunu verecek hem de ayrıyken bir değeri olmayan notaları yalnız sizin bir araya getirdiğiniz düzenekle benzeri olmayan mükemmel bir ses bütünlüğüne dönüştürecek..

Bir fotoğraf sanatçısıysanız anları dondurursunuz…

Anlarda ölümsüzleştirirsiniz akıp giden hayatı…

Siz görmezseniz siz yakalamazsanız yok olacaktır sanki o anlar sonsuza kadar… Hiçbir yerde izleri kalmayacaktır…

Hayatın sınırsız, sonsuz akışı içinde yegane saklandıkları, yaşatıldıkları yer olacaktır sizin fotoğraflarınız o anların…

Kimi bir kadının gülümseyişinin dondurulduğu kare olacaktır o an; kimi bir çocuğun gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğü, kimi bir çiçeğin tomurcuğundan fışkırışı olacaktır o an kimi bir kelebeğin kozasından çıkarken kanat çırpışı…

Kimi ölüm yakalanacaktır o ana kimi bir bebeğinin ilk gözlerini açışı dünyaya, ilk çığlıklarını atışı…

Hayata dair her şeyin resmini çekebilme özgürlüğünüzdür serüveniniz…

Yok olup gideni görünür kılabilecek, kalıcı yapabilecek sihirli bir değneğiniz vardır fotoğraf makineniz… Hangi anın hangi açıdan nasıl ve ne şekilde geleceğe taşınacağını belirleyebilen tek kişi vardır o da siz…

Hayata dair imzanızdır fotoğraflarınız…

Ne üretirseniz üretin bu böyledir; üretimin gücüdür bu; sadece üretebilen, insanın gücüdür…

BU YÜZDEN ÜRETMEK GÜZELDİR…

1080500cookie-checkÜretmek güzeldir…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.