İkinci tur doğrudan müzakerelerin belirleyici olarak nitelendirildiğini- Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın da bir çok kez açıkladığı gibi- ikinci turda elde edilecek ilerlemenin, Kıbrıs Rum tarafının doğrudan müzakerelerin üçüncü turuna, diğer bir deyişle karşılıklı tavizlerin olacağı al-ver sürecine girip girmeyeceğini belirleyeceğini de yazan gazete, Kıbrıs Türk tarafının 2009 yılı sonundan önce Kıbrıs sorununun çözümleneceği konusunda iyimser gözüktüğünü, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Kıbrıs sorununun yıl sonundan önce çözülmesine ilişkin inancını birkaç aydan beridir duyurduğunu belirtti.
Habere göre bir kaynak gazeteye yaptığı açıklamada, herhangi bir kimsenin; müzakerelerin şu ana kadar olan bütünlüklü sonuçlarını görürse Kıbrıs sorununun çözümünün çok uzak olmadığını, “Türkiye’nin biraz parmağını kımıldatmasının yeterli olduğu” sonucunu çıkarmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Aynı kaynak, ekonomi, AB ve yargı yetkisine ilişkin başlıkların “hemen hemen kapalı” olarak addedildiğini de belirtti.
Gazete, ekonomiye ilişkin çalışma grubunun, iki taraf arasındaki yeteri kadar anlaşmazlığa köprü kurduğunu, ancak bununla birlikte Cumhurbaşkanı Talat’ın ekonomi konusunda katı tezlerle yeniden geldiğini, bu gelişmenin ise Kıbrıs Türk tarafının birinci turda izlediği tezlerin katılaştırılması taktiği çerçevesine dayandırıldığını savundu.
Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının ekonomi konusunda, çalışma grubunun uzlaşmaya vardığı belgeyle yeniden döneceği ve anlaşmazlıklara köprü kurulması için ciddi çabalar sarf edileceği şeklinde öngörü taşıdığını belirten gazete, büyük zorluklar çıkmaksızın bunun mümkün olacağının düşünüldüğünü yazdı.
AB konularında ise, Kıbrıs Türk tarafının itirazlarının, AB teknokratları tarafından AB’de nelerin geçerli olduğu konusunda tam olarak bilgilendirilmesinin ardından aşılacağı değerlendirmesinin de yapıldığını yazan gazete, Kıbrıs Rum tarafının bu başlığın kolayca kapanmasını beklediğini belirtti.
Gazete ayrıca, Rum tarafının toprak konusunda, “Omorfo”nun (Güzelyurt) iade edileceği şeklinde gayri resmi olarak bilgilendirildiğini, ayrıca Karpaz konusunda da müzakere yapıldığını savundu. Gazete, Kıbrıs Rum tarafının Karpaz’a ilişkin hedeflerini sağlamasının, Annan Planı’nın toprağa ilişkin öngörülerinin iyileştirilmesi ile alakalı olacağını da öne sürdü.
TC kökenli KKTC vatandaşları konusunda ise Hristofyas’ın; Kıbrıs Türk tarafını memnun eden 50 bin TC kökenli vatandaşa ilişkin açıklamasının bulunduğunu anımsatan gazete, anlaşmanın bu tutumdan çok da uzakta olmadığını belirtti.
Gazete ayrıca, garantiler konusunda ise, “AB garantilerinin oyuna dahil edilmesi” veya Türkiye’nin AB üyeliğine kadar garantilerin korunmasına ilişkin alternatif senaryoların bulunduğunu dile getirdi.
Gazete, yönetim konusunda, Kıbrıs Rum tarafının dönüşümlü başkanlığı Kıbrıs Türk tarafının ise ağırlıklı oyla ortak oy pusulasını kabul ettiğini, anlaşmazlık noktasının ise başkan ve başkan yardımcısının seçiminin direkt olarak halk yoksa dolaylı olarak senato tarafından yapılıp yapılmayacağı konusunda olduğunu yazdı.
Mülkiyet konusunun ise “diken” olmayı sürdürdüğünü belirten gazete, bu konunun; Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yeni referandumdaki kararları için de anahtar teşkil ettiğini, Kıbrıs Türk
tarafının, ikinci veya üçüncü kez göçmen olacak olan Kıbrıslı Türklerin “evet” demesinin zor olduğu görüşünü dile getirdiğini, Rum tarafının ise yerlerine dönme hakkına sahip olmayacak olan Rum göçmenlerin “evet” demeye ikna olmayacakları argümanını ortaya koyduğunu yazdı.
Habere göre aynı kaynak gazeteye yaptığı açıklamada, “Kıbrıs sorunundaki gelişmeler konusunda şaşkınlık yaşamaması için gelecek haftalarda halkın doğrudan bilgilendirilmesine başlanacağını” da söyledi.
