Rum basınından seçmeler / 21 Mayıs 2005

HRİSTOFYAS-PAPUTSİS GÖRÜŞMESİ
HARAVGİ’ye göre, AKEL Genel Sekreteri ve Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas dün, Güney’i ziyaret etmekte olan Hristos Pabutsis başkanlığındaki PASOK heyetini kabul etti.
 Gazeteye göre, Hristofyas görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, “Kıbrıs Rum tarafının hedefinin en erken zamanda Kıbrıs konusunda üzerinde anlaşmaya varılmış bir çözüme ulaşmak olduğunu” söyledi. Pabutsis ise, “Çözüm bulunması yönünde yeni  girişimleri teşvik etmek için AB, BM, ABD, İngiltere ve Türkiye’nin güçlü ve gerçek siyasi irade göstermelerinin tam zamanı olduğunu” söyledi.


Hristofyas görüşme sırasında Kıbrıs sorununun çözümünde PASOK’un oynamak istediği rolün de ele alındığını belirtti. Hristofyas, ana muhalefet partisi PASOK’la yakın ilişki içerisinde olmaya devam edeceklerini de söyledi.


Pabutsis konuşmasında, “Kıbrıs’ın AB içerisinde yapıcı perspektifi ile BM kararları ve AB muktesebatına tam uyum içerisinde Kıbrıs sorununa adil ve yaşayabilir bir çözüm bulunmasında Yunanistan’ın sıcak destek mesajlarını getirdiğini” kaydetti.


YAKOVU-PABRİKİS GÖRÜŞMESİ
HARAVGİ ve diğer gazeteler, Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu’nun Letonya Dışişleri Bakanı Artis Pabrikis’le görüşmesine yer verdi.


HARAVGİ’ye göre, Yakovu-Pabrikis görüşmesinde Kıbrıs sorunu, Kıbrıs Türkleriyle ilgili AB tüzükleri ve yeni AB Anayasası dahil diğer AB konuları ele alındı.


Yakovu ve Pabrikis görüşme sonrasında yaptıkları açıklamada, AB üyesi ülkeler arasındaki işbirliği ve yeni AB Anayasası’nın derinliğine ele alındığını, ayrıca Letonya ve Kıbrıs’taki durumun görüşüldüğünü söyledi. Her iki dışişleri bakanı, yukarıdaki konuları ilk kez ele aldıklarını da vurguladı.


AB KOMİSERİNDEN GÜNEY’E UYARI
POLİTİS’e göre, Güney’de bulunan AB Komiseri Haakin Almunia, acele etmemesi ve iyi hazırlanmadan Euro’ya geçmemesi konusunda Rum tarafına uyarıda bulundu.


Gazeteye göre, ekonomi ve finans konularından sorumlu olan Almunia, “getireceği mali külfet ve sorunlardan bağımsız olarak önce Kıbrıs sorununun çözümlenmesini tercih ettiğini” de söyledi.


Görüştüğü Maliye Bakanı Makis Karavnos’la birlikte basın toplantısı düzenleyen Almunia “Kıbrıs”ın 1 Ocak 2008’den itibaren Euro’ya geçmek istiyorsa 2006 yılında Maastricht kriterlerini yerine getirmesi gerektiğine de dikkat çekti.


Gazete haberi, “AB Komiseri  İşaret Etti: Çözüm Olsun da İsterseniz Kuru Ekmek (Yiyin)… AB Komiseri Dün Dolaylı Ancak Net Şekilde Acele Edilmemesi ve Euro’ya Geçmeden Önce İyi Hazırlanılması Konusunda Kıbrıs’a Uyarıda Bulundu” başlık ve spotlarıyla yayımladı.


HARAVGİ’ye göre, Keravnos ise konuşmasında, “Kıbrıs’ın Avrupa Para Birliği’ne girmesinin Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olacağını” iddia etti.


Gazete, AB Komiseri’nin Rum ekonomisinin AB’taki ekonomik düzey ortalamasının üzerinde olduğunu belirttiğine dikkat çekti.


YUNAN ADALET BAKANI GÜNEY’E GİTTİ
MAHİ’ye göre, Yunan Adalet Bakanı Anastasis Papaliğuras Rum muadilinin davetlisi olarak dün Güney Kıbrıs’a gitti.


Gazeteye göre, Papaliğuras Larnaka Havaalanı’nda yaptığı konuşmada, 30 yıldan beridir Kıbrıs’ta uluslararası yasallığın acımasızca ihlal edildiğini, yaranın henüz kapanmadığını, Kıbrıs’ın geleceğiyle ilgili ise iyimser olduğunu” iddia etti.


Papaliğuras yapacağı temaslara da değindi ve “Bu temaslar iki kardeş devlet arasında hatta AB düzeyinde ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı koyacağını” söyledi.


 Rum Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı Doros Theodoru ise konuşmasında Papaliğuras’a adada görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Papaliğuras’la temaslarında bakanlıklarını ilgilendiren konuları ele alacaklarını söyledi.


PAPADOPULOS: “DİREKT TİCARET TALEBİ TAMAMEN SİYASİ”
Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, Kıbrıslı Türklerin  AB ile KKTC arasında direkt ticaret tüzüğünün uygulanması taleplerinin, “tamamen siyasi bir talep” olduğunu iddia etti.


POLİTİS  ve diğer gazeteler, “30. Kıbrıs Uluslararsı Fuarı”nın açılış töreninin dün gerçekleştirildiğini, törende konuşan Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos’un; “AB’nin  sözde direkt ticaretle ilgili tüzüğünün hayata geçirilmesi talebinin; gerçek ve esaslı ekonomik sonucu yoktur. Pratikteki tek sonucu; ekonomik fayda değil siyasi yükselme olan siyasi bir taleptir. Bu gerçek ne kadar çabuk idrak edilirse, Kıbrıslı Türk vatandaşlarımıza AB tarafından ekonomik yardım o kadar çabuk verilebilecek” dediğini yazdı.


Gazeteye göre  Papadopulos; Rum fuarına ilk kez ürünleriyle katılan Kıbrıslı Türkleri selamlamaya koştu ancak aynı zamanda; iki toplum arasındaki ticari alış verişlerin;  direkt ticaret tüzüğünün uygulanmasıyla değil, Yeşilhat tüzüğü aracılığıyla kesintisiz şekilde daha da  ileri götürülmesinin mümkün olduğunu” iddia etti. Kıbrıslı Türklerden “bu gerçeği anlamalarını ve 259 milyon Euroluk  Avrupa ödeneklerinin verilmesini ticaret  tüzüğünün kabulüne bağlamadan kabul etmelerini” istedi. Rum Yönetimi Başkanı, iki tolumlu iki kesimli federasyon çözümüne “bağlılığını” yineledi.


HRİSOSTOMİDİS: “49/1970 YASASI YÜRÜRLÜKTEDİR”
POLİTİS’e göre, Rum Sözcü Kipros Hrisostomidis, “Yeni mal sahibinin arazi veya parseli kamu güvenliğini tehdit edecek şekilde kullanabileceği gerekçesiyle” içişleri bakanına bir Rum malının başkasına satılmasını durdurma yetkisi veren 49/1970 sayılı yasayla ilgili soruyu yanıtlarken, bu yasanın hala geçerliliğini devam ettirdiğini söyledi.


Gazeteye göre Hrisostomidis, “Madem ki ilgili yasa yürürlüktedir, yürütmenin bu yasayı uygulatma yetkisi vardır. Şayet yasa kamu güvenliği veya çıkarları için bakanın kararıyla bir mal devrinin yapılmasını yasaklıyrosa, o zaman ilgili bakan bunu yapma olanağına sahiptir” dedi. 


Hrisostomidis, bu yasanın AB muktesebatına aykırı olup olmadığı sorusuna da muhtap oldu ve “Madem yasa oradadır ve kullanılır, bir aykırılığı yoktur. Meğer ki yapılacak başvuru sonrasında Yüksek Mahkeme veya Avrupa Mahkemesi tarafından Anayasa veya AB muktesebatına aykırı bulunup iptal edilsin” şeklinde konuştu.
 Dünkü Rum basını, 49/1970 sayılı yasanın Kıbrıs Türklerine mal satılmaması yönünde kullanıldığını yazmıştı. 


Bu arada aynı gazete, Rum Yönetimi ve başsavcılığın bazı Rumların KKTC’deki eski mallarını sattığıyla ilgili haberleri yalanlamaya çalışmalarına rağmen “elindeki güvenilir bilgilerin” Rumların Girne ve Esentepe bölgelerinde bazı mallarını sattığında ısrar etti.
 Gazete, bu bölgelerdeki Rum arsalarına gerçek değerinin %50 ile %75’ine varan oranda fiyat verildiğini ve iki taraf arasında anlaşma yapıldığını, tapuda bir işlem yapılmamış olabileceğini ancak Güney’de sürdürülen benzer yöntemle (alıcı-satıcı arasında anlaşma imzalaması) arsaların satıldığını da yazdı.


ALİTHİA, bir hukukçunun devletin satışlara karışamayacağını, bunun vatandaşın geri alınamaz hakkı olduğunu söylediğini belirtti.


Gazete, adını vermediği hukukçunun bir Rum’un malını Güney’de satabildiği gibi KKTC’de satabileceğini vurguladığını da yazdı ve 49/1970 sayılı yasanın Rumlara Kıbrıs Türklerine mal satışını yasaklayan bir yasa olduğunu hatırlattı.


İLAÇ EKSİKLİĞİ SORUNU
Rum Eczacılar Birliği’nin Rum tarafında görülen ilaç eksikliği konusunda yaptığı araştırmanın tamamlandığı ve bugün Güney Kıbrıs piyasasında 499 ilaç bileşiminin bulunmadığı sonucunun ortaya çıktığı bildirildi.


ALİTHİA ve diğer gazeteler, Rum Sağlık Bakanlığı’nın, bu araştırma sonucunu kabul etmediğini ve Rum tarafında bulunamayan ilaç bileşimi adedinin sadece 33 olduğunu; aynı etken maddeye sahip başka ilaçların bulunuyor olması nedeniyle bunların piyasada bulunması dolayısıyla; tıp çevrelerinin söylediği gibi hastalar için hayati tehlike bulunmadığını açıkladığını yazdı.


Gazete “Kıbrıslı Türkler’le İlgili Bilgi Vermiyorlar” ara başlığı altında ise şunları yazdı:
“Sağlık Bakanı  Andreas Gavriilidis, Milletvekili  Marinos Sizopulos’un; Eczacılık Dairesi’nin; Kıbrıslı Türkler için ilaç alımı amacıyla milyonlarca KL’lik ek bütçe aldığına ilişkin açıklamasına kendi yorumunu getirdi.  Sağlık Bakanı  şunları söyledi:
“14 Nisan 2003’te   ilaç satın alımı için 19 milyon 23 bin 330 KL’lik ek ödenek istedik.   Ek bütçe talebine eklenen raporda ortaya konulan gerekçeler içinde, Kıbrıslı Türkler’in tedavisini kapsamıyordu çünkü o zaman henüz hükümetin destek önlemleri açıklanmamıştı.


Sağlık Bakanı, daha sonraki ek bütçe talebinin  Mayıs 2004’te yapıldığını, talep edilen ek ödeneğin miktarının 5,6 milyon KL olduğunu ve bu meblağın 1,5 milyon KL’sinin Kıbrıslı Türkler’in ilaçları için olduğunu kaydetti.


Bakanlığın; Kıbrıslı Türkler’in tedavisi için yapılan toplam harcamanın miktarını açıklamaya niyetli olup olmadığının sorulması üzerine Gavriilidis; bazı bilgilerin açıklanmamasının, bunların en azından şimdi sadece kamu hizmetlerinde biliniyor kalmasının  daha iyi olduğunu söyledi.”


CARREFOUR GÜNEY’DE ŞİRKET SATIN ALIYOR
ALİTHİA ve diğer gazeteler Chris Cash & Carry Public Ltd.’in hisselerinin CARREFOUR  Marinopulos (Yunanistan) şirketine satılması konusunda anlaşma yapıldığını bildirdiler.


Habere göre Cris Cash & Carry’nin büyük hissedarı (%67,8) ve yönetim kurulu başkanı Andreas  Andreu ile CARREFOUR’un Yunanistan temsilcisi arasında varılan anlaşma uyarınca Rum şirketinin her bir hissesi için  0,32 sent ödeyecek olan Carrefour Marinopulos; şirketin %100 hissesini elde etmek için toplam 21,6 milyon KL (37 milyon Avro) ödeyecek. 
 
RUM TARAFINDAN KKTC’YE GELEN KİRALIK ARAÇLAR
 POLİTİS, “ ‘Z’ler İşgal Bölgelerinde Kayboluyor – Zararı Mal Sahipleri Ödüyor” başlıklı haberinde, Rum Sigorta Şirketleri Ortaklığı’nın sigorta hizmetinin sadece Rum tarafını kapsıyor olması nedeniyle turistlerin KKTC’ye Rum tarafından kiraladıkları araçlarla gelmelerinin, Rum kiralık araba şirketlerinin başını ağrıtmakta olduğunu, ancak Kıbrıs Türk sigorta şirketlerinin,  KKTC’ye gelen Rum plakalı kiralık araçların sigortalanması konusunda yaptıkları işbirliği tekliflerini kabul etmediklerini yazdı. 


Gazete, Rum Sigorta Şirketleri Ortaklığı’ndan bir yetkilinin; KKTC’ye gelen Rum plakalı kiralık araçları da sigorta kapsamına almayı düşünmediklerini, çünkü böyle birşeyin yasaya aykırı olduğunu söylediğini kaydetti.


Gazeteye göre turizm acentelerinin, KKTC’ye gelen kiralık araçları da sigorta kapsamına almaları için yoğun baskı yapmalarına rağmen, kiralık araç sahipleri; ciddi bir kaza yaşanması durumunda davaları kimin (araç sahiplerinin mi yoksa sürücülerin mi ) açacağı konusunda kaygılar taşıyorlar. Ayrıca, kaza yaşandığı hallerde aracın nerede bulunacağı da Rum kiralık araç sahiplerinin sorunlarından birini oluşturuyor.


HSBC’YE TAZMİNAT DAVASI
 FİLELEFTHEROS ve diğer gazeteler, Girneli bir Rum’un HSBC bankasının Girne Şubesi’nin kendi mülkü üzerinde kurulması nedeniyle HSBC’den 30 bin KL’nin üzerinde kira talep ettiğiyle ilgili Volkan gazetesinin haberini iktibas etti.


Gazete, Titina Loizidu’nun da avukatı olan Ahilleas Dimitriadis’in bu gazeteye açıklamasına da yer verdi. Dimitriadis sözkonusu bankadan ilgili kira bedelinin talep edildiğini doğruladı. Dimitriadis HSBC’nin ilgili subayı “malsahibinin” izni olmadan kullandığı için kullanıldığı günden itibaren kendisine kira ödenmesini talep ediyor.


Dimitriadis, HSBC’nin İstanbul şubesinin taleplerine olumsuz yaklaştığını, bunun üzerine kendisine AİHM kararlarını gönderdiklerini, yeni cevaplarının da olumsuz olması halinde bundan sonraki adımları belirleyeceklerini söyledi.


Haberde, HSBC’nin Londra şubesinin de olaya dahil olduğu ve onun henüz son sözünü söylemediği de belirtildi.


KORUÇAM MUHTARI
SİMERİNİ’ye göre, Koruçam’da seçimler sonucu muhtar seçilen İlia Papa, Rum Ombudsman İliana Nikolau’ya bir mektup göndererek, Rum Yönetimi tarafından Yannis Çocukis’in bu köye muhtar atanmasının yasallığının araştırılmasını istedi.


Gazete, DİKO’nun hükümetin kararının aksine Koruçam’da muhtar seçimi için Güney’de seçim yapılmasını talep ettiğini ve Rum İçişleri Bakanlığı’na bu yönde bir mektup gönderdiğini da yazdı.

679590cookie-checkRum basınından seçmeler / 21 Mayıs 2005

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.