Rum Kilisesi Türkleri düşman addediyor

Rum Ortodoks Kilisesinin başındaki Başpiskopos Hrisostomos II., bir din adamı mı yoksa, bir politikacı mı olduğuna belli ki daha karar verememiş.


Üzerine düşen dini görevlerini ne kadar yerine getiriyor, kiliseye gitmediğim için bilmiyorum ama politikanın içinde olduğu ve düzenli olarak her hafta gelişen her siyasi konuda yorum yaptığı da kesin. İşine gelince Hristofyas’ı destekliyor, gelmeyince de karşı çıkıyor.
Bazen barış taraftarı, bazen de aşırı milliyetçi ve Türk düşmanı oluyor.


Hrisostomos’un son bir hafta içindeki söylemlerini kronolojik olarak alt alta dizip incelersek, politikada ne kadar yalpaladığını, Türklere karşı da ne gibi hisler beslediğini çok iyi görürüz.


Başpiskopos, Meclis ve DİKO Başkanı Marios Karoyan’la 31 Temmuz’da, Kıbrıs Kilisesi’nin konuyla ilgili tezlerini ileri götürme ve önümüzdeki Eylül ayında başlayacak doğrudan müzakerelere Rum damgasını vurma amaçlı, Rum siyasi parti ve hükümet yetkililerine başlattığı ziyaretler çerçevesinde bir görüşme yaptı. Bu görüşmede asla taviz verilmemesini ve Türk askeri son neferine kadar adadan gidene kadar mücadeleye devam edilmesini talep etti.


Ertesi gün yani tam 1 hafta evvel, Rum Cumhurbaşkanı Hristofyas’ı  hedef alarak bir açıklama yaptı. Hristofyas’a, kırmızı çizgilerden sapmaması yönünde sert uyarılarda bulunan  Hrisostomos II., bakın bu açıklamasında neler demiş. “Başkan Hristofyas’ı güvenlik ve ilkelerle ilgili kırmızı çizgilerden sapmaması ve bizim tezlerimizi; millî davamızı ve Kilise’yi darbeleyebilecek ödünler vermeden ileri götürmesi yönünde ciddi şekilde uyardım”.


Çok değil daha aradan 1 gün geçmeden, yani 6 gün evvel,  II. Hrisostomos Kıbrıs sorununda gelinen aşama hakkında bilgi almak ve Kilise’nin konuyla ilgili tezlerini ileri götürmek amacıyla Rum siyasi partilerine ve Rum yönetimine başlattığı temas turları çerçevesinde Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’la görüştü.  Bir saat süren görüşmenin ardından II. Hrisostomos dışarı çıkınca, “Bugün, Başkan’ı görme ve Kıbrıs sorununun bütün aşamaları hakkında verdiği bilgilere ve yaptığı analizlere teşekkür etme mutluluğunu yaşadım. Başkan, sonuna kadar bu ilkelere sadık kalacağını, halkımızın adaletini talep edeceğini ve halkımızın ata toprağında yaşayabileceği bir çözüm talep edeceğini söyledi, ben de kendisine katıldım ve bu beni fazlasıyla memnun etti”,  diyerek doğrudan müzakerelerin başlayacak olması ışığı altında Hristofyas’a Rum Ortodoks Kilisesi’nin tam desteğini beyan etti.


Ertesi gün, yani 5 gün evvel, yanına 1976 patentli “Red Cephesi”nin kademici üyesi EDEK başkanı Yannakis Omiriu’yu da alarak Anarida RMMO kampındaki acemi erlerin yemin törenine gitti. Davetliler dağılmaya başladığında çiçeği burnunda RMMO askerlerinin bir bölümü, Hrisostomos’u memnun etmek için, sınırların Girne’de bittiğini ve Türk kanı içmek için son nefeslerine kadar mücadele edeceklerini içeren,   “milliyetçi sloganlar” atmaya başladılar.


Bu aslında çok yeni bir olay değil. Bırakın askeri kampta Türk aleyhtarı sloganlar atmayı, Rum tarafına geçince, gözlerinizi duvarların üzerindeki yazılara çevirin ve okuyun. Çoğu Türk aleyhtarı sözlerdir. Rum tarafına otomobilinizle geçtiğinizde, çıkışta sağa dönüp trafik ışıklarına gelince tekrar sağa dönerseniz, kısa bir müddet sonra ulaşacağınız trafik çemberinin sağ tarafında bir RMMO kampı vardır. Dikkatli bakın duvarlarında ne yazıyor. Aynen “Sınırımız burada değil Girne’de bitmektedir” yazmaktadır. RMMO’da beyin yıkamaya hızla devam ediliyor ve bir anlaşma olursa, biz bu beyni Türk düşmanlığı ile yıkanmış kişilerle ortak yaşamaya zorlanacağız. 


Ve çok değil, daha dün Baf’ta, Hristofyas hükümetinin ortaklarından ve kendinin de çömezi olan EDEK’in başkanı Yannakis Omiru ile “millî davadaki gelişmeleri” bu defa resmen görüştü. Baf Metropoliti Georgios’un da yanlarında olduğu bu görüşmede Hrisostomos II., Kilise’nin ezelden beridir millî rolü olduğunu ve bugün var olan zorluklar dolayısıyla bu rolünü sürdürmek istediğini belirterek Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ı taahhüt ettiği çerçevede hareket etmesi koşulu ile desteklediğini açıkladı.


Belli ki, Kıbrıs’ta “Düşmanımın düşmanı dostumdur” felsefesi ile 1976 yılından itibaren ASALA terör örgütü ve PKK terör örgütü için terörist eğitme ve yetiştirme kampları kurmuş olan EDEK, Hrisostomos II. ile çok iyi anlaşmakta ve güç birliği yapmaktadır. EDEK ile Rum Ortodoks Kilisesinin prensip olarak Kıbrıs sorununa ilişkin endişelerinin ve kaygılarının ortak olduğu kesin.


II. Hrisostomos görüşme sonrasında, “Kilise, Kıbrıs’ta Helenizm’inin varlığını güvence altına alacak doğru bir çözüm için Kıbrıs sorunuyla meşgul olmaya devam edecektir” açıklamasını yaparak Rum Ortodoks Kilisesinin nihai felsefesini de ortaya koydu.
Bir anlaşma olursa, bu din adamları ve bu siyasetçiler, bu fanatik düşüncelerinden bir gece de vaz mı geçecekler. Ve biz bu düşünceyi yüzyıllardır kafalarında taşıyan Rumlarla iç içe mi yaşamaya mahkûm edileceğiz. Bir yerde bir yanlışlık var.


_____________


* Prof. Dr.

656750cookie-checkRum Kilisesi Türkleri düşman addediyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.