Ryan, Faruk Eskioğlu’nun sorularını şöyle yanıtladı.
– Hükümet krize karşı dev finans kuruluşlarına yardım ediyor fakat yardım tüketicileri bir türlü yansımıyor ya da ulaşmıyor. Türkçe konuşan toplumda market, câfe işletmecileri gibi küçük esnaf ve “mortgage” ödeyen ev sahipleri gerçekten sıkıntıda. Sizce yapılması gerekenler nelerdir?
– Herkes için sıkıntılı bir dönemden geçiliyor. Başbakan Gordon Brown ve Maliye Bakanı Alistair Darling tarafından halkın bu krizi kolay atlatabilmesi için ciddi ve kararlı önlemler almasından memnun olduğumu söylemeliyim. Önümüzdeki yıl belki güçlü olacak ama hükümet bunun için yaşlılara 60 sterlin ekstra verdi ve genel tüketiciler için VAT’i indirdi.
– Peki bankalar Merkez Bankası’nın faiz indirimlerini bir türlü borçlu tüketicilere yansıtmıyor?
– Evet, Brown bankalara ve ‘mortgage’ veren finans kurumlarına faiz indirimini müşterilerine yansıtması için ciddi bir baskı yapıyor. Ayrıca işini yitirenlerin tekrar iş bulması için yoğun çaba harcıyor…
– Sizce erken seçim olacak mı?
– Bilmiyorum. Bu Başbakan’ı bağlı bir karar. Finansal kriz dolayısıyla hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Çabaların kesintisiz sürmesi ve etkilenenlere krizin üstesinden gelebilmesi için yardım edilmesi gerekiyor. Brown, özellikle işini ve evini yitirme konumundakilere öncelikli olarak desteklemeye çalışıyor. Sanırım erken seçim yerine, ekonomide düzlüğe çıkma çabaları öncelikli olacak.
– Muhafazakarlar çok ciddi bir çalışma içindeler. Bu çabaları kamuoyu yoklamalarına da yansıyor. Seçimler iddialı geçecek gibi?
– Sanırım krize karşı mücadeleye bakıldığında muhafazakarlar şimdiye kadar VAT’ın indirilmesi, vergilerin düşürülmesine hep karşı çıktılar. Yaşlılara fazla ödenti ve “mortgage”ini ödeyemeyenlere destek verilmesini de istemediler. Krizden hiç bir çıkış yolu göstermediler. İnsanlara tam şimdi yardım etme zamanı… Sanırım seçmenler bunu sandıkta değerlendirecekler. Eğer insanlara yardıma karşı çıkan bir anlayış iktidarda olsaydı nasıl çıkılırdı ki işin içinden?
KIBRIS KONSUNDA İYİMSER
– Brown’un eski Kıbrıs Özel Temsilcisiydiniz. Şimdi koltuğunuz hala boş. Özellikle adada ikili görüşmeler yapılırken koltuğunuzun boş olması yanlış değil mi?
– (Gülerek) Ben hala sıkı çalışıyorum. Bütün Kıbrıs’ın iyi bir dostuyum. Avrupa Bakanı Caroline Flint ve Dışişleri Bakanı David Miliband’a çok yakın çalışıyorum. Hâlâ başbakan ile birlikte çalışmaları da sürdürüyorum. Başbakan Kıbrıs ve Türkiye’nin dostu olduğunu söylemeliyim. Kısa bir süre önce yapılan toplantıda Kıbrıs’taki barış görüşmelerinin olumlu sonuçlanması için çabaların sürdürüleceğini açıkladı. Ayrıca hükümet Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini de sonuna kadar destekliyor.
– Kıbrıs’ta kalıcı bir barıştan umutlu musunuz?
– Evet. Pozitif düşünüyorum. Her iki lider de iyiniyetle çaba gösteriyorlar. Bütün sorunlar aşılarak çözüm bulunabilir. Liderlerin yüzyüze görüşmeleri çok olumlu. Kapı çözüm için hâlâ açık… Sanırım şimdiye kadar yakalanan en iyi fırsat…
– İngiltere’deki Türkçe konuşan topluma bir mesajınız var mı?
– Türkçe konuşan toplum, gerek iş, gerek sosyal yaşamda İngiltere’ye çok ciddi katkıda bulundular. Onların ne kadar değerli olduğunu ve ne kadar çok katkıda bulunduklarının altını çizmeliyim. Ayrıca bir politikacı olarak bana verdikleri destekten dolayı da teşekkür etmeliyim. Onların iyi bir arkadaşı olarak onlar için çaba gösteriyorum. Onların layık oldukları daha iyi bir okul, daha yaşanılabilecek evler, daha donanımlı hastaneler ve daha iyi iş fırsatları için çaba gösteriyorum.
