Sabancı’yı anarken

Türk özel sektörünün önemli ismi işadamı Sakıp Sabancı, ölümünün birinci yıldönümü kapsamında çeşitli etkinliklerle anılıyor.

10 Nisan’da yaşamını yitiren Sabancı, feodal ağalıktan patronluğa gelmeyi başarabilmiş bir ailenin temsilcisiydi…

Kapitalist sistemde faaliyet iki ana bilimde yapılır. Üretim ve ticaret… ülkenin sosyal yaşam standartını direk etkileyen faktör “üretime” yönelik olan faaliyettir. Çünkü, alım-satım yerine üretim ile istihdam yaratılır ve hammadde girdisi ile de pek çok sektör canlandırılır. Sabancı Holding’in ülkeye katkısı ticaretten çok “üretim”e dayalı faaliyette bulunmasıydı.

Kapitalizm doğası gereği; alabildiğine ucuz işgücü, ucuz hammadde girdisi sağlayıp, ürettiğini de satabildiğince pahalıya pazarlamaya çalışır. Türkiye’de kapitalizmin bu vahşi doğası yıllarca “vahşice” kanımızı emdi.

12 Eylül 1980 darbesinde işçi ücretleri dünyanın en düşük seviyesine çekildi. Bu dönemde işçi ücretlerinin dondurulma kararına ilk karşıçıkım Sakıp Sabancı’dan gelmişti. Sabancı işçilerine zam yapmama durumunda verimliliğin düşeceğini, sonuçta kazancının artmayacağını söylemiş ve bu karara uymamıştı.

Sakıp Sabancı 2000’de Çanakkale’de bir limento fabrikası satın alıp, sonuna “SA” ekledi. Bölgedeki 5 köyün muhtarı Sakıp Sabancı’ya çevre kaygılarını dile getirip filitre takmalarını istediler. Sakıp Sabancı köylülerin bu kaygılarına katılıp, derhal filtreyi taktırdı. Sakıp Sabancı bir elma için ağacın dalını kıran görgüsüz patronlardan değildi. Üretimin topluma ve doğaya maliyetini de tartan, bilen birisiydi. Sonuçta “fatura” ona da gönderilecekti. Bir tarih evvelinden olup bitecekleri görebilendi…

Ağalık döneminde patronlar ilericiydi. Ağalar tasfiye olduktan sonra patronlar bu ilericiliklerini yitirdiler. Nam-ı diğer adı “Ağa” da olsa Sakıp Sabancı (doğası gereği ilerici değildi belki ama) gerçek bir patrondu. 200 yıllık bir geleneğe sahip ileri kapitalist ülke patronları gibi düşünüyor ve düşündüğünü de uyguluyordu.

Geçen yıl Fatih Camisi’ndeki cenaze namazında imam cemaate “Hakkınızı helal eder misiniz?” diye üç kez sorduğunda, cemaat üç kez “Helal olsun” diye bağırmıştı. Televizyonun ekranında Sabancı’nın cenazesine katılan bir kaç eski patronumu görmüştüm.  Gözüme çarpan  bu patronların “Umarım ‘helal olsun’ nidalarında içleri titrer” diye düşündüm.

Benim gibi binlerce çalışanının haklarımı gözgöre göre gaspeden, sigortalarını bile yatırmayan ama vergi şampiyonluğuyla övünen eski patronların cenazesinde (inanmasam da) “Haram olsun!” diye bağıracağım…

 

1082260cookie-checkSabancı’yı anarken
Önceki haberBaşbakan linçcileri kınamayı yine unuttu
Sonraki haberMısır’da turistik hana bombalı saldırı
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.