Sağda “boşluk” değil, “hoşluk” var…(III)

Siyasi partiler yelpazesinin sağ cenahında boşluk doldurma arayışları, öyle şıpınişi sonuçlanacak gibi görünmüyor.
Sağcılar oynayacaklar ama yer dar.
Yer dar nedeni görünen ve geniş olduğu sanılan boşluk gerçek değil sanal gibi.
Dar alanda paslaşmalar başlamış olsa da, sağda hiç bir şey net değil.
Daha stratejisi belirlenmiş değil.
Yol haritası yok.
Hangi partilerin, hangi ortak programda buluşacakları belli değil.
En önemlisi hangi çatı altında bu boşluk doldurulacak?
Tabii en önemlisi lider kim olacak?
İster sağda, ister solda birleşme ya da ittifak olsun, bunların oluşmasındaki en büyük sorun nedense liderlikte kilitleniyor.
Siyasetin tipik orta doğu versiyonu bizde de aynen devam ediyor.
Yani arabesk siyasetin ta kendisi.
Batılı değil, “batıl” ayak oyunları.
“Birleşelim ama lider benden olsun” egosu her parti için geçerli.
Oysa birleşme, misyon üstlenme, ve iktidara talip bir parti olmanın en en güçlü zemini, iyi bir proğramdan geçer.
Nerede?
Tabii ki, gelişmiş toplumlarda.
Oysa bizde siyasi partilerin oligarşik yapısı tamamen liderin gönlüne ve kafasına göre dizayn edilir.
Parti demek lider demektir.
Doğaldır ki güçlü liderler, kitleleri etkileyecek kimlikler ve iktidara yürüyüşü gerçekleştirecek önderler çok önemli.
Ama ne yapacakları da önemli.
Topluma ne vaat ettikleri ve edecekleri de önemli.
Refah toplumu için hangi programı uygulayacakları  önemli.
Lider ve programın birbirini tamamlaması yanında, sadece lider değil çevresi de, yani takımı da önemli.
Birinci sınıf bir lider, dördüncü ligden kurulu bir ekiple belki  göreceli başarılar elde eder ama zaman kaybeder. Zaman kaybetmesi yanında programı hayata eksik geçirmek zorunda kalır.
Gelelim sağdaki tabloya.
Sağ iyice savrulmuş durumda.
Son genel seçimler ANAP ve DYP’nin DP çatısı altında birleşememesi, tamamen lider ve kelle hesabı yüzünden gerçekleşemedi.
Merkez sağda iddiali olan, muhafazakar ve dini referansı ağır basan AK Parti sağı sildi süpürdü.
Şu anda sağda boşluk var ama hangi kitleyi kucaklayacak belli değil.
AK Parti yüzde 47 ile merkez sağın en güçlü partisi.
Solda yüzde 20-30’ luk bir oy deposu var.
Neresinden bakılırsa bakılsın, milliyetcilerin (MHP) sürüklediği oy oranı zaman zaman yüzde 20’leri buluyor.
Geriye kalanı buyrun hesaplayın.
İrili ufaklı ve de Kürtlerin dağınıklık gösteren oylarını da hesaba katın ama..
Sağdaki durum hiç de içaçıcı  değil.
Onun için diyorum ki sağda boşluk değil, hoşluk var, hoşluk.
Son gelen haberlere göre bazı eski tüfekler Demirel’i ziyaret edip çözüm arıyorlarmış.
Merhemi olsa kendi başına sürecek durumdaki Baba Demirel “düşünelim” demiş. Eklemiş: “Ama hep birlikte düşünelim.”
Düşünenleri bol olsun.

En son gelen haber ise,  dağınık sağın Hüsamettin Cindoruk’un liderliğinde  toparlanabileceği varsamına dayanıyor.
“Geçmiş olsun” demek geliyor yine içimden.
Soldaki boşluk ne kadar zor doldurulursa, sağda da aynı tablo yaşanıyor.
Her iki taraf için de Godot bekleniyor.
Yeni liderler aranıyor ..
Sağda ve solda.
Zamanı iyi kullanmak gerek.
Zamanı eskitmeye kimsenin hakkı yok.
Lüksü de yok tabii…

Devam edecek…

1624150cookie-checkSağda “boşluk” değil, “hoşluk” var…(III)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.