Sağ otoriter eksene karşı ‘enternasyonal ilerici cephe’ gerekli

SAĞ OTORİTER EKSENE KARŞI ENTERNASYONAL İLERİCİ CEPHE GEREKLİDİR

Bernie Sanders/Vermont senatörü… (Çeviri: Mehmet Taş) 

Muazzam sonuçların neden olduğu küresel bir mücadele var. Gezegenimiz ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Zenginliğin ve gelir eşitsizliğinin var olduğu, dünyanın en zengin % 1’i artık % 99’dan daha fazla servet sahibi olduğu günümüzde, yeni bir otoriter eksenin yükselişini görüyoruz. Bu rejimler bazı açılardan farklılık gösterse de, temel nitelikleri aynıdır: demokratik normlara karşı düşmanlık, özgür basına karşı düşmanlık, etnik ve dini azınlıklara karşı hoşgörüsüzlük ve hükümetin kendi bencil mali çıkarlarına fayda sağlaması gerektiğine dair bir inanç. Bu diktatörler, dünyayı ekonomik oyun olarak gören milyarder oligarkların ağlarına da derinden bağlılar.

Demokrasiye inanan bizler, hükümetlerin kendi halklarına karşı hesap vermek zorunda olduğunu düşünenler etkin bir biçimde karşı duracaksa, bu mücadelenin kapsamını anlamak zorundadırlar.

Şu ana kadar Donald Trump ve onu destekleyen sağcı hareketin ABD’ye özgü bir fenomen olmadığını açıklığa görmeliyiz. Dünyanın her yerinde, Avrupa’da, Rusya’da, Orta Doğu’da, Asya’da ve başka yerlerde, güç elde etmek ve sürdürmek için insanların korkularını, önyargılarını ve şikayetlerini kullanan demagogların önderliğindeki hareketleri görüyoruz. Bu eğilim kesinlikle Trump ile başlamamıştır, ancak dünyanın dört bir yanındaki otoriter liderlerin, dünyanın en eski ve en güçlü demokrasisinin olduğu ülke liderinin demokratik normları nasıl yıktığından ilham aldıkları konusunda hiç şüphe yoktur.

Üç yıl önce, ABD’nin demokrat komşumuz ve ikinci büyük ticaret ortağımız Kanada ile kadınları üçüncü sınıf gören Suudi Arabistan arasında tarafsız kalacağını kim düşünebilirdi? Netanyahu Trump’ın arkasında durduğunu düşünmeseydi Yahudi olmayan vatandaşlara ikinci sınıf statü tanıyan “ulus devlet yasası” nı geçirmeyi düşünmesi bile zordu.

Bütün bunlar kesinlikle bir sır değil. ABD uzun süredir demokratik müttefiklerimizden uzaklaşmaya devam ediyor. ABD’nin Almanya büyükelçisi geçtiğimiz günlerde Trump yönetiminin Avrupa’daki aşırı sağ partilere desteğini açıkça ortaya koydu.

Trump’un demokratik kurumlara yönelik düşmanlığına ek olarak, daha önce görülmemiş bir şekilde, kendi ekonomik çıkarlarını ve etrafındaki milyonerleri hükümet politikalarına açıkça yerleştiren bir milyarder başkanımız var.

Diğer otoriter devletlerin kleptokratik süreçleri çok daha uzundurlar. Rusya’da, hükümet kararlarının nerede bittiğini ve Vladimir Putin’in ve çevresindeki oligarkların çıkarlarının nerede başladığını öğrenmek mümkün değildir. Tek bir birim gibi çalışırlar. Benzer şekilde, Suudi Arabistan’da, farklı olduğuna dair tartışma yoktur, çünkü trilyonlarca dolar değerindeki devletin doğal kaynakları Suudi kraliyet ailesine aittir.

Macaristan’da, aşırı sağ otoriter lider Viktor Orbán, Rusya’da Putin ile açıkça ittifak halinde. Çin’de, Xi Jinping’in önderliğindeki bir çevre, yurtdışındaki otoriter kapitalizmin bir versiyonunu agresif bir şekilde teşvik ederken, iç siyasal özgürlüğü kısıtlayarak iktidarı istikrarlı bir şekilde pekiştirdi.

Bu otoriterler ortak bir cephenin parçaları olduğunu anlamalıyız. Birbirleriyle yakın temas halindeler, taktikler paylaşıyorlar ve Avrupa ve Amerika’daki aşırı sağcı hareketlerinin finansmanın gösterdiği gibi, fonların bir kısmını bile paylaşıyorlar.

Örneğin, meşhur Cambridge Analytica’nın destekçileri olan Mercer ailesi,  anti-göçmen, anti- İslam karşıtı gündemi ileriye ötürmek için Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’de faaliyet gösteren Trump ve Breitbart News’in önemli destekçileri olmuştur. Cumhuriyetçi Megadonor Sheldon Adelson, her iki ülkede de hoşgörüsüz ve illiberalizmin ortak bir gündemini teşvik ediyor.

Ancak gerçek şu ki, otoriterciliği doğru bir şekilde etkin bir şekilde reddetmek için, son birkaç on yılın başarısızlık statüsüne geri dönemeyiz. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde ve dünyanın birçok yerinde, insanlar ücretlerini aynı seviyede tutmak için daha uzun saatler çalışıyorlar ve çocuklarının yaptıkları işe göre daha düşük bir yaşam standardına sahip olacağından endişeleniyorlar.

Dünyanın hükümetleri, milyonerlerin ve çok uluslu şirketlerin, vergiden kaçırdıkları, off-shore bankalarda biriken 21 trilyon doların vergilerini toplamak amacıyla bir araya gelmelidir. Aynı zamanda, çalışan aile üzerindeki kemer sıkma politikalarını durdurmalıdır.

Çocuklarımızın ve torunlarımızın yaşayacağı gezegeni azami karları uğruna karbon salınımıyla kirletmelerine izin vermemeli.

Az sayıdaki milyarder tarafından sahiplenilen çok uluslu medya devinin, büyük ölçüde gezegendeki bilgi akışını kontrol etmesi kabul edilemez.

Dünya kamuoyunun gündeminden silinen dünya emekçileri arasında rekabete neden olan, çok uluslu şirketlerin yararına çalışan uluslararası ticaret politikalarının bu haliyle devam etmesi kabul edilemez.

Milyonlarca çocuğun kolayca tedavi edilebilen hastalıklardan öldüğü, soğuk savaşın çok gerilerde kaldığı günümüzde dünya ülkelerinin kitlesel imha silahlarına yılda 1 trilyon dolardan fazla harcama yapmaları kabul edilemez.

Uluslararası otoriter sağ yükselişe karşı etkili bir şekilde mücadele etmenin yolu tüm insanlar için ortak refah, güvenlik ve onursal bir vizyonun etrafında hareket eden ve yalnızca zenginlik değil, aynı zamanda yönetimin de paylaşıldığı bir uluslararası ilerici harekete ihtiyacımız var.

Böyle bir hareket, görmek istediğimiz dünyayı yaratıcı ve cesurca düşünmeye istekli olmalı. Otoriter eksen, iktidara ve servete erişimlerini sınırlandıran ikinci dünya savaşı küresel düzenini parçalamaya kararlıyken taahhüt ederken, bu düzeni savunmak bizim için yeterli değildir.

Dürüst olmak gerekirse, bu düzenin verdiği sözlerin birçoğunu nasıl yerine getirdiğini ve otoriterlerin gündemleri için destek oluşturmak için bu başarısızlıkları nasıl ustaca sömürdüğünü görmeliyiz.  Gezegendeki her bireyin insani değerleri paylaştığı, hepimizin, çocuklarımızın sağlıklı büyümesini, iyi bir eğitim almasını, insana yakışır iş, temiz su, temiz hava ve huzur içinde yaşanılan global insan dayanışmasına dayanan gerçekten ilerici bir küresel düzeni kavramlaştırmak zorundayız.

Dünyanın her köşesinde bu değerleri paylaşan ve daha iyi bir dünya için savaşanlara ulaşmak görevimiz olmalıdır.

Zenginliğin ve teknolojinin sınırsız olduğu bir zamanda, tüm insanlar için iyi bir yaşam yaratma potansiyeline sahibiz. Bizi bölen ve bizi birbirimize kırdıran güçlerin sınırlar ötesinde birlikte çalıştığını biliyoruz. Bizde aynı şeyi yapmalıyız. Ortak değerlerimiz üzerine enternasyonal hareket oluşturabiliriz.

***

Yanis Varoufakis’in Sanders’in yukarıdaki makale üstüne yaptığı değerlendirmeden kısa bir özet:

Dünyanın dört bir yanında yaşayan demokrasi güçleri, her ülkede ve her kıtadaki insanlığın büyük çoğunluğunun çıkarları doğrultusunda İlerici bir Enternasyonal oluşturmalarının tam zamanıdır.

Sanders, milliyetçi Enternasyonal’in yükselişine neden olan statükoya geri dönülmeyeceğini söylerken de haklıdır. İlerici Enternasyonalizim, insan zekasının başarabileceği yeşil doğa ve ortak refah vizyonuna öncülük etmelidir – demokrasiye bunu gerçekleştirme şansı verildiği sürece. Bu amaçla, kampanyadan daha fazlasını yapmalıyız. Uluslararası Yeni Anlaşma, ilerici Yeni Bretton Woods için ortak bir plan ortaya koyan ortak bir konsey oluşturalım.

2269030cookie-checkSağ otoriter eksene karşı ‘enternasyonal ilerici cephe’ gerekli

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.