SAMTAY Vakfı’ndan yapılan açıklama şöyle:
Kıbrıs Türk Basını’nın ve Edebiyatının 1930’lu yıllardan günümüze en uzun soluklu yazarlarından olan Hikmet Afif Mapolar, yirmi bir yıl önce aramızdan ayrılmış olmasına karşın, geride bıraktığı eserleriyle güncelliğini korumaya devam ediyor.
Bilindiği gibi; özelde Mağusa, genelde Kıbrıs kültürü ve tarihi üzerine araştırma ve yayın çalışmalarıyla dikkat çeken SAMTAY Vakfı; kuruluşunun 10. yılında, “SAMTAY Vakfı 10 Yaşında”, “Kıbrıs Türk Edebiyatı”, “Basın Davaları” başlıklı kitapları kültür arşivlerimize kazandırmıştır. Yayımladığı başvuru nitelikli 40 eseriyle akademik kuruluşların ve okurların güvenini kazanan Vakfın, 2010 yılındaki son yayımı, Mapolar’ın 1982 yılında Kıbrıs Postası gazetesinde tefrika edilen ŞANTÖZ romanıdır.
SAMTAY Vakfi Başkanı Suna ATUN, yalnız doğum veya ölüm günlerinde değil, sanatseverler tarafından her zaman sevgi ve özlemle anılmakta olan Hikmet Afif Mapolar ve yeni yayımladıkları romanıyla ilgili şu bilgileri vermektedir :
“Üstad, Hikmet Afif Mapolar toplumsal belleğimizin en büyük unutulmazlarından biridir. Aramızdan ayrılalı 21 yılı geride bırakmış olsa da, biz onu bıkıp yorulmadan yazdığı öyküleri, romanları ve gazete köşe yazılarıyla anmaktayız.”
VAKFIMIZ, büyük çoğunluğu gazete sayfaları arasında kalmış, unutulmuş romanlarını özenle araştırmakta, toplamakta ve kitaplaştırmak suretiyle günümüz kütüphanelerine ve okurlarına yeniden kazandırmaktan büyük onur duymaktadır.
Önce ‘Mermer Kadın’ kısa süre sonra ‘Aşk Vadisi’ adlı tefrika romanlarını kitaplaştırdığımız, Mapolar’ın bu gün de “Şantöz” romanını kültür arşivlerimize kazandırmanın sevinç ve onurunu yaşamaktayız.
“ Şantöz”, Kıbrıs insanı ekseninde gelişen gerçek olaylarla örgülenmiş son derece ilginç bir roman…Tamamen Kıbrıs insanını, Girne’de yaşamış kişileri ŞANTÖZ romanına taşıyan Mapolar, romanıyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:
“Dostluklar, kardeşlikler ve gene de kavgalar üstüne kurul¬muş, aşklar, cinayetler romanı. İnsanlar ekolsüz, kültürsüz, bilgisiz kişilerden oluşuyor. Ama hergün gördüğümüz, sevdiğimiz ve tanıdığımız insanlar bunlar.. Kendi içimizden birileri sergileniyor.
Yaşanmış öykülerin birleşmesinden doğuyor yapısı romanın. Konu Akdeniz’in sahil kasabası Girne’de geçer. Yüz yıl kadar önce yaşanmış bir olay. Kuşabbi’nin Salih. Potuk’un Hasan. Potuk’un Pembesi, Cellâ Marika yaşamış kişiler..
Cennet gibi kasaba, şantözlerin gelişiyle cehenneme dönü¬yor. Kavgalar başlıyor, evlere şenlik giriyor. Çıkarlar çarpışıyor. İn¬sanlar döğüşüyor. İyilikleri kötülükler silip götürüyor.”
