Sanat, siyaset, hukuk

Sanat, siyaset ve hukuk, vazgeçilmez bir birliktelik, tipki hava, ekmek, su gibi…Zaman zaman belki her zaman birseyler oluyor aralarinda, bazen farkediliyor, bazen geç farkediliyor. Basrolde hep insan var. Hem de sadece vatandas olan insan. Ve insanin basina gelen tecrübe de masal gibi gerçek hikaye.

Medya diyor ki, Türk Siyasi tarihinde bir ilk, cezaevine giren ilk eski Genelkurmay Baskani… Ilker BASBUG ise, cezaevine götürülürken, ”Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Baskani terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan tutuklanmistir, takdir yüce Türk halkinindir” dedi.
Rock Ozani Cem KARACA diyordu ki, ”Magazin gazetesi Hafta Sonu’nda çikan asilsiz haberde ”Cem KARACA garip hesaplar pesinde” mansetiyle darbe yapacagini da yaziyordu, bu asilsiz yaziyi ciddiye alan 12 Eylül yönetimi bir bildiri yayinlayarak, Cem KARACA, Selda BAGCAN, Sanar YURDATAPAN, Melike DEMIRAG ve Sema POYRAZ yurda dönüp teslim olsun, aksi takdirde vatandasliktan çikarilacaklar,denildi. Ben de ne yaptim ki sadece sarki söyledim, bu asilsiz magazin haberlerini ciddiye almazlar, gerçegi anlarlar diye düsünüyordum. Ben 1979 da yani 12 Eylül’den önce ülkemden çiktim, istedigim gibi müzik yapabilmek, ekmegimi kazanabilmek için gittim.
Dön çagrisina uymadim, çünkü konser anlasmalarim vardi, bu esnada hakkimda açilan davalarda savcilar 200 yil ceza istemisler, Yurda dönmek için Turgut ÖZAL ile görüstüm, mahkemelere çiktim, masumiyetimi ispatladim, yeniden Türk Vatandasligima kavustum. Almanya’da vatandasliktan çikartildigim haberini aldigim dönemde, sokakta yürürken boynuma sarilanlar, kaldirim degistirmeye basladi, sosyal cüzzamli muamelesi görmek çok zoruma gitti, çildiracak hale geldim. Fakat bir gün Köln’deki Rudolp Platz’da yürürken karsidan gelen uzun saçli adam’la öyle bir kucaklastik ki, Almanlarin geleneksel mesafeliligiyle bagdasmayan Alaturka bir sekilde kucaklastik ki, iki koca, uzun saçli adam, benim için çok sicak bir seydi, eski dostlarin kaldirim degistirmeyi yeglerken O’nun bu kadar sicak kucaklamasi beni çok mutlu etti, O, Baris MANÇO’ydu.
Selda BAGCAN ise, Cem KARACA’nin vefatindan 2 yil sonra 17 Mayis 2006 da ESMER Dergisine verdigi röportajinda Cem KARACA’nin hakliligini fotografla da belgeleyerek anlatiyor ve diyor ki,” Cem KARACA’nin sevgilisi yüzünden mansetlik olduk, Sonradan ögrendik ki, Cem KARACA’nin sevgilisinin eski kocasi Hafta Sonu Gazetesi’nde çalisiyor.KARACA’dan intikam almak için habere böyle bir yön vermis, bununla ilgili sorgulandim, savci bana dedi ki, ”bu adam megafonla ne söylüyor?” ben de dedim ki, bütün uluslari birbiriyle dayanismaya çagiriyor. Bu yüzden bana açilan dava 2 yil sürdü.”
Ve Cem KARACA bana ve katildigi bazi tv programlarinda diyordu ki, ”ben Almanya’daki 1 Mayis bayraminda, elime tutusturulan megafonla, Almanca lisanimla, ”Yasasin uluslarasi dayanisma ”dedim.
Bu yazimi okumak nezaketini gösteren, gerçeklere deger veren kiymetli okurlar, size anlatmak isterim ki, Konusulan dilin önemi, söylenen sözün samimiyeti kadar tarafsiz dinlemek ve dinledigini dogru anlamak, anladigini anlatabilmek bir sanattir.
Ve belgelerin haberlerin gerçekligi çok mühimdir, aksi takdirde hiç yasanmamasi gereken olaylar siradaglar gibi çogaliyor, gerçegi anlatmaya insan ömrü yetmiyor çogu zaman…
Ne hazin ki, ben de bu yalan haber ve mansetlerden fazlasiyla nasibimi aldim. AKSAM ve GÜNES Gazetelerinin sansasyonel mansetlerine göre hakkimda açilan hakaret ve manevi tazminat davalarindan kimi zaman hakli, kimi zaman haksiz bulunuyorum, garip olan ayni belgelerle….bu nasil olabiliyor, hukuk’u hukuk okuyanlar bile çözemiyor sanirim, Medya’yi anlayabilene de hiç rastlamadim, yillar sonra özür dilemek yetmez ama evet. Gerçek haber belgeleriyle fotograflariyla yazilmali ve magdur olanlardan özür dilenmelidir.
Süleyman DEMIREL Basbakan iken bir vatandas söyle seslenmisti ”Kurtar bizi Baba”. Sapkasiyla özdeslesmistir Süleyman DEMIREL. Ve ”Gene geldi sapka”dedigi sarkisiyla Süleyman DEMIREL’i isaret eden, sapkali Cem KARACA, Rap Rap sarkisinda da, ”Ben döneksem, döndüm diye memleketime, Döndüm baba döndüm iste, oh be ” demistir. Yurda döndükten sonra bir resepsiyonda Ankara’da Kenan EVREN’le karsilasmasini ve sohbetlerini anlatmisti bana Cem KARACA.
O esnada yaninda, ilk esi ve 4. esi olan tiyatro sanatçisi, ressam Semra ÖZGÜR KARACA varmis. Ben çok sansliyim ki, bu karsilasmayi bir kez de dostum Semra’dan dinledim. Cem KARACA’nin hiç kimseye kin, intikam beslemeyen çocuk yüregini, ”Affetmek Allah’a mahsustur” diyen yigit sesini unutmak mümkün degil. Ve zaten insanlar kiymetli sanatçilari hatirlatacak çok sey yapiyorlar…

Hersey insanla güzel, insanla degerli…Sanat, Siyaset, Hukuk gerekli…Yazimin sonunda bir nefes almak istiyorum, dertlerimi unutmak için…Bu yüzden Perdesiz Gitarin mucidi, kiymetli Müzisyen Erkan OGUR’un bir siirini söylemek istiyorum önce.Erkan OGUR diyor ki, ”Insan degil de agaç olsam, Dallarimin arasindan esse rüzgarlar, Yapraklarim çiçeklerim meyvelerim olsa, Ben bunlari hiç bilmesem sadece agaç olsam mevsimleri yasasam, Kuslar konsa dallarima, yuva bile yapsalar, Ballarim sakizlarim olsa, Gövdeme bir insan yaslanip uyusa, Ben bunlari hiç bilmesem sadece agaç olsam mevsimleri yasasam”
Ve Barisin sairi Nazim Hikmet RAN’in bir misraini hatirliyorum, hatirlatmak istiyorum, bu dünyanin fani olduguna, Sanat’in ve Sanatçi’nin ölümsüz olduguna inanarak…son sözü Hasretin sairi söylesin, ”Yasamak bir agaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardescesine, bu hasret bizim…’

1635460cookie-checkSanat, siyaset, hukuk

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.