Sara Denahmiyas’la heykele dair…

Görsel sanatlar içindeki yeri ve önemi nedir pek bilmem ve merak da etmem ama bana göre heykel yapmak resim yapmaktan daha zor olsa gerek.

Birincisi ne materyal açısından bakarım olaya.

Ne hayal gücünün yansıtılması açısından.

Çünkü her ikisinde de değişik eleman ve materyaller var.

Her ikisinde hayal gücünü yorumlamak var.

Sonuçta ortaya ya bir eser çıkar, ya da bir şey ifade etmeyen şekiller de…

Abuk-sabuk figüratif nesneler de…

İkincisi, görsel sanatlarda mektepli-alaylı ayrımı ne kadar yapılır onu da bilmem.

Ama insanda, bir yerinde eğer yaratıcılık veya doğuştan kazanılmış yeti varsa önce sanata yönelebilir, sonra eğitim alabilir.

Bunları fazlaca tartışmadan, 34 yaşındayken kil ile toprak ile yani çamurla tanışan Sara Denahmiyas’tan bahsetmek istiyorum.

Istanbul doğumlu, İsrail asıllı Türk vatandaşı Sara’nın bilinçli bir tercihi dahi değilmiş heykel yapmak.

Hayatında büyük bir değişim ihtiyacı hissediyormuş.

Ama bu duyguyu kimseye açamıyor tam aksine içine hapsetmek zorunda kalıyormuş.

Ta ki Serap Gümüşoğlu hocasıyla tanışması ve elinin çamura değme anına kadar.

Sara Denahmiyas “Serap hocaya içinde bulunduğum ruh halimi ve yaşadığım tabloyu anlattığımda o hemen önüme kil koydu hadi başla dedi. Hiç bir şey bilmiyordum, ben ne yapıcam diye sordum, sen oynamaya başla gerisi gelir diye ısrar etti. İşte bu ısrar beni 10 yıl boyunca heykele yönelmeme neden oldu” diyor.

O günden bu yana kilden formlar hazırlıyormuş Sara.

Materyal olarak şu anda bronz kullanıyor ve bu sanattan büyük bir enerji alıyor ve bunu hissediyormuş.

Sara Denamiyas’ın çalışmalarındaki temel tema, kadın-erkek ve aşk figürleri üzerine kurulu.

“Aşk insanların olaylara ve hayata ulaşma biçimlerinden biridir aslında. Bana göre, sanat ve yaratıcılık da aşkla başlar” diyor Denahmiyas.

Bir ara “Acaba sadece soyut mu çalışsam” demiş ama vazgeçmiş ve yine kendi klasik tarzına dönmüş Sara.. Yani figüratif çalışmalara yönelmiş…

Bunu da şöyle anlatıyor sanatcı Denahmiyas:

“Bence aşk ve sevgi gibi duygular en primitf duygulardan. O yüzden soyutlamaya asla gerek duymadım. Heykel çalıştığım zaman duygularımı ve düşüncelerimi yansıttığımı hissedebiliyorum”

Peki bu heykel yapma serüveni, geç yaşlarda gelen heykeltraşlık ilhamı, sanat eğitimi almamış bir birey için ne tür değişikliklere neden olmuş?

Beklentilerine yanıt bulabilmiş mi?

Kendisini ifade edememesine nasıl etki yaptı acaba?

Denahmiyas’ta ortaya çıkan değişim ve gelişmeleri kendisinden dinleyelim yine.

“Heykel yapmak içimde hapsolmuş, bastırılmış, ve gizli kalmış bir çok duyguyu suyüzüne çıkarttı sanırım. Her zaman içe dönük bir yapıya sahiptim. Şimdi ise dışa dönük hale geldim sayılır. Eskiden konuşamadıklarımı sanki daha rahat söyliyebiliyorum şimdilerde. Heykele başladığımdan beri kendime olan güvenim daha da arttı. Bu belki de bir şeylerı başarmaktan, ortaya koymaktan kaynaklanan duygu patlaması. Çalıştığım zamanlar sanki bana lutfedilmiş en güzel saatlerm,iş gibi geliyor. Sanki ben bu dünyada yaşamıyormuş gibi oluyorum zaman zaman”

Son iki yıl içinde çeşitli sanat galerilerinde 9 kere sergi açmış Sara Denahmiyas.

1O yılı geride bırakırken 9 sergi ile kitlelere ulaşmak, onlardan olumlu eleştiriler almak çok değişik bir duygu olsa gerek.

Son iki yıldır heykellerinde yeni ve gerçek bir tarz oluşturduğuna inanan Sara Denahmiyas’ın bu yılın son aylarında Ankara’daki sanatseverlerle buluşmak istediğini de belirteyim.

Ankara’ya bekliyoruz Sara’yı.

Sara için sınırları zorlama, Istanbul dışına çıkma zamanı gelmiş artık.

1626660cookie-checkSara Denahmiyas’la heykele dair…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.