Savaşa Hayır!

ABD nin arap halklarına demokrasi getirmeyi vaad ederek başlattıkları kaynaşma durmak bilmiyor. Tunustan başlayan yangın tüm arap ülkelerini sararken (Tabiki amerikanın sömürgesi suudi Arabistan ve diğerlerini kastetmiyorum) Mevcut rejimlerinden daha az demokratik yapılanmaların geleceğini hesaba katmamışlardı. Mevcut diktatörlerin yerini fundemantalist diktatörler aldı.

Irak’ta demokrasiyi inşa eden (!) ABD nin gözü diğer arap ülkelerine kaymaya başlayınca felaketlerin geleceğini sezinlemiştim. Ne yazıkki dünyadaki tek güç olma sevdalısı ABD nin önünde gerçektende onu durduracak bir gücün olmaması bu korkunç atmosferin kaçınılmaz olduğunu getiriyordu. ABD yi frenleyecek bir gücün olmaması arap halklarını kan ve acılarla dolu tarihinde yeni acıların ve felaketlerin geleceğinin kaçınılmaz olduğudur.

Sırada Suriye vardı ve bu savaşın bu kadar uzun süreceğini kestiremiyordu ABD Mısır daki gibi iktidarın kolayca el değiştireceğini umut ediyordu. Fakat süre uzadıkça bu savaşın direk parçası olmaktansa taşeron kullanmalarının daha doğru olacağını düşündüler. Bu taşeronluğa son derece hevesli olan Türkiye ve bugünkü iktidar bulunmaz fırsattı. Ancak Türkiye’de halkın %78i böyle bir savaşı istemiyor. Bu durumda çaresiz kalan iktidar Küçük bombalamalarla gündemi soğutmaya çalışıyor.

İki Ülke arasında savaşa gitme olasılığının altında geri adım atma seçeneğinin altından kalkammak yatıyor. Suriye’den atılarak Akçakaleye düşen bombanın Suriye ordusu tarafından atılıp atılmadığı henüz kesinlik kazanmadı. Bu bombanın Suriye özgürlük ordusu tarafından da provakasyon amacıyla atılmış olma olasılığı var.

Suriye’deki iç savaş Türkiye içinde ciddi sorunlar getiriyor. Suriye’li sığınmacılar daha şimdiden bölge halkı için huzursuzluk kaynağı olmaya başladı. Öte yandan ABD de yayınlanan sanal savaş filmindeki planların birer birer hayata geçtiğini görmek çok şaşırtıcı olmadı. Ancak sorunun çözümü içinden çıklamaz daha büyük sorunların başlangıcı olduğunu aklı selim herkes söyleyebilir.

Türkiye’nin bu savaşa girmek istemesinin altında yatan diğer önemli bir sebepde Türkiye , Irak, Suriye ve İran’daki kürtlerin bağımsız bir kürt devleti kurma yönündeki olası girişimleri . Bu olasılıktan her ne kadar korksada iktidar, gerçekleşmesini ABD istiyorsa engel olunamayacağı aşikardır.

Türkiye’ nin Suriye ile ile savaş grime olasılıklarından bir taneside Kuzey Afrikadan Akdenizin doğusuna kadar uzanan bir sünni kuşağın oluşturulmasına bugünkü iktidarın sıcak bakmasıdır. Bu islamcı iktidarlar aslında ABD nin hesaplayamadığı ciddi bir anti Amerikancı ve anti Avrupacı bir neslin geceğinin habrcisidir. Bundan sonar ABD nin arap halksarı için kendi adamlarını iktidara getirip at koşturma devri bitmiştir.

Aslına bakılırsa Türkiye zaten Suriye ile fiili bir savaşın içinde. Bir yandan isyancıları destekliyor bir yandanda buisyancıların Türkiye üzerinden mühimmat taşımaların a yardımcı oluyor. BU nedenle Türkiye’nin Suriyeden gelen topların topraklarımıza düşmesine tepki göstermesi oldukça ironiktir.

Anlaşılan oki önümüzdeki süreç çok daha karanlık ve sıkıntılı olacak. Tek dileğim Türkiye’ninböyle bir paylaşım savaşı içinde yer almayıp yıllardır sürdürdüğü barış politikasını devam ettirip zararlı çıkmamamsidir. Türkiye eğer ortadoğuda büyük bir güç olacaksa bunu ancak barış içinde gerçekleştirebilir.

Öte yandan geçen hafta ingiliz yazar Coughlin geçen hafta Türkiye ile ilgili makalesinde çok düşündürücü noktalara değiniyordu. Coughlin diyorki . “Türkiye ile Suriye arasındaki sınırda artan gerilimde ilk ateş açan taraf olmasından dolayı Suriye’nin suçlanmasına rağmen “mesele bölgedeki çatışmaların ateşine körükle gitmek olunca Tayyip Erdoğan da tam anlamıyla suçsuz olduğunu iddia edemez” diyor.

Coughlin, Türkiye’nin Katar ve Suudi Arabistan’la beraber çalışıp, son bir yıldır Suriye devlet Başkanı Beşar Esad’ı devirme planlarına liderlik yaptığını; bu ülkelerin ayrıca Esad’ın Alevi yönetici kliğini Şam’dan sürmeyi istediğini iddia ediyor.

Coughlin yazısını şu satırlarla sürdürüyor: “Türkiye, Suriye’deki muhaliflere verilecek uluslararası desteği dikkatli bir biçimde koordine ediyor. Muhaliflere ulaştırılacak silahların, yardımın ve gönüllülerin sınırdan geçirilmesi için Türkiye’nin güneyinde bir komuta merkezi kurduğu bilgileri bile var. Kısacası, Esad’ın hâlâ iktidar koltuğunda oturduğu rejimin değişmesi için Türkler canla başla çalışıyor.”

Daily Telegraph yazarı, Akçakale’de beş sivilin hayatını kaybettiği top ateşinin Suriye ordusu askerlerinden gelip gelmediğinin kesinlik kazanmadığını kaydettikten sonra şöyle devam ediyor: “Ama eğer Suriyeli muhalifler sınırın Türkiye tarafında faaliyet gösteriyor ve Türk yetkililer buna göz yumuyorsa, o zaman Suriye askerleri de onlara ateş açma hakkını kendilerinde görmüş olabilirler.”

İşte böyle bir karmaşa içinde Türkiye’deki muhalefet ne yapıyor dersiniz. Bence uyuyor. CHP nin aktif politikada yetersiz kalması. MHP ninde bütün kritik durumlarda AKP nin kuyruğuna takılması Ülkede Muhalefetsiz bir süreci başlatıyor ve malesef buda iktidarın istediği yasaları kolayca çıkartması ve tezkereyi geçirmesi gibi tehlikeli oyunlarına hizmet ediyor. Bu koşullar altında aktif muhalefetin örgütlenmesi ve savaşa karşı tüm güçlerin tek yürek olması gerekmektedir.

Tek dileğim bu kirli savaşın içinde yer almamamızdır.

762190cookie-checkSavaşa Hayır!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.