Savarona, ismini Hint Okyanusu’ ndaki bir deniz kusundan almisti. ATATÜRK demisti ki, ” Bir çocugun oyuncagini bekledigi gibi beklemistim onu.”
Sayanora, ” Elveda ” demektir Japonca’ da.Baris MANÇO, Japonya’ da verdigi konserlerde, son sarkidan sonra ”Sayanora” diyerek selamliyordu müzikseverleri…
Savarona yatinin sahibi, TÜRKIYE CUMHURIYETI’ dir.Liman kaydi, 490.Üreten, Blohm+Voss (Hamburg,Almanya), Mürettebat 44 kisi, Yolcu Kapasitesi 34 kisi, Denize inisi 29 Temmuz 1930, Sefere çikisi 28 Mart 1931 idi.
31 Mayis 1938 de ,Savarona yati, Dolmabahçe Sarayi önünde demirlemisti. 1 Haziran 1938 de Atatürk, Savarona’ ya geçti. Deniz havasinin kendisine iyi gelecegini hissediyor, onda sifa bulacagini düsünüyordu.Ancak, Savarona’ daki tedaviden de olumlu bir sonuç alinamamisti ve bedeni sürekli güç kaybediyor, karnindaki sislik giderek artiyordu. Doktorlarindan olan Fransiz Profesör Fissenger, Mart ayindan sonra tekrar davet edildi, 25 Temmuz 1938 aksami ATATÜRK fenalasti, yati terkederek Dolmabahçe Sarayi’ na çikmayi düsündü.
Ve son aylarini yasamaya basladi. Son yemek istedigi sebze Enginar olmus. Komada iken tekrarladigi sözcük, ” Aman dil…aman dil…” imis. Kimbilir, belki de, çok sevdigi bir sarkinin terennümü idi…
Savarona Yati, lüks yat. ATATÜRK’ ün çok sevdigi bir yat.Birçok ünlü misafir, Savarona’ yi çok begendiklerini söylemistir. Ispanya Krali Juan Carlos, Prens Charles, Prenses Diana, Sharon Stone, Tom Cruise gibi…
Savarona Yati, su anda Türk isadami Kahraman SADIKOGLU’ na kiralanmis, giderek satilmasi bile söz konusu edilmis, Satilacagi ihtimali bile, Çanakkale’ deki lise ögrencilerini çok üzmüs, ” Atatürk’ ten hatira olan yati biz gençler koruyalim, ögrenciler 1′ er lira toplayarak, biz alip koruyalim, damlaya damlaya göl olur misali, zaten herseyi devletten beklemeyelim” demisler…
Bu hassasiyet, beni de çok mütehassis etti.Bir düsünecek olursak, hepimiz sadece 1′ er lira verirsek, ülkemizin nüfusunu da düsünürsek, toplanacak paramiz ile, bir çok degerli ve gerekli olan çok seyi alabilir, koruyabiliriz, biz ne zenginiz, ne zenginiz. Yeter ki, yürekten paylasmayi bilelim.
Her ölüm erkendir, ve her ölüm aci verir ya insana…Çanakkale’li genç ögrencilerin, Savarona Yati için düsündükleri çare, esasinda ,yasarken de yapilabilecek bir paylasimdir. Bence, fakirlik, böylesi bir baslangiçla, yürekten paylasimla, yok olur gider, ve insanlar mutlu yasarlar, rahat ve verimli çalisirlar…Sakin hayal gibi gelmesin sizlere, Olmaz olmaz ,demisler…Her son, yeni bir baslangiç için degil mi zaten…ve her seyin bir sonu yok mu?
ATATÜRK diyor ki,
Ilham ve kuvvet kaynagi, milletin kendisidir.
Bizim bakis açimiz -ki Halkçiliktir- gücün, erkin (iktidarin ), egemenligin halkin elinde bulundurulmasidir.Yine kusku yok ki, bu dünyanin en güçlü bir temel ilkesidir.
Bir millet, bir memleket için necat (kurtulus), selamet ve muvaffakiyet istiyorsak bunu yalniz bir sahistan, hiçbir vakit talep etmemeliyiz.
Ey Türk gençligi, Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
ATATÜRK’ ün insanliga yol gösteren sözlerinden bazilarini hatirladigimda, Çanakkale ilimizin, duyarli lise ögrencilerinin, ATATÜRK’ ü ne kadar dogru anlamis olduklarini hissederek, ben de onlarla gurur duydum, SAVARONA YATI’ ni biz koruyalim dedikleri zaman…
Ben de o güzel gençler gibi düsünüyorum, verdikleri, esasinda Atalarindan ögrenerek aldiklari, imece usulü yardimlasma dilegi ben de bir kandil daha yakti. Bu yardimlasma kandilini hiç söndürmeyelim, bir çok konuda yürekten destekleyelim, görelim ki gün dogmadan neler dogar…Ilk mesalemiz yine ATATÜRK’ ün dokundugu birsey olsun, SAVARONA YATI olsun, SAVARONA’ ya SAYANORA (ELVEDA) demeyelim…
