Savaşta çocuklar ölmesin!

Savaş denilince akla ölüm gelmesi kadar doğal bir şey yoktur. Savaşta kullanılan teknolojik ölüm makineleri çoluk çocuk ayrımı yapmadan tüm canlıları yok eder. Çocukların ölümü üzerine yapılan vurguları anlamakta güçlük çekiyorum, çünkü ölüm karşısında duyulan acı, çocuk, yaşlı, genç, orta yaşlı diye ayrım yapmaz, acının bıraktığı travma bir birine yakındır. Neden çocuk ölümü medya gözü ile büyütülmekte ve çocukların ölümü olduğunda daha fazla duygu sömürüsü yapılmaktadır?
Çocuklar çağımızda tüketici toplumun geleceğidir, üretmeden tüketen, tükettikçe büyüyen bir pazarın parçasıdır. Tıpkı diğer yaş grupları gibi. Her yaş grubu bir şeyleri tüketir, tükettiği sürece de var olmaları istenir. Canlı insandan yararlanıldığı gibi, ölüsünden de yararlanılır. İnsan, piyasa için vazgeçilmez meta olur, birilerinin gözünde. Ölüm, müthiş bir gelir kapısına dönüştülmüştür. Dinler ölümden yararlanır ve ölüm üzerine sosyal kasalarında para biriktirirler. Ölüm ile korkutulan insanlık, öldükten sonra cenazesi ortada kalacağından korkanlar, cenaze firmalarına aylık para yatırır, yeter ki istendiği yerde ölüsü toprak ile buluşsun diye. Savaş sırasında bu istek elbette boşunadır, çünkü savaşta cenaze firmaları çalışmaz, askeri kurumlar bu cenazeler ile ilgilenir.
Savaş, bir çok sektörün iç içe çalışması ve savaşta bir çok insanın/ firmanın para kazanması ve kasalarını para ile doldurması kadar doğal bir şey yoktur, çünkü savaş sırasında var olan tüm yasalar rafa kalkar ve kara paranın piyasayı kontrol ettiği dönemlerdir. Bu dönemlerden en çok yararlananlar; yeni piyasa oluşumu yaratmak isteyen hükümetler ve onların taraftarlarıdır.
Savaş çocuk ayrımı yapmaz, savaş cephesinde kim yaşıyorsa ölüm ensesinin dibinde rüzgarını hissettirir ve savaş sırasında bu nefes artık doğal hal alır ve ölümler kanıksanır. Çocuklar, savaş ile büyüdüklerinde, öldürmenin ne kadar basit ve bir teknolojik ürün ile ucuz olduğunu görür. Öldürmek ve ölüm karşısında tepkisizdir. Bu çocuklar parası olana hizmet eder, tıpkı her hangi bir ş yerinde çalışan işçi gibi, sonuçta para karşılığında emeğini satan ve sadece bildiğini yapandır. Medya patronları bu çocukların bu şekilde kullanılacağını bildiğinden, daha çok üzülüyormuş gibi haber bültenlerinde spikerine trajedi oynaması ister. Her ölüm haberinde çocuk varsa bültende, spikerin yüzünü inceleyin, trajedi oynayan her hangi bir tiyatro oyuncusu gibidir. Ona öyle denmiştir ya da öyle oynamasını güdüleri aracılığı ile bilinçaltına işlenmiştir. Sonuçta spikerde profesyonel çalışan bir işçidir ve işverenin beklentisine yanıt vermek zorundadır.
Çocukların savaş sırasında veya içsavaş sırasında ölümü, bir çok işveren için yetişmekte olan işçisini kaybetmekten kaynaklanan timsah gözyaşı döker. Çünkü ölüm; ekonomi için en önemli araçlardan biridir, korku ile var olan düzenin devamını sağlarlar. Savaşta çocuklar ölmesin demek, diğer yaş gruptan insanların ve canlıların ölmesini savunmak anlamına gelir. O yüzden çocukların arkasından timsah göz yaşı dökenlerin niyetlerinin ne olduğunu piyasadaki ekonomik hareketliliğe bakarak tahmin edebiliriz.
Bir orman yangını sırasında tavşanlar ölmesin diye ağıt yakan birinin tavşan üreticisi ve satıcısı olduğunu düşünürüm. Gözyaşlarının doğal olmadığından dolayı da o kişinin göz yaşları bana başka şeyler çağrıştırır…
“Savaşa hayır!” demek “doğal olmayan ölümlere hayır” demektir. “Savaş için teknoloji üretimine hayır” demektir. Timsah gözyaşı dökenler, “çocuklar ölmesin” diyenlerin niyetlerine ve kim için çalıştıklarına bakın…

1588930cookie-checkSavaşta çocuklar ölmesin!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.