Senin ücretin ne?

Geçenlerde havuzda Kahramanmaraşlı bir arkadaşa rastladım. Sulu muhabbetimizde yıllardır çalıştığı süpermarketten çok memnun olduğunu, tek “off” gününde de havuza geldiğini söyledi. Çoook uzun saatler çalışan arkadaş çok iyi para aldığını söyleyince havuzda debelenmeyi bıraktık saat ücretini hesaplamaya koyulduk… Bizimkisinin saat ücreti 4 sterlin çıktı…

Kapitalizm bu işte… Emek sermaye mücadelesinde hakkını aramazsanız daha çok sömürülürsünüz…

Hep yazıyorum, yine de yazmayı sürdüreceğim: İngiltere’de asgari saat ücreti bu yıl 6.31 sterlinden 6.50’ye çıktı. Bizim toplumda ise ne yazık ki yıllardır 2.5 – 4 sterlin aralığında olmayı sürdürüyor… Yaşam Standartı Vakfı ise asgari saat ücretinin ülke çapında 7.45, Londra’da ise 8.55 sterlin olması gerektiğini öne sürmüştü.

Bizim toplum işyerlerinde asgari ücretin yarısının ödenmesi “vicdansız sömürü” olmasının yanısıra, asgari ücret uygulayarak yasalara saygı duyan esnafa karşı haksız rekabet de yaratıyor… Ayrıca asgari ücret uygulamayan işyerlerine yasal cezanın 20 bin sterlinden başladığını da hatırlatayım…

Geçen yıl İngiltere’nin yanısıra Türkiye’deki demokratik mücadeleye Londra’dan omuz vermek üzere Londra’daki Türkiye kökenli 14 dernek (biri çatı örgütü) “Britanya Demokratik Güç Birliği Platformu” adı altında güç birliğine gitmişti. Bir gazeteci olarak Platforma açık çağrıda bulunup şu sömüreye karşı çıkmalarını istemiştim. Emekten yana siyaset yaptığını düşünen bu “güç birliği” beni hayal kırıklığına uğrattı…

Oysa yapılması gereken çok basitti, Platform’un çatısında bir “Emek Komitesi” kurup işverenleri ziyaret edip işyerinde “asgari ücret” uygulamasını talep etmek gerekirdi. İşveren ayak diretirse komite olarak işyeri kapısında kazan kaldırıp, bu sömürünün teşhir etmek gerekirdi… “Asgari ücret” uygulayan işvereni de “Komite” olarak ödüllendirmeyi unutmamalıydı…

Güvendiğim dağlara kar yağdı… Platform, toplum adına bu gereken refleksi gösteremedi…

***

Bir başka konu da tekstildeki sömürü… Basında geçen hafta “Etikette iç burkan yardım çağrısı” başlıklı bir haber vardı…

Haberde; uygun fiyatları ile tanınan İrlandalı şirketin “Primark” mağazasından alışveriş yapan 25 yaşındaki İngiliz Rebecca Gallagher’in aldığı ürünün etiketinde işçinin aşırı mesai yapmaya zorlandığına dair bir yazı bulması aktarılıyordu.

İngiltere’de bu tür mağazalardan bir pantolonu 10 sterline alabiliyorsunuz. Pantolonun paçasını düzelttirmek ise 8 sterlin… İşte sömürüyü siz kıyaslayın…

Dostlar tekstil dönemini hatırlayın lütfen… 2000’lere kadar yalnızca bizim toplum üyesi 100 bine işçi bu sektörde ekmek yiyordu.

Birleşik Krallık, emek yoğun tekstil sektörünü öldürüp, dışarıdan çok daha ucuza ithal etmeyi tercih etti. Koskoca sektör bir kaç yılda eridi gitti…

Ve ne olduysa bizim topluma oldu… Çoğu iyi bir işe girecek kadar dil bilmeyen toplum üyeleri işsizlikle tanıştı. Kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan yüz binlik bir işsizler ordusu yaratıldı. Bu işsizlerin bir kısmı câfelerde, içki bayilerinde ya da adına “süpermarket” dedikleri bakkallarda kendilerine iş yaratmayı becerdi… Bir kısmı ise (özellikle toplumun gençleri) çetelerin, uyuşturucu tacirlerinin eline düştü…

Oysa hükümet tekstili yurt dışına kovarken bir strateji geliştirseydi, ortaya çıkacak işsizleri yeni iş mekanlarına yönlendirseydi toplumda yaşanan bu sorunlar da olmazdı sanırım…

Tekstilde bu dram yaşanırken 1980’de kurulmuş olan İngiliz Türk Sanayi ve Ticaret Odası uyudu… Toplumda işveren tarafı horlaya dursun, emekten yana dernekler de gereken refleksi gösteremediler… Ve geldik bugüne…

Dostlar bugünkü “toplum fotoğrafı”nı beğenmiyorum doğrusu… Bana göre fotoğraf berbat ama asıl berbat olan değiştirmeye yönelik bir çabanın olmaması… Ya da fotoğraf harika ama ben görmüyorum… Gören varsa bildirsin de haybeye üzülmeyeyim Allahaşkınıza…

1084280cookie-checkSenin ücretin ne?
Önceki haberŞişe Cam grevi yine ertelendi
Sonraki haberFT: Erdoğan’ın büyük hırsı
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.