Sennur Sezer ve “o güzel insanlar”

Sezer’i ben Elele dergisi ile tanıyanlardanım. Herkes belli bir yerde konumlandırır şairini yazarını. Çok üretti Sennur abla. Şiir yazdı, öyküler yazdı, incelemeler , gezi yazıları , yemek tarifleri, kitap tanıtımları yazdı, son olarak Hayat Tv de Maksat Muhabbet programı yaptı. Düşünsel üretim o denli kalıcıdır ki, düşünsel üretim emekçilerinin ölümü yaşı ne olursa olsun erken ölümdür. Keşke ölmemeleri mümkün kılınan tek canlı türü gibi bir tolerans tanısaydı tanrılar doğaya, bunu en hak edecek kimseler, düşünce emekçileri olmalıydı.

Bir bina yaparsınız tarih olur. Eğer sadece eskiyse tarih olur. Bir de estetiği ön planda ise eser olur. Ama elbette estetik çağlara göre değişir, onu gölgede bırakacak yeni estetik değerler çıkar.

Düşünce böyle değil. Erasmus bundan 400 yıl önce insanları yargılamadan önce anlayın demiştir.

Öyle yazarlar geldi ki tarih sahnesine, sadece kendileri değil, yazdıkları karakterler ansiklopedilere geçti. Don Kişot karakteri bir kavram oldu örneğin. B,ir kelime gibi kullanılıyor artık. Don Kişotluk oynadı derle örneğin.

Bu yüzden ben düşünce emekçilerine, yazar ve çizerlere şu kısacık hayatta sonsuzluk lazım diyorum. Aslında onlar için değil, şu dünyanın daha da değil, en güzel olması için, cennete gereksinme duymamak için, yazarlara sonsuz ömür lazım diyorum. Bu mümkün olmayacağına göre…

Evet bu mümkün olmayacağına göre, yazarların eserleriyle bize bıraktıklarında sonu gelmez aydınlığı görmeliyiz. İşte bu yüzden Sennur Sezer’ler, ve “o güzel insanlar” hep okundukça yaşayacaklardır.

Şimdi okuma zamanı…

771630cookie-checkSennur Sezer ve “o güzel insanlar”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.