Seri katiller saplantılıdır…

Patrick Suskind Parfume: The Story of a Morder adlı romanı Tom Tykwer tarafından 2006 yıllındaBen Whishaw, Dustin Hoffman, Francesc Albiol, Gonzalo Cunill rol aldığı beyazperdeye aktarılmış bir sinema filmi.
Kısaca konusu; Jean-Baptiste Grenouille, parfüm inceliklerini öğrenmek isteyen, yetenekli bir gençtir. Gönüllü olarak parfüm ustalarının yanında parfümün inceliklerini öğrenir. Öğrenmenin sınırı yoktur, her şeyi en ince detayına kadar öğrenmek ister. Bunun bu koku tutkusu hiç beklemediği sona doğru atılan adımdır. Bütün kokuların inceliğini öğrenirken kafasında sorular oluşur ve kendi kokusunun aslında parfümü olmadığının farkına üstadı ile sohbet ederken varır ve o üstadı ona bir destan anlatır. Eski mısırlarda bir çok kokunun sırrı çözülmüştür ama bir halkası kayıptır. O kayıp koku hepsinin üstünde ve karışımdır. O karışımı bulan yaşama hükmeder der. ve Grenouille bu destanı ciddiye alır. O karışımı aramaya adar kendisini ve üstadının yanından başka parfümcülerin yanına doğru yol alır.
O tek bireydir, kendisini keşfine vermiştir. Dışarıdaki gelişmeler onun ilgi alanı dışındadır, o parfümde o kayıp halkayı aramaktadır ve kokularından oluşturacağı düzine olacak bir seriyi tamamlamayı kendisine hedef kılmıştır. Mısırlılar madem yaptı, neden kendisi yapamayacaktı? Yapması gerekliydi, çünkü o kayıp halkayı bularak en büyük olacağını ve toplum içinde değerli olacağını düşünmektedir.
Koku alma duygusu o kadar gelişmiştir ki, etrafında olan her şeyi artık görmüyor, kokusunu alıyor konuma gelmiştir. Koku ve parfüm onun hayatıydı. Koku alma duygusunu yapmak istediği o kendi kokusunu sağlayacak kokuyu bulmak üzere kurgulamıştır.
Yaşamın içinde kayıp halkayı aramak saplantı konumuna gelmiş durumdur. O saplantısını gerçekleştirmek için artık her türlü riski göze alacaktır. İnsan kokusunu almak için ilk tecrübesini bir hayat kadını üzerine gerçekleştirecektir. Hayat kadınını öldürür, çünkü hayat kadını yapmak istediğini anlamamış ve korkmuştur. Korku ve panik onun sonu olacaktır. İlk cinayetini soğuk kanlılıkla işleyen Grenouille ilk parfümünü de yaratmıştır, bu sayede ilk koleksiyonunda ilk şişesini doldurmuştur.
İnsan kokusunu damıtmak için geliştirdiği yöntemi hiç çekinmeden cinayetlerinden sonra uygulamıştır. Cinayetler yaşadığı şehirde kısa zamanda paniğe yol açacaktır, güzel kadın ve kız çocuklarını öldürüyor ve kokusunu damıtmak ile uğraşmaktadır. Gözü görmüyor, kokusunun peşinde gidiyor. O kokuları biriktirmektedir. Koleksiyonu gün geçtikçe gelişmekte ve o kayıp halkanın yani insan kokusunun peşindedir. O insan kokusu parfümü bütün insanları etkileyecek ve toplum içinde hak ettiği yeri alacaktır. Cinayetler arka arkaya işlenmekte ve kadınların saçları kesik olarak şehrin her hangi bir yerde çırılçıplak olarak bırakılmaktadır. Şehrin yöneticileri bu katilin hedefini henüz bilmemektedir, hiçbir zamanda bilemeyeceklerdir. Şehrin yöneticilerinden birinin kızları da bu cinayetlere kurban gitmiştir. O yönetici elinde kalan yaşayan son kızını korumak için her türlü çareye başvurur, onu şehrin dışına kaçırır ama artık o kızın peşindedir. Seri katil kendi koleksiyonu için onun kokusuna ihtiyaç duymaktadır. O kızın kokusunun peşindedir. Onun sadece kokusuna ihtiyaç duymaktadır. Sonuçta dağ bir köyde kızın odasına girer ve öldürür, tıpkı diğerlerini öldürdüğü gibi.
Grenouille ihtiyacı olan kokuyu almıştır. Kokusunu damıtmış ve koleksiyonun son şişesine de kokuyu damıtmıştır.
Yakalanır. O yakalanmasını artık önemsemez, çünkü son şişesini doldurmuş ve hedefine varmıştır. İşkence görür, idama mahkum edilir. İdam için şehrin meydanı hazırlanır. Şehrin meraklıları oradadır, bir idamı izlemek için meydanda yerler alınmış, yer kavgaları zaman zaman olmaktadır. İdam, ölüm demektir ve o şehrin insanı ölümü görmek için oradadır. Fakat beklenmeyen şey olur, meydana şehir zenginlerinin kullandığı araç ile gelir Grenouille. Meydan sessizdir. O meydana arabadan inerken bir koku dalgası yayılır. Kokuyu duyan ona hayran hayran bakar ve önünde eğilirler. Meydanı bir görünmeyen koku dalgası sarmıştır. Meydan suçlu beklerken karşılarında bir melek görmüştür sanki. “O suçsuz” nidaları yükselir gökyüzüne. Parfümün etkisi bütün meydanı şehri almıştır. “o bir insan değil, o bir melek!” diye bağırır piskopos ve önüne eğilir. Bütün şehir ona şükür eder. O melektir artık… sevgi seli göz yaşarlı içinde meydanı kuşatır. Ruhani bir duygu yaşarlar
Elinde bir mendil vardır, mendilde bir damla parfüm. Meydana bırakır. Meydan rüzgar gibi hareket eder ve …
Sessizlik, son çığlıktır. Bir birlerini sevgi ile kucaklayanlar vardır meydanda, dinin binlerce yıldır gösterdiği etkiyi meydan yaşamaktadır, ruhani olarak barışmıştır insanlık.
Grenouille ise kendi dünyasında geçmişte yaşadığı yaşayamadığı sevgilisini düşünür. O yaşamadığı sevgilisi ise son öldürdüğü kızdır. Hayal dünyasında onun ile birlikte olur.
Cinayet ise bir başkasının üzerine işkence ile kalmıştır. O idam edilir.
Grenouille ise Paris yolundadır. O dünyanın en büyük güç ile… o istese her şeyi yapacak güçtedir. Parfümün tek yapamadığı şey, onu diğerleri gibi seven ve sevilen yapamıyordu. O artık umursamıyordu. Doğduğu şehrin kapısından girer ve doğduğu yere içgüdüleri getirmiştir. Meydanda ateş etrafında yoksul bir halk vardır. o parfüm şişesini alır ve başından aşağı döker. O parfüm etkisi ile orada yer alanlar tarafından aşırı sevgi ile kucaklanır. O bir melektir ve melekten bir parça koparmak için ahali artık üzerindedir, öperken bir parçasını koparır. Sevgi aşırı boyuttadır. Üzerine yıkılırlar ve o benim sesleri gökyüzünü şehir kuşatır. Kalabalık üzerinden kalktığında artık ondan bir şey kalmaz ve dünya yeryüzünden kaybolmuştur. Orada yaşayanlar yaptıkları işi sevgi ile yaptıklarından dolayı mutlu olarak meydanı boşalttılar. Ertesi gün sıradan bir gündür, dünden kalan son parçalarda yok olacaktır, çocukların ellerinde…
Son damla yeryüzüne damlar, tıpkı mısır destanında olduğu gibi son parfüm ile ilgili hiçbir kayıt olmadan yok olmuştur, ne yapan ortadadır ne de parfüm…
Bu film ve eserden bir çok sonuç çıkarılabilinir. Fakat bize sunduğu en önemli bilgi, saplantı ve sapkın düşünceler insanı beklemediği sona ve sonuçlara götürür. O insan parfüm kokusu için onlarca kadın öldüreceğini hiçbir zaman düşünemezdi. Hitler’in saplantı düşünceleri yüzünden milyonlarca insan öldüreceğini hiç düşünemezdi. Bugün saplantı ile bakan bir çok bakanlar kurulu başkanı olduğunu unutmayın… her cinayetin ve katliamın arkasında bir çok şey bulabilirsiniz ama seri katillerin arkasında genelde saplantılarını bulursunuz…
İsmail Cem Özkan

1587990cookie-checkSeri katiller saplantılıdır…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.