Boş bir sayfaya
hangi kelimeyi yazarsan yaz
ayaklanıp üzerine yürüyecek…
yalansa yalan..
korkuysa korku..
sevmekse sevmek..
bütün bunlar birer tercih midir
yoksa öylece mi gelir?..
senin geçmişin senin geleceğin senin hayatın…
peki ‘biz’ kimdir?
biz olmak ya da olmamak
bir tercih midir
yoksa öylece mi gelir?..
gitmeye gelmiş birini ne durdurabilir?
ya kalmaya niyetli birini kim gönderebilir?
inanmak ya da inanmamak
bir tercih midir
yoksa öylece mi gelir?..
her nereye saklanırsan saklan
boş bir sayfaya doğmak
denize açılmanın en mavi gözleridir.
fırtınalı bazen, bazen durgun..
nasılsa sahile vurursun bir gün..
güvenmek ya da güvenmemek
bir tercih midir
yoksa öylece mi gelir?..
sen kalbini kapatma yeter
kötürüm kalmasın hiç bir düşüncen.
biten sadece bir yanılsamadır bazen,
küçücük bir umut yetecektir başlatmaya yeniden…
kelimelerini boş sayfaya diz çöktürme…
aşağılanan her bir kelime,
merhameti söküp götürecektir içinden.
ve içinden merhameti çekilmiş her şey
yoksundur sevgiden….
vazgeç bazen, unut bazen,
boş sayfada yeni kelimelerle doğ bazen…
çünkü canım bazen
sarhoş olmak lazımdır zamanın iksirinden…
ele geçirmesin diye seni hiç bir keder,
boş sayfaya teslim olabilmektir kader…
nedir böyle alelacele böyle kaçarcasına böyle delirmeler filan dersen…
ölüm var be oğlum
ölüm diyorum ölüm
ölüm bir tercih midir
yoksa öylece mi gelir?..
hadi derin bir iç çek şimdi
kendinden vazgeçmeden
ve damıt onu hüznünden
dirilmek için bir beyaz sayfada yeniden
tüm cevaplarla yüzleşmen gerekir bazen