Sit alanı olan tarihi köye mermer ocağı ruhsatı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı kentsel sit alanı niteliğindeki tarihi Sarıhacılar köyünde 56 hektarlık arazide mermer ocağı ruhsatı verildi. Tarihi düğmeli evlere 250 metre mesafede açılmak istenen mermer ocağı için ÇED sürecinin başladığı duyuruldu…
Antalya’nın Akseki ilçesinde düğmeli evleriyle ünlü Sarıhacılar köyünde 56 hektarlık alanda mermer ocağı ruhsatı verildi. Kentsel sit alanı olarak koruma altına alınan köy yerleşimine 250 metre mesafede mermer ocağı açmak için Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM)’den ruhsat alan özel bir firma, yaklaşık 25 hektarlık alanda mermer ocağı açmak için Antalya Valiliği’ne başvurdu. Firmanın hazırladığı proje dosyasını ‘uygun’ bulan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, mermer ocağıyla ilgili ÇED sürecinin başladığını duyurdu. Geleneksel sivil mimari konut kültürünün özgün yapılarından olan düğmeli evleriyle dikkat çeken Sarıhacılar köyü, tarihi kervan yollarının rotası üzerinde bulunuyor. Bölgenin önemli kırsal turizm noktalarından biri olan Sarıhacılar’daki evler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da desteğiyle restore ediliyor.

TOROSLARDA BİR AÇIK HAVA MÜZESİ SARIHACILAR KÖYÜ

Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Sarıhacılar köyü, tarihi İpek Yolu’nun üzerinde kurulmuş. Köyün ahşap oymacılığının en güzel örneklerinden birini barındıran 600 yıllık camisi, tarihi geçmişe ışık tutuyor. Geçmişte Konya ve Antalya arasındaki tarihi kervan yolları üzerinde önemli bir mola yeri olan Sarıhacılar köyü, modern karayolunun açılmasıyla birlikte eski önemini yitirmiş. Sarıhacılar’da yörenin sivil konut mimarisinin özgün örneklerinden olan düğmeli evler ve eski konaklar, geçmişin görkemini yansıtan birer kültür mirası niteliğinde. Birçoğu zamanla yıkılan tarihi evler, son yıllarda birer birer restore edilerek yeniden ayağa kaldırılıyor. Yerel halkın çabalarına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın maddi destekleri de eklenince Sarıhacılar’daki restorasyon çalışmalarının sonucu köyün ziyaretçileri artmaya başladı. Yalnızca geçtiğimiz yıl köyü ziyaret yerli ve yabancı turistlerin sayısı 20 bin civarında. Bu, küçük bir dağ köyü için oldukça önemli bir rakam. Tarım arazilerinin yetersiz oluşu yüzünden yıllar önce büyük kentlere göç etmek zorunda kalan yöre insanı, kırsal turizmin getirdiği bu hareketle umudunu yeniden doğduğu topraklara bağlamaya başladı.

Düğmeli taş evleri, tarihi yolları ve su sarnıçlarıyla Torosların ardıç ormanlarının arasında yeniden eski canlılığına kavuşmaya başlayan Sarıhacılar köyü, çevresindeki birçok yerleşime de örnek oldu.

KORUMA ALTINDAKİ TARİHİ KÖYDE MERMER OCAĞI RUHSATI VERİLDİ

Ancak bölgedeki tarihi kültür rotalarının en önemli duraklarından biri olan kentsel sit alanı statüsündeki Sarıhacılar köyünün girişindeki orman arazisinde ‘Dinamik Granit Mermer Madencilik San. Ltd. Şti.’ adındaki özel bir firmaya, 56 hektarlık alanda verilen mermer ocağı ruhsatı verilmesi bu güzel öyküyü tersine çevirmek üzere. Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) tarafından Mart 2017’de verildiği öğrenilen ruhsatın süresi Mart 2019 tarihine kadar geçerli olacak. Tamamı orman arazisi olan ve ardıç ağaçlarıyla kaplı olduğu belirtilen ruhsat sahasının 24,95 hektarlık kısmında mermer çıkarmak için proje dosyası hazırlayan firma, gerekli izinlerin verilmesi için Antalya Valiliği’ne başvurdu.

PROJE ‘UYGUN’ BULUNDU, ÇED SÜRECİ BAŞLATILDI

Firmanın Proje Tanıtım Dosyasını (ÇED Dosyası) inceleyen Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, dosyanın ilgili yönetmeliğe ‘uygun’ bulunduğunu ve projeyle ilgili ÇED sürecinin başladığını duyurdu.

YERLEŞİME 90 METRE OLAN OCAK SAHASI 250 METREYE ÇIKARILDI

Projeyle ilgili hazırlanan ÇED dosyasında, daha önce kentsel sit alanı olan köy yerleşimine 90 metre olan ocak sahasının Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’nün olumsuz görüş vermesiyle 250 metreye çıkarıldığı belirtiliyor. İşletme alanını büyüklüğünün ise 24,95 hektardan 18,06 hektara düşürüldüğü kaydedilen proje dosyasında, ocaktan yılda 500 bin metreküp blok mermer çıkarılmasının planlandığı belirtiliyor.

FİRMA ‘ÇEVREYE OLUMSUZ ETKİSİ OLMAYACAK’ DİYOR

“Faaliyet sahasında oluşacak tozun yerleşim yerlerine olumsuz bir etkisinin olacağı düşünülmemektedir” iddiasına yer verilen proje dosyasında, faaliyet alanının başka bir alternatifinin bulunmadığı görüşü savunularak şöyle deniliyor:

‘KAR GETİRİSİ YÜKSEK BİR YATIRIM OLACAK’

Çıkarılacak bu mermer iyi kalitede mermer olacağından kâr getirisi yüksek bir yatırım olacağı tahmin edilmektedir. Özellikle ülkemizin turizm potansiyelinin anlaşılmasıyla birlikte turizm yörelerindeki turizm amaçlı otel, motel, site ve tatil köyleri gibi yatırımlarda doğal Mermer kullanımı son yıllarda büyük artışlar göstermiştir. Bu gibi yatırımlarda doğal Mermer kullanımı ile daha estetik bir görünüm verilmekle beraber turistlerin daha doğal ortamda tatil tercihlerine katkıda bulunulmaktadır. Turizm ülkesi olan ülkemizin bu yörelerinde doğal Mermer kullanılmasına önem verilmelidir. Bu yörelerde hem doğallığı hem de modern yaşam tarzını ve çevreciliği doğal estetiklik ile birleştirerek harikulade projelerin geliştirilmesi turizme kesinlikle katkı sağlayacağı düşünülmelidir.”

YÖRE HALKI DOĞAL PEYZAJIN BOZULMASINI İSTEMİYOR

Açık ocak işletmeciliği yapılması planlanan projenin faaliyete geçmesiyle Sarıhacılar köyünün turizm cazibesi ve tarihi dokusunu yansıtan peyzaj bütünlüğü yok olacak. Ardıç ormanlarını da yok edecek olan mermer ocağı projesine izin verilmemesini isteyen yöre halkı, devletin desteğiyle kırsal turizmde harcanan emeklerin boşa çıkarılmamasını talep ediyor. Sarıhacılar köyünün doğal çevresiyle birlikte bir bütün olduğunu kaydeden yöre halkı, açılmak istenen mermer ocağının bu bütünlüğü bozacağını savunuyor.

 

2243850cookie-checkSit alanı olan tarihi köye mermer ocağı ruhsatı!
Önceki haberAlmanya’da siyasetçilere suikast planı deşifre oldu
Sonraki haberKömür kaynaklı hava kirliliğinde 45 bin erken ölüm!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.