Siyaset ve İnsan

Türkiye, Haziran başında önemli bir seçime hazırlanırken siyasette sürpriz gelişmeleri beklediğimiz kritik günlere girmiş bulunuyoruz. Bu yazı kaleme alındığı günlerde Hükümet içinde gerilimlerin ortaya çıkmaya başlaması, beklenmeyen gelişmelerin sadece bir tarafıdır. Diğer yandan, muhalefet partilerinde aday belirleme sürecinde yaşanan gerginliklerin adaylıkların açıklamasına kadar ertelense bile, şimdiden ciddi kamplaşmaların ortaya çıkması, yeni siyasi partilerin kurulması ve ittifak girişimleri için yoğun bir trafik yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Bu gerçekler, yakın gelecekte Türk siyasi yaşamında beklenmeyen olayların ve gelişmelerin habercisi olarak değerlendirilmelidir.

Siyasette “insan” unsurunu küçümsememek gerekir. Her siyasi oluşumda ve siyasi partide güçlü bir liderlik ile bireysel tavırların etkisi büyük ölçüde azaltılmış olabilir. Buna karşın, hiç tahmin edilmeyen zamanlarda bireylerin siyasi etkileri o kadar belirleyici olabilir ki, mevcut siyasi oluşumlarda dengeleri alt üst edecek gelişmeler bir anda ortaya çıkabileceği gibi, yeni siyasi oluşumların da önü açılabilir. Siyaset, bir kadro hareketi olsa da liderliğin ve siyasal figürlerin önemi yadsınmamalıdır. Bir siyasi partide yalnızca bir lider olduğu gibi yanlış bir düşünceye kapılmamak gerekir. Milyonlarca insanla aynı anda temas halinde olan bir siyasi partide gerek merkezde gerekse de yerel düzeyde çok sayıda liderin ortaya çıkması kaçınılmazdır.

Türkiye, 7 Haziran seçimlerine doğru hızla yaklaşırken siyasette bireyin önemini ortaya koyan örnekler ardı ardına gelmeye devam edecek. Şu ana kadar yaşananları, fırtınanın uzaktan duyulan sesleri olarak algılamak gerekir. Seçimlerde milletvekili adayı olacakların listeleri kesinleştikçe, siyasette liderin ve bireyin öneminin ne derece etkili olduğuna ilişkin şaşırtıcı örneklerle karşılaşacağız.

Liderler ve Megalomani Hastalığı

Gerek iktidar, gerekse de muhalefet partilerinde gücü elinde bulunduran liderlerin, megalomani hastalığına yakalanmaları kaçınılmazdır. Hatta bu hastalık, liderin yakın çevresindeki çalışma arkadaşlarına ve danışmanlarına da çok kısa zamanda bulaşır. Böyle olunca, lider çevresinde kümeleşme (klikleşme) olur ve bu liderlik çemberi, liderin ve liderlik yaptığı oluşumun halkla olan bağlarını koparır ya da zayıflatır. Her konuda en doğru kararları verdiğine inandırılan ve vazgeçilmez olduğuna ikna edilen lider, bütün ülkeyi yakın çevresindeki çember olarak algılamamaya başlar ve eleştirilere tahammülsüz hale gelerek gerçeklerden kopma ve güç yitirme sürecinin içine girer. Türkiye seçime giderken, iktidar ve muhalefet partilerinde yaşanan da budur.

Liderlerin müzmin hastalığı olan megalomani hastalığı ve bunu yaratan çevrelenme durumu, siyasette yeni liderlerin ortaya çıkmasına ve parti içi ve parti dışı muhalefetin güçlenmesine kaynak oluşturur. Bu durum, siyasete yeni liderlerin kazanılması ve yeni siyasi oluşumların ortaya çıkmasının da biricik nedenidir. Türkiye’de bu durum, seçim süreci içinde kendiliğinden gelişecektir. İktidar partisi içinde yeni liderler ve muhalefet hareketleri ortaya çıkacağı gibi, ayrılmalar ve kopmalar yaşanması da kaçınılmazdır. Aynı durum, muhalefet partileri için de geçerlidir. Seçim sürecinde muhalefet partilerinde az ya da çok bir çözülme yaşanacak, partiler arasındaki geçişlerin ivme kazanması söz konusu olacaktır. Seçime yaklaşan Türkiye, bütün bu gelişmeler ve örnekler için bir laboratuvar işlevi görecektir.

Megalomanlaşan liderler ve yakın çevresi, iktidar ve muhalefet partilerinde çalkantılara yol açarken, özellikle kriz dönemlerinde yeni ve güçlü siyasi oluşumların ortaya çıkmasını kaçınılmaz kılar. Türkiye, Haziran başında gerçekleşecek seçimler öncesi ve sonrasında yeni siyasi partiler ve yeni liderlerle tanışma fırsatı bulacaktır. Bu konuda şimdiye kadar yaşanan gelişmelerin kalıcı olup olmayacağı da yeni ortaya çıkacak hareketlerin başarısı ile bağlantılı olacaktır.

Adaylıklar Açıklanınca Yaşanacak Depremler

Şimdi gelelim, Haziran seçimleri öncesinde Türkiye’de ne tür çalkantılar ve gelişmeler yaşanacağına. Öncelikle seçimde aday olacakların açıklanması ile yoğun bir memnuniyetsizlik ortaya çıkacağı kesindir. Bu memnuniyetsizliklerin 3 tarafı vardır. İlk taraf, iktidar partisi içinde ortaya çıkarken; ikinci olarak muhalefet partileri içinde ve üçüncü olarak da seçmen beklentilerinde yaşanacak memnuniyetsizlikler söz konusu olacaktır. İktidar partisinin mevcut milletvekillerinden ve aday olup listelere giremeyen ya da listedeki yerlerini beğenmeyen milletvekili aday adaylarından oluşan çok ciddi bir kitle ortaya çıkacaktır.

Bu kesimin büyük çoğunluğu, insan psikolojisinin etkisiyle tepkilerini değişik biçimlerde ifade edecekler; bazıları etkili, bazıları etkisiz, gizli ya da açık biçimde tepkiler ortaya çıkacaktır. Bu noktada en büyük tepkilerin, iktidar partisi içinde 3 dönem boyunca milletvekili olan ve büyük ölçüde lider kimliği kazanan, ancak bu seçimlerde aday adayı olma şansı bile verilmeyen isimlerden geleceği açıktır. Bu durum, iktidar partisini, güçlü isimlerinin dışarda kalmasından kaynaklanan ciddi bir tehdit olarak yorumlanmalıdır. Diğer yandan, çok sayıda aday adayına karşılık aday olabilenlerin sınırlı sayıda olması, beklentilerini karşılayamayan güçlü isimlerin memnuniyetsizlikleri açısından da iktidar partisi için ciddi bir dezavantaj yaratacaktır.

Muhalefet açısından aday olamayanların etkisi daha küçük çapta yaşanacak olsa da özellikle CHP’de yaşanan önseçimlerin gruplaşmalar ve kamplaşmalar nedeniyle beklendiği avantajdan daha çok dezavantaj yaratacağı bilinmektedir. Seçimde umduğunu bulamayan adayların çok büyük çoğunluğunun seçimlerde CHP için çalışacaklarını beklemek sadece hayalden ibarettir. MHP açısından durum daha karmaşıktır. Çok sayıda etkili ismin adaylıklarına karşın parti içi iktidar mücadelesi nedeniyle yeni ve öne çıkmış birçok ismin elenmesi, partide geniş bir memnuniyetsizler ordusu yaratacaktır. Bu durum da MHP gibi çabuk iletişim halinde olan örgütlü yapılar açısından ciddi sakıncalar ve kayıplar ortaya çıkarabilir. Özellikle kasabalarda güçlü olan MHP, yerel nitelikte adaylar yerine merkezden atama adaylara yöneleceği için geniş bir seçmen tepkisi ile karşılaşmaya hazır olmalıdır.

Diğer muhalefet partileri açısından düşünüldüğünde, HDP’nin seçim barajını aşıyor izlenimiyle yola çıkması, baraj sorunu bulunan parti açısından büyük riskler taşımaktadır. Seçim barajını aşamayan HDP’nin büyük hayal kırıklığı ile siyasetteki varlığı bile sorgulanmaya başlanacaktır. Diğer küçük partilerin seçimde ittifak girişimleri yapıyor gibi gözükse de liderlerin megalomanisi nedeniyle seçimlere büyük ölçüde tek başlarına girip tarihi hezimetler yaşaması kaçınılmazdır. Sonuç olarak, seçimden sonra ortaya çıkacak yeni liderler ve siyasi partiler, seçime giren küçük siyasi partilerden ve liderlerinden daha şanslı olacaktır.

Haziran seçimleri yaklaştıkça Türk siyasi hayatı, beklenmeyen sürprizlere, bomba transferler ile heyecan verici gelişmelere gebedir. Bütün bu gerçeklere rağmen, Haziran seçimlerinin sonuçlarını kestirmek kolay değildir. İktidar partisi içindeki çatışmalar ve memnuniyetsiz lider hareketleri ile muhalefet partilerinin ittifak girişimlerinden alınacak sonuçlar ve aday tercihlerindeki isabetlilikler, seçim sonuçları üzerinde etkili olacaktır.

Bekleyelim ve görelim.

674590cookie-checkSiyaset ve İnsan

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.