Sokakların işgali

Sokaklar, kelimesi olmayanlar tarafından işgal edildi!

Kelimesiz insanlar sokakları doldurmaya devam ediyor. Kelimeleri yok söyleyecek, gölgeleri kaldırıma dahi düşmüyor. Gölgesiz insanların oluşturduğu bir kalabalık, şehrin caddelerini dolduruyor.

Dünyanın bir yerinde bir kız idam ediliyor, gözyaşları onun idamından çok sonraları yeryüzü ile buluşuyor. Onun acısını, hiç gitmediği ülkelerin insanı duyarken, kelimelerin hükmetmediği ülkelerin insanı normal karşılıyor.

Gözyaşlarının suladığı topraklarda bir şey yetişmez, kuraktır ve de çöldür. Gözyaşı toprağı yok eder, tuza dönderir. Tuz çürür ama kelimeler insanların ağzından dökülmez. Feryatlar yeryüzünü kaplar ama kelimeler yoktur. Feryat ile anlatırlar bütün acılarını ama kelimeler kağıda dökülmez. Acılar kelimesiz kalır, geçmişin zaman dilimi içinde. Acıları hiçbir kelime anlatamaz!

Dünyanın her hangi bir yerinde, bir yönetmen acıyı anlatan film yapar, acı çektirenler tarafından kendilerine ayna oldu diye öldürülür. Öldürülen yönetmen hakkında bir bilgi olmadan, kelimelerin olmadığı ülkede cinayet hemen kabul görür. Çekmeseydi öldürülmezdi denir. Seçim onundur. Ölümü hak etmiştir, çünkü ölen her daim suçludur. Kelimelerin hakim olmadığı ülkede yaşayanlar, her zaman haklıdır ve kutsaldırlar. Öldükten sonra ise konuşulmaz bile, çünkü ölüm unutma demektir. Unutma ise kelimesiz insanlar arasında yaygındır. Hafızası olmayan toplumların, kelimesiz insanların çok olması ile ilgisi vardır. Kelimesiz insanların doldurduğu bir caddede, işlenen bir cinayetin bile izi hemen yok edilir ve orada hiç cinayet işlenmemiş gibi davranılır. Tepkisizlik, kelime yoksunluğu ile ilgilidir.

Yönetmen acıyı işler, acı veren öldürür. Kimse o yönetmenin acıyı nasıl işlediğini göremez, çünkü filmler hafıza demektir ve kelime yoksunu insanların hafızaya ihtiyacı yoktur. Yönetmene, senaryo yazan ise nerede ve hangi tehditler altında yaşadığını bilemeyiz, çünkü bilmek için kelimelere ihtiyaç vardır, kelimelerin olmadığı yerde duyarlılık olur mu?

Genç bir kız idam edildi, henüz gözyaşı toprağa düşmeden idam edildiği topraklarda unutuldu, çünkü yaşadığı ülkede idam doğaldır ve olması gereken olarak algılanır. kelimelerin hakim olmadığı yerde, sonsuz itaat vardır.

Yaşanan gerçeklik, kafalardaki gerçeklik ve de kitapta yazan gerçeklik ile günümüzü tamamlarız. Kelimelerin hakim olamadığı yerlerde, tartışma olmaz, sorgulanmaz. Tek gerçeğe inanılır ve gerçeğin tek olduğunu düşünülür. Eğer birden fazla gerçeklik olursa, o zaman ne yapacağını şaşırır, fakat duyguları onu doğru yola götürecektir. Toplum nasıl tepki veriyorsa, o şekilde tepki vererek, genel gerçeğe itaat edilir. Toplumun gerçekliği, itaat etmeyi getirir. Eğer, yaşanan gerçeklik, kafadaki gerçeklik ile çelişiyorsa, o zaman anlamlar ve imgelerin yüklü olan gerçekliğe sorgusuz itaat edilir. Her davranıştan bir anlam çıkarılır ve o anlam üzerine kendi gerçekliğini kurar, bu kurulan gerçeklik ise İtaat etmek demektir, soru sormamak demektir. Eğer bir yerde soru soruluyorsa, orada kelime var demektir ve orada var olan gerçeğin sorgulanması anlamına gelir ki, bu da toplumun huzurunun bozulması anlamına gelir.

Huzur kelimesi, kelimesiz toplumlarda önemlidir, çünkü huzuru bulacağı yer bellidir. Huzur kendisi gibi yaşayanların oluşturmuş olduğu, tek doğruların ve tek yaşam biçiminin hakim olduğu ülkeler için geçerlidir. Huzur aranmaz yaşanır! Huzur demek, birbirine benzeyen insanların caddeleri doldurmasıdır.

Kelimesiz insanların oluşturduğu toplumlarda her türlü gelişim şaşırtıcı değildir, çünkü şaşırmak için kelimelerin insan kafası içinde çağrışım yapması gereklidir, şaşırmak için, birikim olması gereklidir.


—————————
http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

1584600cookie-checkSokakların işgali

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.