Sosyal diyalog, nerede kurulmak isteniyor?

Geçen haftaki yazımız da, asıl işveren – alt işveren (taşeronluk) ilişkisi üzerine, yeni yasal düzenleme yapılmak istendiğine ilişkin, gelişmeler konusunda bilgi vererek, ortaya hala bir metnin çıkmadığı üzerinde durmuştuk.

Akşam haberlerinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, Bakanlar Kurulu’n da, hazırlıkları yapılan, bu yasa tasarısı taslağı ile ilgili bilgi verdiği haberleri yayımlandı. Bu sunum sonrası, Başbakan’ın da, sosyal taraflarla görüşülmesini istediği haberleri de, aynı açıklamalar içinde yer aldı.

Bu gelişmelerden sonra, Bakan’ın “Üçlü Danışma Kurulu” nu, toplantıya çağırdığı haberleri geldi. Ve Bakan, sosyal taraflarla, yani işçi ve işveren konfederasyonları ile bu hafta sonu gelmeden bir araya gelecekler. Büyük olasılıkla, Bakan sadece bilgi vermekle yetinmeyip, hazırlığı yapılan tasarı taslağını da taraflara ileterek görüşlerini belirtmelerini isteyecektir..

Taşeronluk ile ilgili düzenleme konusunda, sosyal taraflardan içeriğine ilişkin, bu güne değin bir açıklama gelmediğine göre, henüz metnin ulaştırılmadığı anlaşılmaktadır. Metnin, bu Kurul’da ortaya çıkması halinde, konuya ilişkin olarak, somut tasarı taslağı üzerinde konuşmak daha iyi olacaktır. Çünkü bu güne değin, konuya ilişkin somut bir taslak olmadan, tartışmalar değişik söylemler üzerinden ve verimsiz olarak yürütülüyordu.

Bu Taslak içinde, işçi kiralamaya ilişkin ve özel istihdam bürolarına, bu görevlerin de verilmesi düzenlemesi yer alacaktır. Ve bu düzenlemeye, on yılı aşkın süredir ve sürekli olarak karşı çıkan işçi sendikaları konfederasyonları, bir kez daha bu düzenlemeye karşı çıkacaklardır.

Bu güne kadar, değişik vesilelerle gündeme gelen, kıdem tazminatı fonuna ilişkin düzenlemenin bu taslak içinde yer alıp almayacağı konusunda ise, bir açıklama yapılmamıştır. Kıdem tazminatı fonunun da, gündeme getirilmesi halinde, diyaloğun daha da zor olacağını ve hatta çözümsüzlüğe, yeniden kilitleneceğini belirtebiliriz.

Bu hafta sonu, “Üçlü Danışma Kurulu” toplantısı sonrası, diyalog sonrası bir anlaşma olacağı konusunda, olumlu düşünmek isterdik ama zor görülüyor. Gelişmeleri değerlendirmeyi sürdüreceğiz.

Ancak burada, Bakan’ın 2003 yılında 4857 sayılı İş Yasası ile getirilen, bu platformu toplayarak uzlaşma arayışıdır. Bu toplantılar, kapalı yapılmakta, sonra taraflar kendileri açısından açıklamalar yapmaktadırlar. Bu gelişmeler, uyumu değil, uyumsuzluğu, anlaşmayı değil anlaşmazlığı getirmektedir.

Oysa, Bakanlığın kuruluş yasasında yapılan düzenlemede, daha geniş katılımlı, “Çalışma Meclisi” toplanmasına ilişkin düznleme yer almaktadır. Bu sosyal diyalog platformu, günümüze değin, nedense Ak Parti döneminde hiç çalıştırılmadı.

Yine bilindiği gibi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, referandum ile Anayasal bir kurum haline geldi. Bu kurul referandumdan bu yana, iki buçuk yıl geçmiş olmasına karşın, toplanmadığı gibi, Anayasa değişikliği sonrası, yasada yeni bazı dğzenlemeler de yapılmadı. Anayasa değişikliği öncesi, halende yürürlükte olan yasa gereği ise, bu Konsey’in devamlı toplanması gerekiyor. Başbakan, toplanması için bir çağrı yapmadığı gibi, sosyal taraflardan da, herhalde bu platformun toplnmasından umut kesilmiş olmalı ki, onlardan da ses çıkmıyor.

Sonuç olarak, Anayasa gereği, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yasa gereği Çalışma Meclisi toplantıya çağrılmıyor.

Bu hafta toplanacak, “Üçlü Danışma Kurulu”na, eğer DİSK katılırsa, yeni Başkan katılmış olacak, Bakalım nasıl bir ses verilecek.

Türk-İş’ e gelince, su sıralar bir sessizlik var. Bu sessizlik pek hayra alamet değil gibi. Yürütülen kamu işyerlerindeki işçilerle ilgili toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin süresi bitti. Arabuluculuk aşamaları da bu ay sonuna kadar sona erecek. Anlaşma yok. Hükümet daha bu güne kadar, istenen ücret zammı konusunda, bir rakkam telafuzu bile yapmadı. Ayrıca bir starteji de çizilmiş değil. Türk-İş kanadında da, bir toplu değerlendirme, görüş bildirme izlenecek yolu belirleme konusun da, bir gelişme ve işaret de yok.

Öte yandan, Türk-İş’e bağlı, Tek Gıda-İş Sendikası, Çay-Kur işyerlerinde, yine Türk-İş’e bağlı Hava-İş Sendikası’da, THY işyerlerinde, grev kararlarını aldı bile. Bu işyerlerinde grev kapıda görülüyor. Toplu bir değerlendirme ve izlenecek yol konusun da, Türk-İş de bir ses de yok.

Türk-İş’in tutumu, gerçekten son aylarda gittikçe ilginç bir durum almaya başladı. Bu sessizlik ve sendikalar arası, yöneticiler arası diyalogsuzluk, nereye kadar böyle devam edecek.

Bu durum da, görülen tablo, “Üçlü Danışma Kurulu” toplantısı sonrasından, bir gelişme beklemek zor görülüyor.

Asıl önemli olan, bu konular da, işçi sendikaları konfederasyonu yetkililerinin, bu toplantıyı değerlendirirken açıklamalardaki, kullanacakları dil ve tavır nasıl olacak.

Önceden de belirttiğimiz gibi, Nisan ayı geldi. Baharla birlıikte, havalar ısınıyor. Soru. Çalışma ilişkilerinde ki havalar nasıl ısınacak.

_______________________

Ankara 9 Nisan 2013. [email protected]
.

1549180cookie-checkSosyal diyalog, nerede kurulmak isteniyor?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.