“Sosyal Güvenlik Reformu” yapmıştık, değil mi?

Kurumların adını ve yararlananların adlarını da silip değiştirmiştik. Toplumun hafızasına kazınan bazı adlandırmalar, ne yazık ki öğle akşamdan sabaha değiştirilse de yerleşemiyor.

Bir Sosyal Sigortalar Kurumu vardı. Bir Bağ-Kur vardı. Bir Emekli Sandığı vardı. Sigorta emeklisi, Bağ-Kur emeklisi, Memur Emekli Sandığı emeklisi vardı. Bunları unutmadık değil mi?

Kurumları sildik. Tek bir Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanığıı yaptık. Altında bir çok genel müdürlükler oluşturduk. Kapısında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yazılacak mı, yazılmayacak mı tartışmalarından, yazılmayacak sonucunu uyguladık.

Siz bu eski kurumlardan emekli oldunuzsa, tanımınızı biliyorsunuz, daha sonra emekli olanların bir çoğu da, bu eski tanımlamayı kullanıyor.

Yani siz şimdi, 4A, 4B,4C’nin neresindensiniz?

Biliyorsunuz seçimlere giderken CHP, bütün emeklilere, dini bayramlarda birer maaş ikramiye verileceği sloganını getirdi. Tuttu ve gündem yarattı. İktidar, asgari ücret konusu gibi, bu konuda da gündemin gerisinde kalmıştı. 7 Haziran dan sonra, iktidar da bu gündemin bir ucundan tuttu.

Emeklilere, aylık 100’er lira zam yapılacağını seçim bildirgesinde ilan etti. Reklamlarını yaptı.

64. Hükümet ile birlikte, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı bu öneriyi yaşama geçirecek.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı’nın bu konuda, hiç açıklamasını ya da nasıl değerlendirdiğine ilişkin görüşünü, ya da nasıl yapılacağına ilişkin bir bildirimini duydunuz mu?

Duyamazsınız. Çünkü, Kurum’un aylardır bir Başkanı yok. Başkanın bir ara, AK Parti’den milletvekili olacağı söyleniyordu. Listelere girdiği zaman da oldu. Ama millevekili olamadı. Fısıltı gazetesinde, 63. Hükümet’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olacağı, ancak son anda listeden çıktığı söylemi de yer aldı.

Herhalde Başkan’da baktı, Millevekili olamadı, Bakan olamadı ve ilk defa kendisi için tahsis edilen, Amerika Birleşik Devletleri’n de ki çalışma yaşamına ilişkin konularda ki görevine, seçimlerden önce gitti.

O gün bu gündür, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı gibi bir büyük kurumun Başkanı yok. Vekaleten yürütülüyor.

64. Hükümet kuruldu. Yeni Bakan belli oldu. Hükümet güven oyu da aldı. Bir ay geçti, yeni bir yıla gireceğiz. Bütçe konusu var en başta ve bu kurumun başkanı hala yok.

Yeni Bakan bu konu da bir isim mi bulamadı, ya da önerilmedi mi, hala bir hareket yok.

Bu kurumlardan emekli olanlar, haliniz nasıl. Hastanelerde durum iyi, ilaç sıkıntısı kuyruğu yok. Eh bu hizmetler için emekli maaşınızdan daha sizin elinize geçmeden bu kesintiler yapıldığından, çoğunluk bu kesintilerin oranını, artışını bilemiyor. Ama özel bir hastaneye giderseniz, kurumdan kesilen ve size dönecek miktarlar dışında, hastane yönetimi size de, şimdi ödeyeceğiniz tutar bu diye fatura çıkardığında biraz şaşırıyorsunuz belki. Ama olacak o kadar. Herşeyin bir bedeli var. Sosyal Güvenlik Reformu yaptık. 10 yıl oldu.

Bu arada yasada bir çok değişiklikleri de, torba da ya da torbasız yaptık. Sistemi oturtacağız, yavaş yavaş, acele etmeyin.

Şİmdi gelelim asıl konuya, Emeklilere iki maaş ikramiye önerisine karşı, ay da 100.TL zammı, İktidar da olan AK Parti nasıl yapacak.

Bütçe Plan Komisyonu’na sunulan bir teklif ile, Sigorta ve Bağ-Kur emeklisi için, 1.1.2016 dan itibaren ayda 100 lira zam teklifi kabul edilmiş. Yasalaşacak.

Şimdi önce bir durum tesbiti yapalım.

Farkındamısınız, kaldırılan kurumların, hani yasal olarak olmayan kurumların adı verilerek, bu konu görüşülüyor ve kamu oyuna yansıyor. Şimdi “Sosyal Sigortalı”, “Bağ-Kur’lu” kaldımı. Yok. Böyle bir tanım bile yok.

O zaman yasayı hazırlayan teknik ekibe ve yasalaştıranlara sormak gerekir. Bu kurumların neden isimlerini bile bırakmadınız. Hafızalardan silmeğe çalıştınız, ama on yıl olmuş, hala silinmiyor. Silememişsiniz.

Verilecek yanıtı hemen aşağı yukarı açıklayalım. Bu üç kurumu, TEK ÇATI’da birleştirdik. Hizmetlerde, birlik ve uyum sağladık, farklı ve ayırımcılığı giderdik diye de belirtebilirler.

O zaman biz soralım. Sigorta Emeklisi ile Bağ-Kur Emeklisi için bu yeni hakkı, yani 100 Tl aylık artışını seyyanen düzenliyorsunuz da, niye bir ayırım yapılıyor.

Memur emeklisi ne oldu. Onu diye ayırdınız. Onlar da, bu kurumun bir parçası değil mi. Bu ayırım neden ya da bu durum, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı değl mi.?

Şimdi insanın aklına bazı sorular geliyor. Kurumun bir Başkanı yok. Ama Başkan Vekili var, o da bir açıklama yapmadı.

Sosyal Güvenik Kurumu yönetiminde emeklilerin temsilcisi ne yapıyor acaba?

Ya da Hükümet ile kamu görevlilerini ilgilendiren toplu görüşmeleri yapan, anlaşan, Memur-Sen Konfederasyonu ve buraya bağlı sendikaların da, bir açıklaması yok.

Memur-Sen’in (eski) Başkanı ve bu sendikada seçilmiş ya da görevli bir çok temsilci de, şimdi parlamento da, hem de iktidar partisinden. Onlardan da ses yok.

Peki memur emeklilerine yapılan bu ayırım sonucu, ayrımcılın yapılmaması ve eşitlik ilkesi çerçevesinde, konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götüren olacak mı?

Hele, Yasa bir çıksın, uygulama başlasın, Durumu görelim ve izlemeğe çalışalım.

Hatırlıyorsunuz değil mi? “Sosyal Güvenlik Reformu” on yıldır uygulanıyor.

______________________

Ankara. 22 Aralık 2015. Salı. [email protected]

1578580cookie-check“Sosyal Güvenlik Reformu” yapmıştık, değil mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.