Soyer, AB, AB Komisyonu’nun 26 Nisan 2004’te hazırladığı mali yardım ve doğrudan ticaret tüzüklerini ayırarak mali yardımı onaylamasının olumsuz bir gelişme olduğunu, ancak mali yardım onaylanırken doğrudan ticaret tüzüğü ile izolasyonların kaldırılmasına atıf yapılarak gündemde tutulmasının olumlu olduğunu söyledi.
Başbakan Soyer, konuyla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Maraş’ın iadesiyle limanların açılması gibi konularınsa bu aşamada masaya gelemeyeceğini, bu konuların ancak bütünlüklü çözüm çerçevesinde ele alınabileceğini kaydetti.
Doğrudan ticaret tüzüğüyle ayrılarak 139 milyon avroluk mali yardımın onaylanmasına ilişkin kararı, ”Bütünüyle siyah veya beyaz yok. Sıkıntılar doğurabilecek muğlak ifadeler var, ancak bütünlüklü olarak bakıldığında Güney Kıbrıs’ın da istediği sonuca ulaşamadığı görülür” diye yorumlayan Soyer, mali yardım tüzüğü onaylanırken doğrudan ticaret tüzüğünün rafa kaldırılmadan gündemde tutulmasının ve bu çerçevede izolasyonların kaldırılmasına atıf yapılmasının haklılıklarının göstergesi olduğunu kaydetti.
Türk tarafının izolasyonların kaldırılmasına ilişkin talebinin kararlılıkla devam edeceğini kaydeden Soyer, ”139 milyon avroluk mali yardımın kabul edilip edilmeyeceğine” ilişkin soruyu, ”Elastikiyetli tutumumuzun nedeni paranın miktarı değil, Kıbrıs Türk halkının AB’yle ilişkilerini koparmamaktır. Yoksa para miktarı olarak Türkiye kat kat daha fazlasını veriyor” diye yanıtladı.
