Soylu bir deliliktir, 21. yüzyılda gerçek sevgi

SOYLU BİR DELİLİKTİR 21.YÜZYILDA GERÇEK SEVGİ

Sevdiniz…
ama bir ihtimal
anlamadınız…
Sevginin kolları vardı, gözleri vardı, ağzı vardı…
Kalbi kulaklarında dinlerdi,
kalbi ellerinde dokunurdu,
kalbi gözlerinde okunurdu…
Sevgi konuşurdu.

Sevdiniz bir ihtimal,
Gürül gürül bir nehirden
karışarak denizlere,
dibinde yosun ve çamur tortusu,
dehasından arta kalanlarıyla aşkın…
Öyle ya… aşkla başlardı herşey
ve sevgiyle sürerdi ancak…
Ve deli akmadan anlaşılmazdı değeri
durgun denizlerin…
Sevginin gücüyle varılan o son durak…
Yoksa çok kolaydı doğrusu kendini kandırmak,
şöyle haktan hukuktan bir kılıf giydirmek
dost sohbetlerinde,
ben sevdim mi adam gibi severim telkinini savurmak.

Sevdiniz biliyorum…
Ve biliyorum görüyorsunuz…
Işığa yapışan pervaneleri de,
soyunan istakozları da,
gün batımını da…
ve doğumunu dağların arkasından…
Ve sardunyaların her bahar
rengarenk açmasını,
ateşböceklerini de geceleri,
mimozaları, ıhlamur ağaçlarını…
Herşeyi gören siz…
Herşeyi duyan siz…
Bu kadar farkında iseniz…
Sözler soyunsaydınız, sözler giyinseydiniz,
sevgiyi tutabilseydiniz.
Sevdiniz…
ama bir ihtimal
anlamadınız.
Tarihler attınız ama
hiç birini yüreğinize kazımadınız.
Sevdiniz biliyorum
bir ihtimal…
Ve o ihtimal uğruna ne hayatlar harcadınız.

Soylu bir deliliktir 21inci yüzyılda sevmek…
Paha biçilmez bir kaftandır bu
sırtınıza geçirdiğiniz..
Herkes bir kere ölmeliydi doğmak için
ve öldünüz biliyorum…
Ve tüm çıplaklığınızla doğmak için yeniden…
Üstelik dirilen sadece siz de değildiniz…
Sizinle beraber ağaçlar da dirildi,
Nergisler… Martılar… Güneş… Ay…

21inci yüzyılın bereketiydi bu,
herşeyi gören gözleriniz…
Gördünüz…
hayat bir çılgınlıktı,
bir kendini arayış…
tek bir varış için bunca yarış…
bayrağı çeken yine kalbinizdi,
sevdiğiniz kadar sevilmek isterdiniz…
ve ne yazık ki ölçmesi mümkünsüz…
ama umudun suyuydu… kök verirdiniz…
Filizlenirdiniz…
Dallarınızda kuşlar şarkı söylerdi…
Soylu bir delilik 21inci yüzyılda gerçek sevgi…
Otla böcekle sarmaş dolaş olacak kadar samimi,
birine sadık kalacak kadar hür
ve söz verecek kadar cesur…

Sevdiniz bir ihtimal
ama anlamadınız…
Üzüldünüz herşeye…
Haberlere, filmlere,
sağda solda olup bitenlere,
ama en çok kendinize…
En çok kendinizi üzdünüz…
Mutsuzluk sindi ürpertinize,
soldu bakışlarınız.
Ne kadar da yorulmuştunuz…
Aslında siz hep yorgundunuz,
sesiniz yorgundu,
sarılışlarınız,
özlemleriniz …
siz hep sevilmek istediniz
asıl yorgunluğunuz buydu.
Ölümden sonra hayat var mıydı?
merak ettiniz hep…
peki yaşarken ne yaptınız?
Sevdiniz kimbilir…
severken ne yaptınız?
herhangi bir kadın, herhangi bir erkek yaptınız aşkı…
Aşk zannettiniz karşılıksız aşklaşmaları…
Ve yorulan artık sadece siz de değildiniz üstelik.
Herkesi ve herşeyi de yordunuz kendiniz gibi.
Sevdiniz
ama
bir ihtimal
anlamadınız.
sevgiyi her daim kral sanan bir aslan,
sevgiyi her daim sürüngen sanan bir yılan yaptınız…

21inci yüzyılın en büyük felaketidir
hala sevgi üzerine konuşuyor olmak.
azaltabilirsiniz de çoğaltabilirsiniz de
sevgi hep aynı kalamaz…
Sevdiyseniz…
ki biliyorum siz de sevdiniz…
ve bir ihtimal
hala göremediyseniz,
hala duyamadıysanız,
hala dokunamadıysanız
ve hala arıyorsanız…
Eh be 21inci yüzyıldayız uyanın artık …
terkedin aklınızın zararlı kıyılarını…
bu yüzyılın en büyük başarısızlığı
-mış gibi yaşamaktır hayatı…

[email protected]

1604220cookie-checkSoylu bir deliliktir, 21. yüzyılda gerçek sevgi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.