İsrail neden ilgi odağı olmaktadır

Bilimsel ve kültürel olarak çok zenginleştiğim bu toplantı süresince tutuğum notlarımdan bir kısmını paylaşmak isterim.
İsrail kuzeyden güneye 470 km. Kuzeyde Goland tepeleri güneyde Negav çölü ve kızıl deniz kadar uzanıyor. Haritada o kadar yerleşim yeri görülmüyor. İsrail’in nüfusu yaklaşık 7 milyon yaklaşık 2 milyon kadar Arap yaşıyor. Çoğunluğu dünyanın değişik yerlerinde gelmiş Yahudilerden oluşuyor. İlk gelen Yahudiler kendilerine göre sistem kurmuşlar. Dışarıdan halen aldıkları yüksek maddi destek ve askeri yardımı ile kendilerine uygun Kibutz’ler ile yeni yapılar oluşturmuşlar. Son yıllarda Rusya, Yemen ve Kuzey Afrika’dan gelen Yahudiler ile farklı insanlardan oluşan bir topluluk oluşturmuşlardır. Eski Kudüs’teki Osmanlı Padişahı Sultan Süleyman’ın yaptığı kalenin surları arasındaki üç büyük dinin ibadet yerleri ve farklı inanıştaki insanların giyim kuşamları ve diğer farklılıkları görülmeye değer. Özellikle batı kısımların en yoğun yerleşim yerleri iç içe geçmiş. Özellikle Yahudi yerleşim yerleri çok yoğun olarak modern kentlerden oluşmuştur. Yanı başında ise doğru dürüst yoları bile olmayan, bildik manzaraların ya

İsrail dünyada genelde iki konuda varlığını göstermektedir.
Bunlardan birincisi İsrail’in bir din devleti olarak 1948 yılında Filistin topraklarında kurulması ile başlayan gerginlik ve göz yaşı. Diğeri de bilim ve teknolojide ileri araştırma ve teknoloji üretmesidir. İsrail’in işgal ettiği topraklar ve bölgede uyguladığı şiddet insan hakları ihlalleri dünyanın sürekli gündeminde olan bir konudur. Türkiye ile İsrail ilişkileri de istenilen düzeyde gelişmediğini bunun etkileri ve yansımalarını her alanda görmekteyiz. İsrail’de katıldığım bir bilimsel toplantı esnasında yaptığımız çevre gezilerinde tuttuğum notların yayınlanabileceğini düşünen ve Türkiye’den gelen tek kişi olarak İsrailli meslektaşım ikide bir sanki Türkiye mesaj gönderir gibi “bak Türkiye’de bu konu yanlış biliniyor” “Şurası orada söylendiği gibi değil” ifadeleri ile adeta Türkiye İsrail’i yanlış tanıyor diyor. İsrail’de yapılan toplantıdan bir yıl önce 2008 yılında Ürdün’ün Irbid kentindeki Jordan University of Science and Techmology bölümü ile Uluslararası Bitki Besleme Enstitüsünün düzenlediği fert

Tarım Bakanı Toplantı İle Doğrudan ilgileniyor
Toplantının başlangıcında bir ara telefonu çalan toplantı yöneticisi dışarı çıkıp geldiğinde tarım bakanının iyi dilekleri ileterek her konuda yarımcı olacaklarını belirtiyorlar. Toplantı İsrail Bilim bakanlığı tarafından desteklenmekteydi. İlgili yöneticiler de aynı şekilde ilgi göstermişlerdir. İlgililerin ilgisi ve toplantının organizasyon şekli ülkenin bilme verdikleri önemi ortay koymaktadır.

İsrail Eğitilmiş Nitelikli İnsana Sahiptir.
İsrail’deki toplantının bir kısmı Ölü Deniz kıyısında gerçekleşti. 2008 yılında Ürdün tarafında kalan Ölü Denizi de gezdirmişlerdi. Toplantı sırasında iki tarafın gelişmişliğini ve bir çok yönden karşılaştırma şansım oldu. Ürdün toplantısı sonrası organize olmanın ve yetişmiş insan potansiyelinin önemini çevremdeki arkadaş ve dostlarım ile paylaşmıştım. Genelde yaşam bakış açım insan eksenli olduğu için eğitilmiş, insani değerleri yüksek, ne aradığını bilen insanın başarısı hep gördüğüm ve izlediğim bir olgudur.

İsrail Tarımsal Üretimde İleri Teknoloji Ürünleri yetiştiriyor
Bugün İsrail dünyada ekonomik destek görmesine rağmen Dünyaya avuç içi kadar sınırlı alanda ürettikleri ile ihracat yapabilmektedir. Ortadoğu’nun Akdeniz iklim kuşağında suyun yetersiz olduğu sıcak kurak iklim kuşağında toprakların kalitesinin bozulduğu tuzlu ve alkali toprak koşullarında yüksek üretim yapmak ve dünyaya tarım ürünleri çiçek satabilmesi hepimizin ilgisini çekmektedir. Tarım alanında bir çok ürünü doğrudan alandan pazarlamaktadır. Ülkemizde kurduğu şirketler ile Türkiye’ye de mal ve hizmet satabilmektedir. Tohum üretimi önemsenmiştir. İsrail’de 20 tane ileri düzeyde tohum üreten şirket var. Ayrıca çok sayıda fidan ve fide şirketi bulunmaktadır. Karpuz, domates ve salatalık bölgedeki önemli ihracatlık sebzelerin tohumlarının kilosu altından daha pahalıdır.

İsrail’de Eğitim Birinci Öncelik
İsrail güvenlik kaygısı en yüksek olan ülkelerin başında geldiği için eğitme çok önem vermektedirler. Onun için eğitim her şeyin başında geliyor. İsrail’in Ortadoğu’daki varlık nedeni eğitim, bilim ve teknolojiye verdiği önemde gizlidir. Küçük ancak nitelikli nüfusu ile uçak ve elektronik sanayisi ile dünyaya meydan okuyabilmektedir. Tarım teknolojileri tohum ve damla sulama teknikleri ile dünyanın tarımsal çehresini değiştirmiştir. Ünlü Çin özdeyişin de belirtildiği üzere “Planın, hedefin bir yıllık ise pirinç ek; on yıllık ise ağaç dik, yüz yıllık ise insan yetiştir” anlayışına uygun olarak insana yatırım yapmış. Üniversiteleri dünya klâsmanında bilim yapmaktadırlar.
İsrail’de ilk ve orta eğitim 11 yıl bazen 12 yıl olabiliyormuş. Özel okul yok denecek kadar düşük. Çoğunluğu kamu okulları ve genelde her tarafta benzer eğitim veriliyor. Her öğrenci İbranice (Hibron), İngilizce ve Arapça öğrenmek zorunda. Eğitim çok sıkı yapılmaktadır. Ayrıca her erkek genç 3 yıl kızlarda 2 yıl askerlik eğitimi ve askerlik yapmak zorundadır.

İsrail’de Üniversiteler
Ülkede 5 üniversite var. Hepsi de aynı nitelikte değerli. Her biri kendi çapında belirli alanlarda ileridirler. Meslek Yüksekokulu düzeyinde 6 yarı özel üniversite belirli alanlarda diploma-sertifika verdiği belirtiliyor.
Üniversitede Hibron, İngilizce ve Arapça ders veriliyor. Arap öğrenciler de aynı üniversitelerde okuyor ve Arapça seçmeli dersler de alıyorlarmış. Üniversitede her öğrenci İngilizce bilir mi diye sorduğumda, evet, her öğrenci İngilizce bilir dediler. İsrail’de bizdeki gibi bir üniversiteye giriş sınavının olduğu ve bu sınavın bir bölümünde İngilizce düzeyini belirleyen testleri içeriyor. Böylece öğrenciler üniversiteye kayıt yapabilmek için mutlaka İngilizce bilmek zorunda. Yoksa üniversiteye giremez.

Üniversiteler Seçici ve Niteliği Yüksek Tutuyorlar
Hebrrow üniversitesi 1925 yılında kuruluyor. İsrail’in en ileri üniversitelerinden. Tarım alanında çok ileri çalışma yapılıyor. Diğer üniversitelerin başka alanlarda başarılı araştırma ve eğitim yapılmaktadır.
Üniversitede öğretim üyesi olmak, araştırma kalitesi ve sürdürülebilirlik konusunda kendi sistemleri ve öz denetimlerinin olduğunu öğreniyoruz. İsrail her ne kadar dışarıdan besleniyor bile olsa sistem tamamen batıdan esinlenilmiş ancak kendi standartlarını koymuşlar. Lisans üstü eğitimden sonra araştırmacı olmak isteyen kişilerden araştırmacı olma gerekçesi yanında ders verme becerisi de değerlendirilmekteymiş.
Bilim insanları çok seçici. İsrailli öğretim üyeleri sürekli kan tazeliyor. Öğretim üyeleri her 6 yılda bir, bir yıllığına sbetikal’a zorunlu gönderiliyor. Bu da üniversitelerin dünya ile paralel hareket etmelerini sağlıyor. Hatta daha da ileri oldukları alanlarda bulunuyor.
Kendi çalışma alanımız tarım konusunda çok ileri ve bazılarını da ilk defa kendileri çalışmışlardır. Damla sulama teknikleri, tohum ıslahı ve genetik çalışmalarda çok ileri araştırma alt yapısı ve bilgi düzeyine sahiptirler. Tuzlu toprakların ıslahı, tuzlu su ile bitkisel üretim gerçekleştirmek için toprak ve bitkinin temel yasalarını iyi bilmek gerekiyor. Bu konularda dünyada eşi benzeri olmayan çalışmalar yapıyorlar. Topraksız tarım kültürü konusunda çok ileri çalışmalara sahipler. Su hasatı ve yönetimi konularına ileri çalışmalar yürütülüyor. Doğal olarak kaynak sorunu yaşıyorlar. Ancak dış destek ve Bilim ve teknoloji bakanlığı her konuda ileri teknolojik çalışmaya önem veriyor ve araştırıcılarını destekliyor.

Filistin’de de Üniversite Var
Filistin’de de eski üniversiteler var. Şimdi sanırım yalnızca ders veriliyor. Dersler nasıl yapılıyor konusunu bilmiyorum ancak kalitenin çok iyi olmadığı biliniyor. Durumu iyi olan ailelerin çocuklarını Mısıra, Ürdün, ABD ve Avrupa’ya gittiği belirtiliyor

Araştırma Enstitüleri Üniversite Gibi Çalışıyor
İsrail’de araştırmacı olmak çok zorlu bir süreci gerektiriyormuş. Önce Araştırma Enstitüsünün talebinin olması gerekiyor. Baş vuran adayların biri ilgili bölüm, biri Enstitü, biri Üniversite öğretim üyesi ve biri de diğer kurumalardan oluşan 4 kişilik bir heyet kişiyi işe alma sınavından geçiriyor. Ve kişi işe alındıysa 4 yıl boyunca izlenmeye alınıyor. Her yıl araştırıcı kişisel başarı raporunu ilgili birime vererek yeteneğini ve etkin çalışabilirliğini gösteriyor. 4 yıl sonra komite kişinin sürekli işe alınabilirliğine karar veriyor. Ondan sonra da her iki yılda bir kişi bilimsel çalışma kalitesi, yayın sayısı, yayınları kalitesi, kişinin İsrail tarımı için yaptığı katkılar, Bölge için yaptıkları, ulusal komitelerdeki rolü ve diğer etkinlikleri seminerler dikkate alınarak gelişmesi değerlendirilmektedir. İsrail’de Araştırma Enstitülerinde de Profesörlüğe kadar çıkılabilir. Ancak her aşamada en az 20 kaliteli yayın yapmak gerekiyor. Çalışmalar temel çalışma ancak pratikte de kullanılıyor olması koşulu geti
Bilim adamı olmanın çok sıkı bir elemeden geçtiğini anlıyoruz. Amaç o alana uygun kişi belirlemektir. Bizdeki gibi adamına göre iş alanı yaratılmamaktadır.
Bilim insanları ayrıca İsrail toplumuna karşı da sorumlu ve sosyal da olmak zorundadırlar.
İsrail tarımı yol boyunca analiz ettiğim bütün alanlarda ne denli süzenli olduğu görülüyor. İsrail tarımı hassas tarım. En küçük bir etkinin ölçülebilir nitelikte yapılmakt olduğu görülüyor. Su damla ile gübre miligram düzeyinde ilaç zamanında yapılıyor. Ürünlerin hasat zamanı belirli analizlere sonrası karar veriliyor. Yaptığımız bilimsel toplantıya çiftçi temsilcilileri ve doktoralı çiftçilerin izlemesi dikkatten kaçmadı.
Bir hafta boyunca İsrail Kuzey’de Golandan güneyde Ölü Denize kadar yaptığımız gezi yanında Filistin kentlerine yaptığım geziler ve geçen sene Üründe gördüklerim eğitim ve nitelikli insana sahip olmanın ne denli önemli bir zenginlik olduğunu gösterdi. Örgütlenmek, organize olmak, dünya çapında üniversite kurmak, kaliteli eğitim ile nitelikli insan yetiştirmenin önemini bir kez daha gördüm.

Kendi Adıma Çıkardığım Ders
İsrail İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturmuş bir ülke. Temelde dünyanın değişik ülkelerinde gelen ve her birinin kendine özgü zenginlik ve birikimlerinin iyi organize edildiği bir ülke. Yurt dışlında sağladıkları maddi ve manevi destek ile iyi organize olmuş bilim ve teknolojiyi ileri düzeyde kullanma becerisini kazanmış ve sistematik hale getirmişler. İsrail’e giderken ve gelirken uçakta tanıştığım İsraillilerin çoğunluğu teknik eleman, iş adamı ve işletmeci kimliği yanında Atatürk Havaalanında Avrupa’dan gelen çoğunluğu sıradan hizmet işi yapan Türk işçileri ile karşılaştırınca Victor Hugo’nun “Bir ulusun büyüklüğü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısı ile belli olur” ifadesi ne demek istediğini daha iyi anladım. Öztin Akgüç (13 Aralık 2009) tarihli yorum köşesinde “Ülkelerin gerçek varlığı, gerçek zenginliği insandır” ifadesi Victor Hugo’nun ifadesi ile bütünleşince çok daha anlamlı olmaktadır. Sayın Akgüç “Ne kıymetli madenler ne de doğal kaynaklar” zenginliğidir. Gerçek zeng
Türklerden de yurt dışında başarılı olmuş girişimci, eğitimli kişiler var ancak genellemeye çalıştığımızda eğitim düzeyimizin halen ortalama 4 yıl olması, okuma yazma bilmeyen kadın ve erkelerin % 30-10 arasında değişiyor olması bunun yarattığı yansıma net olarak görülüyor. Türkiye’nin içinde geçtiği süreçteki yaşanan bunca olayın önemli bir nedeni eğitim yetersizliği ve kalitesi olduğu hep beynimi meşgul etmiştir.

İsrail ile ilgili tutuğum diğer notları ileride zaman ölçüsünde paylaşmaya çalışacağım.

*Prof. Dr. Çukurova Üniversitesi,
[email protected]

744610cookie-checkİsrail neden ilgi odağı olmaktadır

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.